Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesi için ’Ermeni kökenli’ iddiasıyla birçok kesimden tepki çeken CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, bir çıkış daha yaptı. Osmanlı döneminden kalma nüfus kağıtlarına güvenilmeyeceğini ima eden Arıtman, "Günümüzde soyağacı ancak DNA testleri ile geçerlik kazanır" dedi. Elindeki belge ve bilgileri ortaya dökmek istemediğini de söyleyen Arıtman, "Dava açarsa, buna mecbur kalabilirim" sözleriyle, Gül’e 1 YTL’lik tazminat davası nedeniyle üstü kapalı tehdit de savurdu.
Gül, 'Ermeni' sözünü hakaret kabul ettiCHP'li Arıtman, Cumhurbaşkanı Gül’ün hakkında açtığı 1 YTL’lik davayı ve TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın "Haddimi aştım desin, bitirsin" sözlerini değerlendirdi. Arıtman, "Bugün etnik aidiyet soyağacı kütükleriyle değil, DNA incelemeleriyle hukuki ve bilimsel geçerlilik kazanmaktadır. DNA raporlarıyla mı uğraşalım? Ben bunları arzu etmiyorum" dedi. Arıtman, Gül’ü bir kez daha düşünmeye ve milletten özür dilemeye çağırdı. Arıtman, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın "Haddimi aştım desin, bitirsin" sözlerini de ad vermeden eleştirdi. Arıtman, "Hiç kimsenin benim ettiğim yeminin anlamını ve haddimin sınırlarını hatırlatmaya kalkması haddi değildir. Bunu diyenlere ’aç o yemini bir kere daha oku’ derler" dedi. Arıtman şunları söyledi:
'Yargıya giderse mecbur kalırım' "Cumhurbaşkanının etnik kimliğinin peşinde değilim. Davadan korktuğum, çekindiğim de yok. Bu konudaki haklılığımı ispatlamak için bilgi, belge, şahitleri ortaya dökmek istemiyorum. Bunun birçok kişiye haksızlık olacağını düşünüyorum. Yargı safhasına giderse istemesem de buna mecbur kalabilirim. Osmanlı’nın son dönemlerinde nasıl nüfus kağıdı çıkarıldığı belli. Bugün etnik aidiyet soyağacı kütükleriyle değil, DNA incelemeleriyle hukuki ve bilimsel geçerlilik kazanmaktadır. DNA raporlarıyla mı uğraşalım. Ben bunları arzu etmiyorum. Cumhurbaşkanı’na bir kez daha düşünmesini öneririm. Taktir kendisinin.
Ya özür, ya istifa istedi
Yüreklice desin ki; ’Diasporacı imzacıların kampanyasını desteklemiyorum. Türkiye’nin resmi tezinin arkasında duruyorum, herkesin de bu tezin arkasında durmasını diliyorum, desin; bu tartışma da son bulsun. Cumhurbaşkanı anayasal suç işlemiştir, ya milletten özür dilesin veya istifa etsin. Hiç kimsenin benim ettiğim yeminin anlamını ve haddimin sınırlarını hatırlatmaya kalkması haddi değildir. Bunu diyenlere ’aç o yemini bir kere daha oku’ derler.
'Yeminimin gereğini yapıyorum' O yemin vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumayı emrediyor, yeminimin gereğini yapıyorum. Atatürk Nutuk’un da der ki: ’Efendiler, sırası gelmişken aziz milletime şunu tavsiye ederim ki; bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki özcevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın.’ Ben bunun gereğini yapıyorum. Devletin başındakilerin zararlı faaliyetlerini görürsem, DNA’larındaki değil, kişiliğindeki özcevheri sorgularım.
Arıtman, ayrıca konuyla ilgili bir yazılı açıklama yaptı. Arıtman açıklamada şu mesajları verdi:
'İspat edemeyiz'Osmanlıda tamamen beyana dayanılarak hatta çoğu kez sonradan Müslüman olan gayri Müslimlere yeni nüfus kaydı çıkartılırken, bizzat devlet tarafından bu kişilerin baba adı olarak Müslüman isimlerinin yazıldığı bir ülkede hiç birimiz soyağacıyla etnik kimliğimizi ispat edemeyiz.
