Yıldıray Oğur*
Fehmi Koru’nun yeni çıkan “Cemaatin Siyasetle Sınavı: Ben Öyle Gördüm” kitabında 28 Şubat günlerine dair çok ilginç bir hatıra var. Okuyalım:
“Erbakan’ın başbakan olarak katıldığı ilk Askerî Şûra’dan ihracı istenenlerin az sayıda tutulduğu listenin itirazsız geçmesi üzerine dikkatler, 1996 yılı Aralık ayında yapılacak Şûra’ya sunulacak ihraç edilmesi istenen subay ve astsubaylar listesi üzerinde yoğunlaştı. Konu cemaat tarafından da yakın takibe alınmış olmalı ki etraftan, Başbakan Erbakan'a aracılar gönderilerek uyarılar yapıldığı haberleri gelmeye başladı.”
Yıl henüz 1996. O uyarılardan biri daha önce de bu köşede çıkmıştı. http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/581725.aspx
Zaman gazetesinin eski sahibi Alaaddin Kaya’nın TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadede açıkça anlatılıyordu o uyarı:
"ALAATTİN KAYA: Şimdi, Sayın Milletvekilim lütfen söyleyeceklerimi şey yapmasın, rahmetli Erbakan Hocam ile ilgili çok enteresan bir şey söylemek istiyorum, o da şu: Yine o günlerde, yine bu günlerde olduğu gibi memleket sever insanların bize gönderdikleri belgeler, bilgiler oluyordu, kasetler oluyordu. Yani, bugün var da o gün yoktu diye bir şey yok, o gün gün yüzü göremiyordu, hepsi o kadar. Yani o gün de yine ordunun içinde veyahut çeşitli mihraklarda yaşananlar belgelenerek bize gönderiliyordu. Bir kısmı kapalı kapılar ardında birkaç kişiyle paylaşılıyor, bir kısmı yetkililerle paylaşılıyor... Sayın Hocam, rahmetli Hocam ilk Şûra'ya girecek, Askerî Şûra'ya girecek, buna askerî kanat çok ehemmiyet veriyor. Benim elimde bulunan ses kaydında geçenler şunlar, diyor ki: 'Ya bu adam bize sorarsa, bir vatandaşın atılması için kaç imzaya ihtiyaç var?' orada kararlaştırıyorlar, birisi 5 diyor birisi 10 diyor 46'da karar kılıyorlar, 46 imza deniyor, o başlığı atlıyorlar. İkinci sordukları sual, kendi aralarında tartışıyorlar, 'İyileştirme adı altında bir kısım askerleri geri aldık diyelim...' diyorlar. Bunun üzerine onda da adet tartışması oluyor ve 6'da karar kılıyorlar. Benzeri 3-5 tane madde ve ciddi korkuları var. Arkasından da 'Bu yaptığımız anayasal suçtur, bizi bulsalar yakarlar' diyorlar, bu ifadeler de var. Bir üçüncüsü ise, daha önemlisi, daha Şûra olmamış, atılacakların sayısının 76 olduğu geçiyor konuşmalarda, daha Şûra yok.
BAŞKAN -Kasetlerde.
ALAATTİN KAYA -Kasetlerde...
BAŞKAN -Bu kasetler bu o esnada Erbakan'ın elinde mi?
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) -Kim dinliyor bunları?
ALAATİN KAYA -Vallahi bugün ele geçen belgeleri kim dinlemişse o gün de onlar dinlemişler, ben bilemem...”
(Tam metni için https://www.tbmm.gov.tr/arastirma_komisyonlari/darbe_muhtira/docs/tutanak_son/28_subat_alt_komisyonu/28_subat_alt_komisyonu/15.10.2012/Alaatttin%20Kaya-15.10.2012.pdf)
1996 yılında Yüksek Askerî Şûra hazırlık toplantılarını kaydedebilen bir yapıdan bahsediyoruz.
Cemaatin ordudaki yapılanması hakkında rivayetler muhtelif.
Elde bir yığın iddia, rakam ama çok az sayıda somut, elle tutulur işaret var.
