Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik: Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık teklif edilemez, ciddiye almıyoruz

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Reuters haber ajansına verdiği mülakatta, Türkiye'nin birliğe tam üyelik dışında hiçbir seçeneği kabul etmeyeceğini söyledi. Çelik, "İmtiyazlı ortaklık ya da benzer yaklaşımlar...Bunların hiçbirini ciddiye almıyoruz" dedi.

Ömer Çelik, "Adına ne denirse densin, imtiyazlı ortaklık veya terörle mücadelede işbirliği...Böyle bir teklif Türkiye tarafından değerlendirmeye bile alınmayacaktır" diye konuştu.

Çelik ayrıca AB'nin Türkiye'den Batı'ya göçmen akınını 3 milyar euro mali yardım ve başka destekler karşılığında durdurması için varılan anlaşmanın tüm maddelerine bağlı kalmadığını söyledi.

Mali yardımın "iyi işlemediğini" belirten Çelik, "Teknik olarak Türkiye'nin bu anlaşmayı sürdürmesi için hiçbir sebep kalmamıştır" ifadelerini kullandı.

AB Bakanı, Türkiye'nin birlikle üyelik müzakerelerinde hiçbir yeni fasıl açılmadığını ve Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği anlaşmasının kapsamının genişletilmesi konusunda da ilerleme sağlanmadığını kaydetti.

İki hafta önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Paris'te ağırlayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye'deki gelişmelerin, Ankara'nın AB'ye katılmak için onlarca yıldır sürdürdüğü girişimin ilerlemesine izin vermediğini söylemişti.

Macron bu yüzden Türkiye ile müzakerelerin odağının değişmesi gerektiğini söyleyerek, nihai hedefi tam üyelik olmayan bir tür ortaklık ihtimalinden söz etmişti.

Almanya'da da Başbakan Angela Merkel'in liderliğindeki Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında devam eden koalisyon görüşmelerinde ilerleme sağlanırken; uzlaşılan çerçeve metninde Türkiye ile vize serbestisi olmayacağı, AB'yle müzakerelerde yeni fasılların açılmayacağı ve mevcut fasılların da kapatılmayacağı belirtilmişti.

AB yetkilileri sık sık Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaklaşık 50 bin tutuklanması ve aralarında öğretmenler, yargıçlar ve savcıların da bulunduğu 150 bin kişinin açığa alınması ya da işten atılması gibi uygulamalar karşısındaki kaygılarını ifade ediyor.