Radikal gazetesinden Deniz Zeyrek'in haberine göre, BP’nin Meksika Körfezi’ndeki petrol platformlarından birinde yaşanan patlamanın ardından boğazlarla ilgili endişesi artan Türkiye, petrol üretimi ve taşıma işi yapan 20 küresel petrol devinin temsilcilerini İstanbul’da toplayarak, “Artık petrol taşımacılığında Türk boğazlarına güvenmeyin. Ya beraber önlem alıp farklı alternatiflerle devam edin ya da Türkiye kendi önlemlerini alacak” mesajı verdi. Ancak, petrol şirketlerine sunulan, “Türk boğazlarından geçen petrol tankerleri ile ilgili gönüllü ilkeler” beklenen ilgiyi görmedi.
Dışişleri Enerji, Ulaştırma ve Çevre Bakanlarının geçen hafta Ankara’da yaptığı boğazların güvenliği toplantısının ardından dün de Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Dışişleri, Enerji ve Çevre Bakanlıklarının üst düzey yöneticileri İstanbul’da 20 enerji şirketinin temsilcileriyle buluştu.
‘Tek taraflı önlem alırız’
Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Büyşükelçi Hakkı Akil, petrol taşımacılığının boğazlar bölgesindeki yarattığı risklere dikkat çekerken, “Koşullar ortada artık, Türk boğazlarına güvenmeyin ya hep beraber oturup gönüllülük temelinde önlem alacağız yada Türkiye, boğazların ve bölgede yaşayan insanların güvenliği için gereken önlemleri tek taraflı alacak” dedi.
Süveyş’in üç katı
Toplantı sonrasında Taner Yıldız ve Veysel Eroğlu kameraların karşısına geçti. Eroğlu, tanker trafiği konusunda şu bilgileri verdi:
“Boğazlardan günde 18 gemi geçiyor. Bakü Ceyhan yapılmasa ve taşıdığı petrol boğazlardan geçseydi bu sayı günde 24 olacaktı. 2009’da boğazlardan 51 bin 422 gemi geçti. Bu rakam Panama Kanalının 4 Süveyş Kanalının 3 katıdır. Geçen gemilerin yüzde 80’i eski gemidir ve sadece yüzde 1.6’sı kılavuz kullanıyor. İstanbul boğazında 90 derecelik görüşler ve iki tabakalı güçlü bir akım var. Bu akımlar trafiği tehlikeli hale getiriyor. Akıntılar, iklim durumu nedeniyle son 15 yılda yaşanan büyük kazalarda 115 bin ton denize döküldü. 2009’da tankerlerden Marmara Denizi’ne 1 buçuk milyon balans suyu döküldü.”
‘İstanbul risk alamaz’
Tanker taşımacılığının mevcut haliyle sürdürülebilir olmaktan çıktığını söyleyen Eroğlu, “Boğazların, daha fazla tankere sahip olmadığı ve fazlasını kaldıramayacağı açıktır. Kaza ve çevresel riskler aşikârdır. Artık İstanbul daha fazla risk alamaz” dedi.
Gönüllü katılsınlar
Boğazlardaki riskin maliyetinin taşımacılarla paylaşılmasının esas olduğunu belirten Eroğlu, “Boğazı genişletmek mümkün değil. Bizde gerekli tedbirleri alacağız. Ama önce ortak çözüm bulalım. Şirketler gönüllü olarak katılsınlar istedik” ifadesini kullandı.
Boğazlar bize emanet
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız ise şunları söyledi:
“İstanbul ve boğazlar bize emanet. Sonraki nesillere teslim etmekle yükümlüyüz. Şirket temsilcileri ile temel noktalarda mutabık kaldık. Dosya açıldı, mutlaka çözüme ulaştırılacaktır. Sıfır risk yok ama bu riski en aza indirmeliyiz. En önemlisi şirketlerde problemin varlığı konusunda mutabakat sağlanmıştır. Tedbir alma hakkı bizdedir.”
‘Montrö’ye bağlıyız ama...’
