-ATALAY POLİS NEZARETHANELERİNİ İNCELEDİ ANTALYA (A.A) - 07.12.2010 - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Antalya'da yenilenen Demircikara Polis Merkezi'nde de inceleme yaptı. Bakan Atalay, polis merkezinin tüm birimlerinin yanı sıra nezarethaneler, gözaltına alınan vatandaşların kullandığı tuvaletleri de tek tek gezdi. Atalay AK Parti Antalya İl Başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, terörün dünyanın en önemli sorunlarından biri olduğuna işaret ederek, bu konuda Türkiye'nin uluslararası konumu ve iç şartlarından kaynaklanan kendine özgü sorunları bulunduğunu vurguladı. Atalay, şöyle devam etti: ''Vatandaşlarımızın kardeşliğini pekiştirmemiz gerekiyor. Ülkemizin her köşesinde bu kardeşliği pekiştirecek olan AK Parti'nin ruhudur. Çünkü AK Parti Türkiye'nin bütünlüğünün kardeşliğinin adeta sigortası, garantisidir. Terörü sonlandırmak, bu tür sorunları bitirmek, Türkiye'yi daha da güçlendirmek bizim görevimiz.'' 112 Çağrı Merkezi'ni ilk Antalya'da açtıklarını, Antalya'nın bu konuda diğer illere model oluşturacağını anlatan Bakan Atalay, MOBESE sistemlerinin de güvenlik konusunda caydırıcı bir rol üstlendiklerini kaydetti. Bakan Atalay, il merkezlerinin yanı sıra turizm ilçelerinde de MOBESE sistemlerinin faaliyete geçirildiğini bildirdi. Antalya'nın turizmdeki önemi dolayısıyla çok önemli bir dünya kenti olduğunu belirten Bakan Atalay, turizmde kaliteli otel, iyi hizmet, kum, güneş ve denizin yanı sıra güvenliğin de başta gelen unsur olduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Atalay, AK Parti ziyaretinden önce yenilenen Demircikara Polis Merkezi'nde de inceleme yaptı. Bakan Atalay, polis merkezinin tüm birimlerinin yanı sıra nezarethaneler, gözaltına alınan vatandaşların kullandığı tuvaletleri de tek tek gezdi. Bakan Atalay'a burada, Antalya'da yenilenen polis merkezlerine ilişkin kısa bir film gösterisi sunuldu. Bakan Atalay'ın polis merkezi ziyaretine Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal ile Antalya Valisi Ahmet Altıparmak eşlik etti. -İKİ YÜZLÜ POLİTİKALAR- Polis Akademisi Başkanlığı ile Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Araştırma Merkezi (UTSAM) tarafından Antalya'daki Ramada Plaza Otel'de düzenlenen 2. Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Suçlar Sempozyumu'nun açılışında konuşan Bakan Atalay, demokratik açılım sürecinin başladığı günden bu yana sağlıklı bir konuşma ve diyalog ortamı oluşturmanın, sorunları çözmenin ön şartı olduğunu ifade ettiklerini hatırlattı. Bu süreçte toplumun tüm kesimleriyle görüşmeler yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini anlatan Atalay, bu süreçte siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler ve yazarlarla meselenin çok boyutlu tartışıldığını dile getirdi. Bu tartışmalarda büyük bir samimiyet ve anlayış olduğuna değinen Atalay, ''Bu görüşmeler sonucunda gördük ki, toplumun bazı marjinal kesimleri hariç tamamı, bu sorunun çözümünü istiyor'' diye konuştu. Yapılması gerekenin ortak akıl etrafında toplanarak bu sorunu çözmek olduğunu anlatan Atalay, herkesin buluşabileceği ortak noktaları tespit etmeye devam ettiklerini dile getirdi. Terör sorununun sadece bir kesime değil, herkese kaybettirdiğini ve acı verdiğini vurgulayan Bakan Atalay, bunun maliyetini de herkesin ödediğini bildirdi. Terörle mücadelenin ''Türkiye'nin ayağındaki en ağır pranga'' olduğunu ifade eden Atalay, konuşmasında, ''Bunu önemli görüyoruz. Bundan kurtulmak, sadece ülkemizin değil, bölgenin ve dünyanın barışı için gereklidir. Bu sorunu kalıcı olarak çözmenin yollarından biri ön yargılardan, kinden ve husumet duygularından mümkün olduğunca arındırılmış bir ortamda konuşabilmektir'' ifadelerine yer verdi. Sorunun, ancak konuşarak ve birbirini anlayarak çözebileceklerini de belirten Atalay, şöyle devam etti: ''İnsanımız 'Şu ana kadar silahlar konuştu, şimdi söze bir şans verelim' diyor. Ülkemizde bu anlayış gelişti. Artık şiddet ve terörle bir yerlere varılacağına kimse inanmıyor. Bölgedeki insanımız ve her kesimiyle terörle, şiddetle hiçbir yere varılamayacağı ancak şiddetin, terörün, silahın olmadığı ortamda makul şeylerin konuşulabileceğini kabul ediyor. Biz hükümet olarak, terör ve şiddetin yerini herkesin her şeyi konuşabildiği, birbirine hakaret etmeden ve birbirinin varlığını ortadan kaldırmaya çalışmadan görüşlerini açıklayabildiği ve bunun için yasal sınırlar içinde örgütlenebildiği bir demokratik ortamı savunuyoruz.'' -FAİLİ MEÇHULLER VE İŞKENCELER- İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Türkiye'nin tarihte faili meçhuller ve işkencelerle anıldığı dönemlerin yaşandığını da hatırlattı. Faili meçhul, işkence, yargısız infazlar gibi kavramlarla Türkiye'nin bir araya getirildiğini ifade eden Atalay, 1990'lı yıllarda bu konuda çok ileri suçlamalar olduğunu kaydetti. Bu yüzden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'den gelen şikayetleri iç hukuk yollarının tüketilmesi şartını bile aramadan gündemine alır hale geldiğini ifade eden Atalay, şöyle devam etti: ''Strazburg'da aleyhinde yapılan başvuru yüzünden uzun süre Türkiye liste başında yer aldı. Adeta işkence ve kötü muamele yasağını en fazla ihlal eden ülke gibi anılır olduk. Şu anda bu günler geride kaldı artık. Bizim kararlı tavrımız ve işkenceye sıfır tolerans politikamız sonuç verdi. Artık Türkiye faili meçhul ve işkence davalarıyla anılan bir ülke değildir. Şu anda kesin olarak işkenceye sıfır tolerans politikamız başarıya ulaşmıştır. Adeta bir zihniyet değişimi olmuştur güvenlik birimlerimizde. Bu büyük değişim kendiliğinden olmadı.'' Atalay, bu süreçte karakollar ve polis merkezlerinin tamamının değiştirildiğini ve hepsinin standardının gözden geçirildiğini anlattı. Nezarethanelerin gözden geçirildiğini ve buralara kameralar yerleştirildiğini belirten Beşir Atalay, 40 bin personelin de bu amaca yönelik eğitildiğini dile getirdi.