Aydın Engin*
Eylül sonunda AKP Reis’i yine kürsüye çıktığı bir yerde (neresi hatırlamıyorum, önemli de değil) çok ama çok önemli bir cümle kurdu. Umutlar bağladığı Trump yönetiminin de Fethullah Gülen’i iade etmeye yanaşmaması üzerine zor zaptettiği, hatta
etmediği, öfkesiyle konuştu.
Aynen aktarıyorum:
-Papazı verin, diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin biz de onu size verelim...
Trump’ın geri istediği papaz Andrew Craig Bronson adlı İzmir’deki Protestan Diriliş Kilisesi’nde görevli olduğu söylenen bir pastor. (Protestan papazlarına pastor deniyor).
Andrew Craig Bronson 9 Ağustos 2016’da İzmir’de “FETÖ üyesi” olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Henüz iddianamesi yazılmadı. Bana sorarsanız yakın bir gelecekte yazılacağı da yok.
Çünkü bu pastor biraz farklı bir papaz. Bir kere ABD yönetimi, özellikle Trump tayfası ona çok önem veriyor. Doğrulanamayan iddialara göre CIA’da üst düzey yönetici imiş veya olacakmış. Bilemem. Ancak “papazdan öte bir papaz” olduğu belli. Yoksa ABD dışında, bir Anadolu kentindeki bir kilisede sadece papazlık yapan bir din adamı ile Trump yönetimi bu kadar yakıcı ve yakından ilgilenmezdi...
AKP Reisi’nin “papaz” ilan ettiği kişinin Fethullah Gülen olduğunu anlamak için ortalama zekâ yeter de artar bile.
Buraya kadarında şaşılacak bir yan yok. İki “papaz” da kendi devletleri açısından önemli. Biri (Trump) papazını bağrına basmak için geri istiyor; bizimki de papazının ümüğünü sıkmak için geri istiyor.
İyi de...
***
İyi de FETÖ bağlantısı, hatta üyesi olduğu gerekçesi ile tutuklanan Amerikalı papazın iadesi üstünde biraz hatta “çok biraz” durmak gerek.
Hayır, sorun papazın kimliği, kişiliği, ilişkisi filan değil; Tayyip Erdoğan’ın cümlesi.
“Ver papazımı, al papazını” ne demektir?..
Anayasasında bir hukuk devleti olduğu yazan; Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta “Türkiye’de yargı bağımsızdır. Türkiye’de yargı Avrupa ülkelerinden bile bağımsızdır” dediği bir ülkedeyiz...
İşte bu “bağımsız” yargının bir savcısı ortada bir suç olduğuna inanmış ve bunun kanıtlarını da elde etmiş olmalı ki mahkemeye gidip papazın tutuklanmasını ve yargılama sonunda cezalandırılmasını istemiş.
“Bağımsız” yargının bu konuyla görevli sulh ceza mahkemesinin yargıcı önüne konan dosyaya bakmış; ortada cezalandırmayla sonuçlanabilecek bir suç olduğuna hükmetmiş ve papazı tutuklayıp hapishaneye yollamış. Papaz 14 aydır İzmir’de bir hapishanede...
Şimdi bu ülkenin devletinin en tepesindeki zat “Ver papazımı, vereyim papazını” dediğinde o savcı ne yapacaktır?
Şimdi bu ülkenin devletinin en tepesindeki zat, “Ver papazımı, vereyim papazını” dediğinde o papaz hakkında tutuklama kararı veren o yargıç ne yapacaktır?
Ve yazıyı noktalarken en can alıcı soru:
Eğrisi doğrusuna gelse ve Trump, “Tamam Reis. Anlaştık. Ver papazımı, al papazını” deyiverse ne olacak?
Bağımsız yargının kararı yok sayılıp İzmir’de mahkeme kararıyla tutuklu papaz serbest bırakılıp Trump’a postalanacak mı?
Sonra da bu ülkede “yargı bağımsızdır” türküsünün çığırılmasına devam edilecek mi?
* Bu makale ilk olarak Cumhuriyet'te yayımlanmıştır