Taner Yıldız, Türkiye’nin Montrö anlaşmasına bağlı olduğunu ve anlaşmanın değişmesinin gündemde dahi olmayacağını söyledi.
Montrö’nün Türkiye gibi uluslararası camiaya da haklar verdiğini vurgulayan Yıldız, boğazları baypas edecek boru hatlarını bu çerçevede konuştuklarını söyledi. Bakan Eroğlu’da şirketlerin alternatif yöntemlere yönelmelerini istediklerini anımsatarak, “ Bu bizim en doğal hakkımız başka İstanbul yok” dedi.
‘Gönüllü ilkeleri’ kabul etmediler
Toplantı öncesinde şirket temsilcilerine “Türk boğazlarından geçen petrol tankerleri ile ilgili gönüllü ilkeler” metni dağıtıldı. Toplantı sonrasında bu ilkelerin kabul edildiğine dair herhangi bir açıklama yapılmadı. Yetkililer henüz şirketlerin bu ilkeler çerçevesinde hareket etmeye hazır olmadığına dikkat çektiler.
Metinde tarafların boğazlarda petrol ve türevlerinin taşınması sırasında insanların, çevrenin ve seyrüsefer güvenliğini tehdit eden riskleri minimize edecek önlemleri, birlikte ve gönüllülük esasına göre kabul ettiğinin altı çizildi. Gönüllü ilkeler şöyle sıralandı:
* Taraflar Türk boğazlarının coğrafi ve meteorolojik özelliklerinin petrol taşıyan tankerlerin geçiş güvenliğini zorlaştırdığının farkındalar.
* Kesintisiz enerji akışının, enerji üreten ve tüketen ülkelerin ekonomileri ve ulusal güvenlikleri açısından hayati olduğunu düşünmekteler.
* Şirketlerin uluslararası standartlardaki ortak yönetim ve sosyal sorumluluk içeren ticari geçerlilği olan operasyonları takdir ile karşılarlar.
* İstanbul’un Unesco kültür mirası listesinde olduğu ve uluslararası toplumun bu mirasın gelecek nesillere bırakılması için yaptığı katkıları not ederler.
* Boğazların geçmişte can kaybının ve çevre kirliliğinin yaşandığı, kültürel mirası tehdit eden ciddi deniz kazalarına sahne olduğunu anımsarlar.
* Seyrüsefer güvenliğini sağlayan ve verimli gemi trafiği ile birlikte deniz güvenliğini sağlayan Türk boğazları gemi trafik sisteminin başarı ile sürdürülmesini ve alınan güvenlik önlemlerini memnuniyetle karşılarlar.
Hangi önlemler masada?
Edinilen bilgiye göre, Montrö gereğince gemilerin geçişinin sınılandıramayacağını bilen Türkiye, şirketlerden öncelikle ileri teknolojili çift cidarlı gemiler kullanması ucu açık sigorta yükümlülüklerini yerine getirmesini, kılavuz kaptan almasını ve gemilerin tonajının düşürülmesini istiyor. Türkiye’nin ikinci aşamasındaki beklentisi ise, Samsun-Ceyhan Petrol Boru hattını devreye sokarak, boğazların petrol yükünü yılda 50 milyon ton azaltmak.
Organizasyon çerçevesinde 20 petrol şirketi temsilcileri, yatla boğazda gezdirildi ve deniz yolu ile Türk boğazları gemi trafik sisteminin merkezine götürüldü. Petrolcüler yolculuk sırasında boğazdan geçen tankerlerin nasıl zorlandıklarına da bizzat şahit oldular. Trafik sistemi merkezinde de boğazlardaki gemi trafiği yoğunluğunu gördüler.
Zirveye kimler katıldı?
Toplantıya BP, Chevron, Conoco, Eni, Exxonmobil, Glencore İnternational AG, Gunvor İnternational BV, Kazak Kazmuay Gaz, Lukoil, Shell, Rusnet, Socar, Sovcomflot, TNK BP, Total, Trafigura, Transnet,Vhrl Holding ve Çalık Enerji yetkilileri katıldı.