Gündem

ATALAY'DAN TERÖRE KARŞI İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI İSTANBUL (A.A)

24 Aralık 2010 13:44

-ATALAY'DAN TERÖRE KARŞI İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI İSTANBUL (A.A) - 24.12.2010 - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Terör ve şiddetin küreselleştiği günümüzde artık terör tek bir ülkenin kendi başına üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Bu nedenle terörle mücadele ağır bedeller ödemiş olan ülkemiz, terörizm belasının definde en önemli unsurun uluslararası işbirliği olduğunu her durumda dile getirmektedir''dedi. Atalay, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 3. İçişleri Bakanları Toplantısı'nda, ''besmele'' ile başlayarak yaptığı konuşmasında, bölgenin huzur ve güvenliği ile arzu edilen ekonomik gelişmişliğe ve işbirliğine ulaşabilmek için, üye ülkeler arasında güvenlik iş birliğinin artırılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bugün bölgede örgütlü suçlarla mücadelede ve uyuşturucu madde kontrolü gibi konularda işbirliğine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Atalay, ''Bu bağlamda, bölgenin ekonomik kalkınma ve gelişmişliğine sağlam bir altyapı ve zemin hazırlayacak olan bölgesel güvenlik işbirliğini çok önemsiyoruz. Güvenlik ve istikrarın olmadığı yerde ekonomik gelişmişlikten, büyümeden ya da başka şeylerden bahsedilemez'' diye konuştu. Bakan Atalay, EİT'in 2006 yılındaki zirve toplantısında, bölgenin güvenlik ve huzurunu tehdit eden terör, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ve kara para aklama gibi sınır aşan suçlarla ve suç örgütleriyle mücadeleyi içeren güvenlik boyutunu da kapsamına aldığını hatırlatarak, kendilerinin de bu kararı çok önemsediğini ve teşkilatın bugüne kadar almış olduğu en isabetli karar olarak gördüklerini kaydetti. Sınır aşan suçlarla mücadele kapsamında kısa sürede alınan mesafenin bundan sonra bu alanda işbirliğinin daha da artacağının göstergesi olduğunu ifade eden Atalay, Mayıs ayında Ankara'da EİT üye ülkeleri uzmanları tarafından hazırlanan ''Sınır aşan örgütlü suçlarla mücadele'' konulu eylem planının, kendilerine yol gösterecek önemli bir kılavuz olmasını temenni etti. -''TERÖRÜN DİNİ, IRKI, RENGİ VE MEZHEBİ YOKTUR''- Uluslararası işbirliği ihtiyacının ortak sorunlara karşı duyulan ortak kaygılar sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Üzülerek ifade ediyorum ki güvenlik alanındaki bölgemizde yaşanan sorunlar, ülkelerimizin istikrar ve gelişme doğrultusundaki devinimine sekte vurmaktadır. Bu sorunlar, tüm değerli katılımcılar tarafından gayet iyi ve kapsamlı bir şekilde bilinmektedir. Terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, yasa dışı göç, silah ve mühimmat kaçakçılığı ile kara paranın aklanması, bu suçlardan öne çıkan birkaçıdır. Bu suçların ortak özelliğinin, sınır aşan suçlar olması ve bu suçlarla mücadelede büyük güçlük yaşanmasıdır. Terörizmin dünya toplumlarını hedef alan en ciddi tehditlerden biri olduğu hepimizin malumlarıdır. Terör, bütün insanlığın ortak düşmanıdır. Terörün dini, ırkı, rengi ve mezhebi yoktur. Bugün terör sadece belli bir coğrafyayı ya da belli bir toplumu tehdit eden bir tehlike olmaktan çıkmış, tüm insanlığı ve bütün ülkeleri tehdit eder hale gelmiştir. Terör beklenmedik zamanlarda hiç beklenmedik yerleri vurabilmekte. Böylece halka korku salarak, toplumların ve insanların psikolojisini bozmaktadır. Terör ve şiddetin küreselleştiği günümüzde artık terör tek bir ülkenin kendi başına üstesinden gelebileceği bir sorun değildir. Bu nedenle terörle mücadele ağır bedeller ödemiş olan ülkemiz, terörizm belasının definde en önemli unsurun uluslararası işbirliği olduğunu her durumda dile getirmektedir.'' Bu inançla Türkiye'nin terörizmle mücadele konusunda çok taraflı platformlara öncülük ettiğini ifade eden Beşir Atalay, BM başta olmak üzere diğer ilgili forumlarda uygun her fırsat ve zeminde, terörizmle mücadele için en kararlı ve en etkili önlemlerin alınmasını savunduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Atalay, şunları kaydetti: ''Türkiye olarak biz terörizmle mücadelede küresel, bölgesel ve yerel mücadele stratejilerinin geliştirilerek, bir an önce uygulanmaya konulmasını, terörizmin herkesin üzerinde uzlaşma sağladığı bir tanımının yapılarak kavramsal karmaşaya ve çifte standartların yaşanmasına engel olunmasını temenni ediyoruz. Bu noktada, bizlerin tecrübesinin, sürecin herkes için olumlu ve faydalı bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Terörle mücadelenin gerek güvenlik boyutunu kapsayan teröristle mücadele, gerekse terörün beslendiği kaynakları kurutmaya yönelik olan ve daha çok siyasi irade gerektiren terörizmle mücadele boyutu birbiri ile ilişkili ve birbirini tamamlayan alanlardır.'' Terörizmle mücadeleyi bir bütün olarak değerlendirdiklerini ve buna göre mücadele stratejileri geliştirmeye çalıştıklarını anlatan Atalay, şöyle konuştu: ''Terörle mücadeleyi tüm toplumsal kurumlarla beraber yürütürken, teröristle mücadeleyi de 'önleme faaliyetleri' ve 'operasyonel faaliyetler' olarak ikiye ayırarak, yine bir bütün içerisinde ele alıyoruz. Terörizmi, kritik sorun haline getiren şey, sadece terörün, kan, gözyaşı ve vahşete neden olması değildir. Terörizmin diğer suç türleri arasındaki ilişkisi, geçmiş dönemlerde gördüğümüz boyutundan çok daha karmaşık bir hal almıştır. Terör örgütleri, yasa dışı faaliyetlerine finansman sağlamak başta olmak üzere çeşitli nedenlerle sınır aşan suçlara başvurmakta ya da suçlara aracılık yapmaktadırlar. Bu suçlardan ilk akla gelenler, uyuşturucu, silah ve mühimmat kaçakçılığı ile insan ticareti ve göçmen kaçakçılığıdır. Bu suçlarla tüm imkanlarımızla mücadele etmek aynı zamanda bir insanlık görevidir.''