Dünya

'Atatürk miti serbest tartışmayı engelledi'

Tarihçi Şevket Pamuk, "Atatürk miti, Türkiye'de yarım yüzyıl boyunca serbest tartışmayı engelledi" dedi

25 Aralık 2008 02:00

* Tarihçi Şevket Pamuk, İspanyol El Pais gazetesine verdiği mülakatta, "(Atatürk) İlkokuldan itibaren biz Türklere insan üstü bir varlık gibi aşılandı. Atatürk miti, Türkiye'de yarım yüzyıl boyunca serbest tartışmayı engelledi" dedi. 
 
* Orhan Pamuk'un ağabeyi olan Şevket Pamuk ayrıca, Angela Merkel ve Nicolas Sarkozy’nin Türkiye ile ilgili yaptığı açıklamaların Türkler arasında Avrupa yanlısı tutumlarda gerilemeye yol açtığı söyledi.

El Pais’in haberi özetle şöyle:

''Şevket Pamuk, Türkiyesiz bir Avrupa fikrini düşünemiyor. Saygın Boğaziçi Üniversitesinin ve Çağdaş Türk Eserleri Bölümü Başkanlığını yaptığı London School of Economics'in öğretim üyesi. "Ailem hep İstanbul'un Avrupa yakasındaki Nişantaşı semtinde yaşadı, ancak annem doğum sancıları tuttuğunda vapura atlıyor ve şehrin Asya yakasındaki doktorunun kliniğine gidiyordu. Bu yüzden kardeşim Orhan (2006 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi) ve ben diğer kıtada doğduk" diye şaka yapıyor. Geçen perşembe günü Madrid Carlos III Üniversitesi'nde ekonomi tarihi konusunda bir seminere katıldı.

Osmanlı İmparatorluğu ve Çağdaş Avrupa tarihi konusunda uzman olan Şevket Pamuk, içinde bulunduğumuz yüzyılda Türkiye'de yaşanan belirgin siyasi ve ekonomik değişiklikleri analiz etmek için belirli bir tarihi mesafeyi korumayı tercih ediyor. Tarihçi, "Hepsi, Avrupa Birliği'nin ne olması gerektiği konusundaki değişik görüşlerle ilgili: Dini veya kültürel bir kimliğe bağlı bir örgüt ya da ortak değerlere dayalı esnek bir birlik. İki tutum da birbirleriyle çok ilişkili" diye vurguluyor.

Erdoğan hükümeti reformdan uzaklaşıyor

Tarihçi Pamuk, "Türkler arasında Avrupa yanlısı tutumlarda gerileme olmasının iç sebepleri var tabii, ancak özellikle bu Avrupa'nın davranışına da bağlı; Sarkozy'nin veya Merkel'in açıkça olumsuz mesajlarına bağlı. İstenen tüm şeylerin yerine getirilmesine rağmen Avrupa'da, Türkiye'nin katılımına karşı olduğunu söyleyen şahsiyetler var. Bu durum, Avrupa'ya şüpheyle bakılan Türkiye'de milliyetçiliğe geri dönüşü doğurdu. Ayrıca Erdoğan hükümeti de reformcu ajandasından uzaklaşıyor" diye yorumluyor.

'Atatürk de herkes gibi hatalar yaptı'

Pamuk, modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan "Mustafa" filminin ülkesinde yarattığı tartışmaya şaşırmış. Türklerin atasının insani yüzünü gösteren bu filme milliyetçi grupların protestoları sonrasında tarihçi, "Tarihi bir kişilik ve bir insan. Ancak ölümünden sonra iktidardaki grubun Türkiye'de serbestçe yönetmeye devam edebilmesi amacıyla imajını bir külte dönüştürmeye çalıştılar" diye açıklıyor.

Profesör Pamuk, "Atatürk herkes gibi hatalar yaptı. Ancak bazıları için, Kürtlerin durumunda veya Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeni topluluğa olduğu gibi birçok kültürel ve siyasi konuyu tartışmayı engellemek amacıyla bir mit yaratmak çok faydalıydı. Yarım yüzyıl boyunca Türkiye'de herhangi bir tartışma olmadı. İlkokuldan itibaren biz Türklere insan üstü bir varlık gibi aşılandı. Atatürk miti, Türkiye'de yarım yüzyıl boyunca serbest tartışmayı engelledi" diye ekliyor.

Ülkesinde Atatürk figürü, tüm kamu kurumlarında ve birçok özel mekandaki fotoğraflarıyla, meydanlardaki, okullardaki ve karakollardaki heykelleriyle her yerde varlık buluyor.

Tabular azalmaya devam ediyor

Tabular Türkiye'de azalmaya devam ediyor. Kitapçılar, 1915'te yüz binlerce Ermeninin ölümü konusundaki tarihi metinlere raflarında geniş yer veriyor. Kürtler, devlet televizyonu TRT'nin 2009 başlarında Kürtçe dilinde 24 saat yayına başlamasını bekliyor. Pamuk, "Uzun vadeli bir perspektifle bakmak hoşuma gidiyor. Son otuz yılda dünyaya açılan Türkiye'de modernleşme açısından önemli şeyler yapıldı. 1980 darbesinden sonra halk arasında Kürtçe kelimesini söylemek yasaktı. Ve ordu içinde ne olup bittiğini kimse bilmiyordu... Yavaş yavaş tüm bu engeller aşılıyor" diye vurguluyor.

Ona göre bu gelişmenin temelinde, dünya ekonomisine ve 1995 Gümrük Birliği Anlaşması sonrasında AB'ye yakınlaşmaya doğru Türk iştiraki var. "Siyasi ve ekonomik kurumları sağlamlaştırmalıyız ve bunun için de AB'ye katılım esastır" diyor. Bununla beraber Türkiye büyüyor ve 2002'de iktidara gelen İslami temelli Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sayesinde demokratikleşiyor.

"AKP, şimdiye kadar iktidara gelen tüm partilerden daha fazla Türkiye'nin Avrupa katılımı yararına çalıştı. 2005'e kadar, AB'ye katılım müzakereleri başladığından itibaren geniş yasal reformlar yapıldı ve büyük bir ekonomik toparlanma oldu, ancak bu tarihten sonra Başbakan Erdoğan'ın partisi çok daha tutucu ve Avrupa'dan uzaklaşan sosyal bir program yürütme eğiliminde" diyor ve Türk toplumunun laik orta sınıfının Erdoğan hükümetinin siyasetinden endişe duyduğunu da ekliyor.'' (ABHaber)