Asgari ücret 2019: Ne kadar oldu, Avrupa'ya kıyasla ne seviyeye geldi?
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2019 yılı için net asgari ücretin 2 bin 20 TL olarak belirlendiğini açıkladı. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, "Bu ücret mükemmel bir ücret mi? Hayır değil. Ama kabul edilebilir bir ücret" dedi. Peki Türkiye'de yeni asgari ücret Avrupa’dakilere kıyasla ne seviyeye geldi? BBC Türkçe'den Onur Erem'in haberi.
26 Aralık 2018 10:27
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2019 yılı için net asgari ücretin 2 bin 20 TL olarak belirlendiğini açıkladı. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, "Bu ücret mükemmel bir ücret mi? Hayır değil. Ama kabul edilebilir bir ücret" dedi.
Türk Lirası'nın değer kaybıyla birlikte 2018 sonbaharında Avrupa'nın en düşüklerinden biri haline gelen Türkiye'deki asgari ücret, 2019 zammının ardından bir miktar toparlandı.
Brüt asgari ücret Ağustos ayında 246 euro seviyesine kadar düşmüştü.
1 Ocak'tan itibaren brüt asgari ücretin 2 bin 558 TL olacağı açıklandı. Bu miktar, 25 Aralık 2018 kuruyla 423 euroya denk geliyor.
Böylece Ağustos'tan itibaren hem Türk Lirası'nın kaybettiği değerin bir kısmını geri kazanması hem de yüzde 26'lık 2019 artışıyla birlikte Türkiye'de asgari ücret, gerisine düştüğü Karadağ, Makedonya ve Sırbistan gibi ülkelerdeki asgari ücretin tekrardan üzerine çıkacak.
Fakat bu miktar Fransa, Almanya, İngiltere gibi Batı Avrupa ülkeleri ile Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi Güney Avrupa ülkelerinin hala çok altında.
Türkiye'de asgari ücret 2018'e kadar Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan gibi ülkelerin üzerinde seyrediyordu.
2018'de TL'nin değer kaybıyla birlikte bu miktar bu ülkelerin gerisinde kalmıştı.
2019'daki artış ise Türkiye'deki asgari ücreti tekrardan bu ülkelerin üzerine taşımaya yetmedi.
Türk Lirası'nın en düşük seviyesinden bir miktar yükselmesi ile birlikte 4 Ekim 2018 itibarıyla asgari ücretin euro karşılığı 225 euro oldu.
Fakat bu miktar, asgari ücretin euro bazında zirve yaptığı 2016 yılının yüzde 45 gerisinde.
2016'da aylık brüt asgari ücretle 518 euro almak mümkündü. 4 Ekim 2018 kuruyla aynı miktarda euro alabilmek için brüt asgari ücretin 3682 TL olması gerekiyor. Ancak brüt asgari ücret aylık 2029 TL ile bu oranın çok gerisinde.
Türkiye'deki asgari ücret Batı Avrupa ülkeleri ve Yunanistan'a kıyasla her zaman daha düşüktü.
Fakat Türkiye'de asgari ücretle çalışan işçiler tarihsel olarak bazı Doğu Avrupa ülkelerinden daha yüksek maaş alıyordu.
2001 yılında Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ve kur şokuna rağmen asgari ücret Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Litvanya gibi ülkelerin üzerinde kalmıştı.
2016'da Türkiye'de asgari ücretle çalışan bir işçi Polonya'daki işçiden yüzde 20 daha fazla maaş alırken Ağustos itibarıyla yüzde 42 daha az kazanıyordu.
'4 kişilik aile, yoksul yaşamamak için 6000 TL kazanmalı'
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde endüstri ilişkileri, emek tarihi ve çalışma hukuku üzerine çalışmalar yürüten Doç. Dr. Aziz Çelik'e göre 2018 asgari ücreti, TL'nin değer kaybından önce bile 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının altındaydı.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) ayrı ayrı yaptığı hesaplamalara göre Ağustos 2018 itibarıyla 4 kişilik bir ailenin aç kalmamak için 1800, yoksulluk yaşamamak içinse 6000 TL kazanması gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığına bağlanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu eleştiriliyor
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçi örgütleri, işverenler ve hükümetten 5'er temsilci bulunuyor.
En az 2 yılda bir toplanması gereken kurul, son dönemde her yıl sonu toplanarak bir sonraki yılın zam oranını belirliyor.
Türk-İş Danışmanı Enis Bağdadioğlu, bu toplantılarda hükümetin işverenin yanında yer almasından şikayetçi.
Dr. Aziz Çelik de kurulda genelde sermaye ve hükümet temsilcilerinin uzlaşarak karar verdiğini ve işçi sınıfının temsilcilerinin taleplerinin karşılanmadığını söylüyor:
"Asgari ücret artışı konusunda sermayedarların direncini kırmak için hükümet asgari ücretin işverene maliyetini düşürücü yöntemler kullandı. Vergi ve sigorta prim teşvikleri yapıldı. Böylece asgari ücret artışının bir bölümü bütçeden veya işsizlik sigortası fonundan karşılanmış oldu. Asgari ücretin maliyeti işverenlerden alınıp topluma ve işçilere yansıtıldı.
"Sendikalar asgari ücret konusunu topluma mal etme ve yönde bir toplumsal talep ve beklenti yaratma konusunda zayıf kaldı. Sendikalı işçilerin önemli bir bölümünün asgari ücretten fazla ücret alıyor olması sendikaların asgari ücret etrafından güçlü bir mücadele yürütmesini engelledi. Oysa asgari ücret genel ücret seviyesini yukarı çeken bir etkiye sahip. Öte yandan büyük sendikaların son yıllarda hükümetin etki alanında olması asgari ücret etrafında güçlü bir mücadele için ciddi bir açmaz oluşturuyor."
Komisyon bu yaz pek çok yapı gibi doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlandı.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, eskiden kanunla düzenlenmiş olan kurulun cumhurbaşkanlığına bağlanabilmesi için önce bir kanun hükmünde kararname ile İş Kanunu'nun ilgili maddesinin iptal edildiğini, çıkarılan cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulun cumhurbaşkanlığına bağlandığını, böylece "kanunla düzenlenen konular hakkında cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz" kuralının etrafından dolanıldığını söyleyerek uygulamayı eleştirmişti:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun cumhurbaşkanlığı teşkilatı içine alınması CBK ile komisyonun yapısının değiştirilmesine olanak tanımaktadır. TBMM'nin kanunla yapabileceği bir değişiklik cumhurbaşkanının iki dudağı arasına terk edilmiştir. Cumhurbaşkanı Asgari Ücret Tespit Komisyonun üye bileşimini istediği gibi değiştirebilecek ve müdahale edebilecektir."