Uçak krizinin ardından Ankara'da, Şam yönetimine verilecek tepki konusunda izlenecek yol haritasını belirlemek üzere zirve üstüne zirve yapıldı. İlk değerlendirmeler, Suriye'nin 'Olay saldırı değil, kazaydı' savunmasının inandırıcı olmadığı yönünde.
Zaman gazetesinin haberine göre, Ankara, Şam'ın iddiasının aksine uçağın vurulduğu sırada uluslararası hava sahasında olduğunu tespit etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında önceki akşam gerçekleşen güvenlik zirvesinin ardından dün ilk toplantı Dışişleri Konutu'nda gerçekleşti. Toplantıya Bakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan katıldı. İki saat süren toplantının ardından akşam saatlerinde bu kez Başbakanlık Resmi Konutu'nda bir zirve gerçekleşti.
Erdoğan'ın başkanlığındaki zirvede diplomatik ve askeri boyutuyla atılacak adımlar masaya yatırıldı. Buna göre, 'meselenin peşinin bırakılmaması ve kararlılıkla üzerine gidilmesi' benimsendi. Türkiye'nin haklılığı, Suriye'nin ileri sürdüğü bahanelerin geçersizliği, BM başta olmak üzere değişik platformlarda anlatılacak. Bu çerçevede kaynaklar, düşürülen keşif uçağının silahsız olduğuna dikkat çekiyor. Bu özellikteki bir uçağın hava sahasını ihlal etse bile saldırıya maruz kalmaması gerektiği vurgulanıyor.
"Uluslararası hukuk kuralları gereğince, ihlal durumunda da uçak uyarılmalıydı. Hem telsizle hem de Suriye uçaklarıyla bu yapılabilirdi. Ama, buna dair bir bilgi yok" deniliyor. Ayrıca, Suriye'nin, "Türk uçağı olduğunu sonradan anladık." şeklindeki açıklaması da inandırıcı bulunmuyor. Çünkü, radar teknolojileri uçakların aidiyetini açık bir şekilde gösteriyor. Ankara, şu aşamada NATO'yu göreve davet etmeyi ise düşünmüyor.
Öte yandan Davutoğlu dün uçak kriziyle ilgili olarak ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton dahil, İngiliz, Fransız, Rus, İranlı ve Suudi meslektaşları ile telefon görüşmesi yaptı. Davutoğlu, Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi ve AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile de görüştü.