-Atalay: İddialar külliyen yalan ANKARA (A.A) - 11.10.2011 - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri e.V soruşturmasıyla ilgili kendisine yönelik iddialarına ilişkin, ''İçişleri Bakanlığım döneminde, öncesinde veya sonrasında devam eden hiçbir dava veya soruşturmayla ilgili herhangi bir yönlendirmem kesinlikle söz konusu olmamıştır. Şahsıma atfen dile getirilen bu iddialar külliyen yalandır, iftiradır'' dedi. Atalay, yaptığı yazılı açıklamada, 2 Eylül tarihinde bazı gazetelerde şahsı ve bakanlığını ilzam eden bazı haberler üzerine yazılı bir açıklama yaptığını, iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu ifade ettiğini anımsattı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, bugün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada benzer iddiaları tekrar gündeme getirdiğini ve şahsına yönelik iftiralarda bulunduğunu ifade eden Atalay, şunları kaydetti: ''Bir kez daha ifade ediyorum; İçişleri Bakanlığım döneminde, öncesinde ve sonrasında devam eden hiçbir dava veya soruşturmayla ilgili herhangi bir yönlendirmem kesinlikle söz konusu olmamıştır. Şahsıma atfen dile getirilen bu iddialar külliyen yalandır, iftiradır. CHP'nin yalan ve iftiradan medet uman bir yaklaşım içine girerek, şahsıma ve AK Parti hükümetine karşı bu derece sakil bir karalama kampanyasına başvurması Türk siyaseti açısından büyük bir talihsizliktir.'' -''Parti içi rahatsızlıkları geri plana düşürmek için sarıldığı yöntem''- Kılıçdaroğlu'nun halkı ilgilendiren ülke meseleleriyle ilgili ciddi bir söylem geliştiremediğini ifade eden Atalay, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ''CHP Genel Başkanı'nın, parti içi rahatsızlıkları geri plana düşürmek için sarıldığı bu yöntem siyasetimiz açısından ciddi bir seviye kaybıdır. CHP Genel Başkanı'nın kendisini 'hafiye' gibi konumlandırmasının ucuz ve düşük düzeyli bir durum olması, CHP yönetiminin takdirinde olan bir konudur. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun söyleminin hukuk devleti anlayışı açısından doğurduğu sakıncalar ve tehlikeler, tüm kamuoyu açısından gözardı edilemeyecek bir durum ortaya çıkarmaktadır. Öncelikle şu hususları vurgulamak durumundayım. Devam etmekte olan bir soruşturmayla ilgili yorum ve değerlendirmede bulunmak suçtur. Masum insanları suçlu ilan etmek, onur ve haysiyetleriyle oynamak hem suçtur hem ahlak yoksunluğudur. Gizli olan soruşturma dosyasından bilgiler aktarmak, sızdırılan bilgileri henüz doğruluğu bilinmeden ve avukatların dahi bilgisi olmadan kamuoyuyla paylaşmak hukuk ihlalidir.'' Atalay, bu hassasiyetleri gözetmenin, hukuka saygısı olan ve vicdan taşıyan herkesin görevi olduğunu kaydetti. -''Dava açma hakkını saklı tutuyoruz''- Çok eski dönemlerdeki ticari ortaklıkları, bugün gündemde olan konuyla irtibatlandırmanın, büyük bir saptırma, açık bir hezeyan olduğunu belirten Atalay, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''1999 yılında bir grup medya mensubuyla gazete çıkarmak maksadıyla kurduğumuz şirketteki sembolik (1 TL) değerdeki hissemi 2000'de devretmiştim, zaten bu şirket de herhangi bir faaliyette bulunmadan atıl hale gelmişti. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer bir köstebek arıyorsa mesleğine ihanet ederek, gizli soruşturma dosyasını sızdıran ve masum insanlara iftira atanlara bakmalı, onların bu gayrimeşru eylemine çanak tutmaktan dolayı esef duymalıdır. Hukuka saygılı olan herkese düşen görev, yargılamanın tamamlanarak, adaletin tecelli etmesini beklemektir. Biz de şahsımıza yönelik ithamlara ilişkin dava açma hakkını saklı tutarak, devam eden sürecin hakkaniyete uygun şekilde neticelenmesini bekliyoruz.''