PKK’nın Abdullah Öcalan’ı ‘sabote etmediğini’, tam tersine, Öcalan’ın veto ve onay makamı ve PKK açısından ‘başmüzakereci‘ olduğunu belirten KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyr Aydar, "Silahsızlanma süreciyle ilgili 'Anayasal haklar ve güvenlik konuları paralel yürütülmeli. Örgüt ve Sayın Öcalan arasında bir mekanizma kurulmalı. Örgüt Başkan’a, Başkan da örgüte danışmadan bir karar vermez' dedi.
MİT’in Avrupa’daki muhatabı ve bir dönem İmralı-Kandil ya da Ankara-Kandil arasında köprü vazifesi gören kilit isimlerden Zübeyr Aydar, Aslı Aydıntaşbaş'ın sorularını yanıtladı.
Aydıntaşbaş'ın, Aydar'la ‘Öcalan bizim için başmüzakerecidir’başlığıyla yayımlanan (26 Kasım 2012) yazısı özetle şöyle:
* Ya Türkiye, geçmiş sürecin aksine, PKK’yı ve Kandil’i by-pass ederek işi İmralı ve BDP üzerinden götürme yoluna giderse?
(...)Hareket bir bütündür, farklı kanatlar yoktur, başında da Başkan’ımız sayın Öcalan vardır. KCK sözleşmesine göre, sayın Öcalan, stratejik konularda onay makamıdır, veto hakkına sahiptir ve başmüzakerecidir. Başkan’ımız, örgütle paylaşmadan, görüşlerini almadan bir işe girmez(...)
*Siz nasıl bir müzakere mekanizması teklif ediyorsunuz? Daha önceki süreç 3 koldan yürüdü ama sonuç yine alınamadı...
(...)Mesela (devlet olarak) gittiniz Ada’ya, Başkan’ımız Öcalan’la konuştunuz. Bu kararın örgüte ulaşması lazım. Basın ya da telefon yoluyla olmaz. Bunun için bir mekanizma kurulması lazım. Başkan’ımızın örgüt ve gençler üzerinde bir otoritesi var. Güvenlik ve silahlarla ilgili nihai kararın netleşmesi için, onunla bire bir temas kurulması lazım. Ama sadece zaman kazanmaya yönelik adımlarla bir yere gidemeyiz. Hareketi bir bütün, Başkan’ımız Öcalan’ı da ‘başmüzakereci’ olarak görmek lazım(...)
*Ya devlet sizi dinlemeyip sadece İmralı’yı muhatap alırsa...
(...)PKK bu konuda tecrübeli. Biz Başkan’ımız Öcalan’la, o da bizlerle paylaşmadan nihai karara gidemeyiz. Birilerinin hâlâ bu konuda umudu varsa, çoktan tükenmiş olması lazım(...)