Beş yaşında börek satarak, ayakkabı boyayarak hayatını kazanmaya çalışan Hikmet Alcan, bugün ünlü ve zengin birçok erkeği giydiriyor.
Kars'ın Selimiye kazasına bağlı Bayburt köyünde bir ailenin sekizinci çocuğu olarak dünyaya gelen, 5 yaşında börek satarak, ayakkabı boyayarak hayatını kazanmaya çalışan Hikmet Alcan (43), bugün Alsancak'taki erkek giyimi moda evinde Kadir İnanır'dan Dubaili iş adamlarına kadar birçok ünlü ve zengini giydiriyor.
Alcan, 4 yaşında babasını kaybettikten sonra ailesiyle birlikte İzmir'in Gültepe semtine taşındı, 5 yaşında börek satarak iş hayatına başladı.
Bir süre sonra boya sandığı edindiğini ve ayakkabı boyacılığı yapmaya başladığını söyleyen Alcan, "Belli bir yaşa kadar kırtasiyeye her girdiğimde gözlerim dolardı, içim kabarırdı okuyamadığım için. Kemeraltı Kestelli Caddesi'nde ayakkabı boyacılığı yaparken terzi ustası ayakkabılarını boyattı bana ve yanında çalışmamı istedi. Çırak olarak işe başladım, bu sanatı da orada öğrendim" dedi.
Alsancak’ta yeni bir hayat
Alcan, askerliğini bitirdikten sonra 1987 yılında, aldığı 600 bin lira borçla, Alsancak'ta kendi işini kurduğunu ve bir dikiş makinesi, bir sandalye ve 3 makasla işe başladığını söyledi.
İlk beş yıllık hedefini bir yılda tutturduğunu dile getiren Hikmet Alcan, şunları kaydetti:
"25-26 yaşlarındayken sanat ve siyaset dünyasından insanların tanıdığı kişileri giydirmeye başlamıştım, yani 25 yaşında marka olmuştum. Kadir İnanır'ı ben giydiririm, Haluk Ulusoy'u yıllarca giydirdim. KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu'nu yıllarca giydirdim. Dubai'den de Avrupa'dan da iş adamları bana gelir. İstanbul'daki ilk yüz aile bizden giyinir. Kişinin kalıbını çıkarırım. Kişiye özel tasarım yaparım. Bugün biz bu işi bıraktığımız zaman Türkiye'deki terziliğin sanat boyutu biter. Biz kişiye özel çalışıyoruz. Bugün erkek giyiminde Türkiye'nin en pahalı markasıyız."
Bundan 50 yıl önce terzilikte ustalık kavramının bulunduğunu, meşhur bir terzinin yanında çırak olmak isteyenlerin sıraya girdiğini kaydeden Alcan, bugün ise maaş verip, sigorta yaptıkları halde çırak bulmakta zorlandıklarını dile getirdi.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'un kendisinden giyinmediğini, ancak ünlü iş adamının giyim tarzını çok beğendiğini kaydeden Alcan, siyaset dünyasındaki ünlülere de "fikirleriyle örtüşecek" şekilde giyinmeleri önerisinde bulundu.
Sadece elbise dikmediğini, iş adamlarına ve siyasetçilere "sosyal hayatından edindiği zenginlikle" yaşam koçluğu yaptığını kaydeden Alcan, kendisine gelen bazı müşterilere imaj oluşturduğunu, yaşamın kendisine öğrettiklerini seminerlerle halka anlattığını dile getirdi.
İstanbul’dan gelen iş adamı
İstanbul'dan gelen iş adamı Selahattin Korkmaz da 4 yıldır Hikmet Alcan'dan giyindiğini, ondan giyinmek için özel olarak İzmir'e geldiğini söyledi.
Gömlek, takım elbise ve paltonun yanı sıra Hikmet Alcan'dan "fikir" de aldığını belirten Korkmaz, "Onun diktikleri üstüme tam oturuyor. İstanbul'da böyle terzi bulamıyorum. Kalıbımıza göre hazır elbise bulmak da çok zor. Yaptıklarını harika buluyorum. Üstüme çok güzel oturuyor. Bize göre gardırop hazırlıyor. İmajımı da konuşuyoruz, tartışıyoruz. Onun önerdiği şekilde giyiniyor ve hareket ediyorum" dedi.
Ustaya saygı
Kemeraltı'nda yanında çırak olarak ilk işe başladığı ve 4 yıl boyunca terzilik sanatını öğrendiği Emin Karagöz'ün dükkânının bugün ilikçi dükkânı haline dönüştüğünü kaydeden Hikmet Alcan, Kemeraltı'na her gidişte ustasının elini öptüğünü söyledi.
Alcan'ın dükkânında ziyaret ettiği Emin Karagöz de bir 1970'li yıllarda sokağın karşısında bekleyen bir ayakkabı boyacısı gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Ayakkabılarımı boyarken sohbet ettim Hikmet ile. Baktım çok güzel konuşuyor. 'Gel seni terzi yapayım' dedim. Elini bağladık, terziliği öğrensin diye. Güzel çalışıyordu, gayet iyiydi. Kibardı, anlayışlıydı. Epey bir şeyler öğrendi bizden. Sonra karateye başlayacağını söyledi. Kızdım sıhhati bozulacak diye. 4 yıl sonra ayrıldı bizden. Bir süre sonra Alsancak'ta dükkân açtı, iyi de yaptı. Biz Kemeraltı'nda rekabet edemedik yeni dünyayla ama o marka oldu. Yerini ziyaret etmedim hiç ama gönlüm hep onunla."
Hikmet Alcan da çocukluğunun geçtiği dükkânı şöyle anlattı:
"Sabah 7'de gelir, camları, atölyeyi temizlemek için su getirirdim. Camları sildikten sonra dükkanı hazırlardım, ütüleri hazır hale getirirdim. Burada çok şey öğrendim, çok güzel günlerim geçti. Şimdi her gelişimde ustamın elini öperim."