Onlardan en somutu 2010 KPSS’inde 100’ün üzerinde net yapan 3227 şüpheli adaydan 250’sinin asker eşi öğretmen adayları olmasıydı.
Daha somutu ise 2011 yılında Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu’nun "internet andıcı soruşturması"ndan tutuklanmasının ardından yerine geçen Albay Muharrem Köse’nin 5 yıl sonra görevden alınması oldu. Bu görevden alma Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Millî Savunma Bakanı’nın imzasıyla 14 Nisan 2016 günü Resmî Gazete’de yayınlandı. Köse, kızak olarak tabir edilen Genelkurmay Hukuk İşleri Müdürlüğü’ne tayin edildi. Köse’nin avukatı Sönmez Ahi, daha önce MİT tırları soruşturmasında "FETÖ/PYD terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Genelkurmay’da paralel yapılanmayla mücadele etmesi gereken en kritik görevdeki ismin bu yapılanmayla ilişkisi olduğu iddialarıyla görevden alınması, karşı karşıya olduğumuz tablo hakkında herkese bir fikir veriyor olmalı.
Tabloyu daha da çetrefil hâle getirecek olan ise ÖSYM tarafından yapılan Askeri Liselere Giriş Sınavı’yla ilgili yürütülen soruşturmalarda oryaya çıkan tuhaflıklar.
2012-2013-2014-2015-2016 sınavlarının sonuçları karşılaştırmalı olarak incelenmiş önce.
2012 yılında sınava 44.057 aday girmiş. Türkçe testindeki tüm soruları doğru cevaplayan aday sayısı 214. 2013 yılında sınava giren 40.823 adaydan da 166’sı Türkçe testindeki tüm soruları doğru cevaplamış. 2014 yılında 50.833 aday girmiş sınava. Kaçı Türkçe testindeki tüm soruları doğru cevaplamış dersiniz? Cevap: 0. 2015’te soruları tam cevaplayan aday sayısı: 1. 2016’da yine 0. Soruların zorluk derecesi de tabloyu açıklamıyor. Çünkü testin zorluk oranı 2012 ve 2013’te yüzde 65 ve 61’ken 2014-15 ve 2016’da sırasıyla yüzde 55, 55, 51. Yani 2012 ve 2013’teki sorular daha zor.
Diğer testlerde de durum farklı değil. Matematik testinde tablo daha da vahim. 2012 yılında Askerî Liselere Giriş Sınavı’na giren adaylardan 717’si tüm matematik sorularına doğru cevap vermiş. 2013’te bu sayı 262. Peki 2014’te? Yazıyla sadece “iki”... 2015’te; 0, 2016’da; 4. Yine 2012 ve 2013’teki testin zorluk oranı diğer yıllardan yüksek.
Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Testi’nde durum biraz daha farklı. 2012 yılındaki ALS’de 267 aday sosyal bilimler testindeki tüm sorulara doğru cevap vermiş. 2013’te bu sayı; 6, 2014’te;3, 2015’te;12, 2016’da; 24...
Fen Bilimleri Testi’nde de 2012 yılındaki sınavda 56 aday bütün soruları doğru bilirken, bu sayı 2013’te; 0, 2014’te; 0, 2015’te; 1, 2016’da; 20...
Soruşturmayı yürütenler bu bulgulara bakınca 2012 yılı Askerî Giriş Sınavı’nda bütün soruların, 2013 yılında ise Türkçe ve Matematik sorularının önceden sızdırıldığını düşünüyor. 2014’ten sonra yani cemaatin artık konforunun kaçmasından sonra tablo bir anda değişmiş.
Tabii bu sadece son beş yılın karşılaştırmalı tablosu.
KPSS soruşturmasında bu tabloyu açıklayan küçük bir ipucu da var.
Soruşturmada tutuklananlar arasında üç de ÖSYM görevlisi var. Bu görevliler ÖSYM’nin soru hazırlama biriminde görev yapmaktaydılar.
Bu görevlilerin ÖSYM’ye giriş tarihi 2011. Peki bu çalışanların ÖSYM’ye hangi sınavla girdiklerini tahmin edelim hep birlikte; 2010 KPSS...
Bu yazı, Türkiye gazetesinde yayımlanmıştır.