DNA peşinde değilim: Bugün soy bağı, etnik aidiyetin bilimsel ve hukuki tek geçerliliği DNA bilgileridir. Ben kimsenin DNA raporlarının peşinde değilim. Ülkemdeki her yurttaşın inandığı, ait olduğunu hissettiği etnik kökenini iftiharla söyleyebilmesini, bundan gocunmamasını istiyor, kökeninden dolayı ayrımcılığa tabii tutulmamasını diliyorum.
'Karşı duracağım'
Kendini Türk olarak hisseden, algılayan bir yurttaş olarak kendi vatanımda ayrımcılığa uğradığımı, ikincilleştirildiğimi, başka etnik kökenlerin üste çıkarıldığını algılıyorum. Ne de olsa Türk’üm demenin ayıp olduğu, Atatürk’ü sevmenin gericilikle eş tutulduğu bir ülkede yaşıyoruz. Emperyalistlerin ülkemdeki iş birlikçileri ile bize dayattıkları geleceği kabul etmiyorum. Ülkemin etnik ve dinsel temelde bölünüp, parçalanmasına, toprak kaybetmesine, emperyalistlerce sömürülmesine gücümün yettiğince karşı duracağım.
'Çıkıp dimdik desin ki'
Cumhurbaşkanından başlayarak sade vatandaşımıza kadar "Uyan Ey Milletim, Uyan ve Diren” diyorum. Cumhurbaşkanından tek bir dileğim var: Çıkıp dimdik desin ki, “Türk Milleti hiçbir soykırım suçu işlememiştir. Yüce milletimize pek çok milletin özür borcu vardır ama bizim kimseye özür borcumuz yoktur. Türk vatandaşı kimliğini kullanarak özür dilemeye kalkan diasporanın imzacıları yaptığınız iş yanlıştır, bu ülkenin geleceğine benzin dökmektir, yapmayın.”
Bu görev yapılmazsa Anayasa suçu işlemiş olur ve istifa etmesi gerekir.
'Dava açması kendi taktiri'Bazı bilgi, belge ve tanık ifadelerinin mahkeme tutanaklarıyla devletin arşivlerine geçmesinden üzüntü duyarım ama Sayın Cumhurbaşkanının bana dava açması kendi takdirleridir.
Fevaran ediyorlar: İyi bir sosyal demokrat olarak aynı zamanda Kemalist’im. Partimin ilkeleri olan Altı Ok’a sımsıkı bağlıyım. Bu oklardan birini oluşturan Atatürk Milliyetçisiyim. Atatürk Milliyetçiliğinin ne anlama geldiğini bilmeyenler öncelikle bunun anlamını öğrensinler ki kafatasçı, ırkçı olmadığımı, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” anlayışında olduğumu algılayabilsinler. Numaracı Cumhuriyetçilerin, liboşların, dönek solcuların, diasporanın köşelerdeki kalemşorlarının saldırısına uğrayacağımı, tezgâhlarına çomak soktuğumu, nasırlarına basılmış gibi feveran edeceklerini biliyordum. Atatürk’ün anasına hakaret edenlere ses çıkarmayanların Ermeni diasporasına destek vermeleri beklenen tutumdur.
'Dava açacağım'İmza kampanyası bir siyasi proje olup, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi politikasına tamamen zıt ve Ermeni ırkçılarının savunduğu politikayla aynıdır. Sadece Milletime ve Cumhurbaşkanına bunu hatırlatma gereği duydum. Ellerindeki medya vasıtasıyla haksız bir şekilde bana ırkçı, kafatasçı, Nazi gibi nitelemelerle hakaret ve iftira atanlara dava açacağım. Beni bu şekilde yıldıramazlar, dimdik ayaktayım, arkamda duran, beni destekleyen yüce milletime minnettarım."