10 Ekim 2015'te IŞİD'in gerçekleştirdiği ve 101 kişinin yaşamını yitirdiği intihar saldırısına ilişkin davanın 3'üncü duruşmasının son gün oturumu görüldü. Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görülen duruşmanın sonucunda, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme davayı, 10-11 Temmuz tarihine ertelendi.
Mahkeme, bombacıları Ankara Tren Garı'na getiren taksi şoförlerinin de tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Hakim tarafından, kamu görevlilerinin tanık sıfatı ile dinlenmesi talebi reddedildi.
Duruşmada, katliamı organize ettiği iddia edilen Halil İbrahim Durgun'un eşi Esin Altıntuğ Durgun ifade verdi. Durgun, eşinin konuşmasın diye öldürülmüş olabileceğini iddia etti.
Davanın son gün oturumunda dikkati çeken ilk gelişmeyi "askeri bağladığı, ayarladığı" ifadeleri kendi iç yazışmalarında ortaya çıkan IŞİD militanlarının sınırdan giriş ve çıkışlarının "gizliliği" oluşturdu. Dava dosyasına gelen belgeleri okuyan mahkeme başkanı, IŞİD militanlarının dava için çok önemli olan "Suriye'ye yaptıkları girişler"in tespit edilemediğini söyledi. Yapılan duyuruda, militanların sınır hattında yaptıkları giriş çıkışların kara yolu ile yapıldığı için kayıtlarının tespit edilemediği iddia edildi.
Operasyon görüntüleri istendi
Dava avukatları, duyuruların yapılmasının ardından, polis operasyonları sırasında kendilerini patlattığı açıklanan Halil İbrahim Durgun'un, Mehmet Kadir Cebael'in ve Yunus Durmaz'ın olay tutanaklarının ve operasyon görüntülerinin dava dosyasına eklenmesini talep etti. Talebin kabul edilmesi durumunda mahkeme heyeti bir sonraki duruşma için ilgili emniyet birimlerine bir yazı göndererek belgeleri talep edebilecek.
Sanık avukatı ailelere bağırdı salon karıştı
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği Emek, Barış ve Demokrasi mitingine gelenlere yönelik 10 Ekim 2015’te tarihi Ankara Garı’nda IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamın davasında sanık avukatı ailelere bağırdı. Salonda büyük gerginlik yaşandı.
Tutuklu sanıklardan Hatice Akaltın’ın avukatı, davanın hukuki olmadığını iddia etti. Antep’te insan muamelesi görmeyen birçok kadının var olduğunu öne süren avukat, bu nedenle Hatice Akaltın’ın olaylardan bilgisinin olmadığını ve suçsuz olduğunu söyledi. Bunun ardından salondan gelen tepkiler üzerine yaşanan tartışma sürerken, bir sanık avukatı mağdur ailelere bağırdı. Avukatın bu sözlü saldırısına mağdurlar ve avukatları büyük tepki gösterdi. Yaşanan tartışmaların ardından mahkeme başkanı uyarılarda bulundu.
"Eşim öldürüldü" iddiası
Katliamını organize eden isim olarak bilenen ve Gaziantep'de düzenlenen operasyon sırasında kendisini patlatarak ölü olarak ele geçirilen Halil İbrahim Durgun'un eşi Esin Altıntuğ Durgun, çarpıcı açıklamalarda bularak şunları söyledi:
"Ben eşime yardım yataklık yapmadım. Polis beni takip ediyormuş. Ben takip ettiğini düşünmüyorum. Eğer etseydi beni Halil İbrahim Durgun'u yanında gördüklerinde yakalayabilirlerdi. Bu polisin büyük ihmallerinden biridir. Eşim kendisini patlamamış olabilir. Adli Tıp Kurumunda eşimi teşhis ettim. Üzerindeki örtüyü omzuna kadar açtılar. Ve o an gördüm ki, cesedinin sadece çenesi kaymıştı. Kan izi bile yoktu. Halil'in cebinde 172 TL çıkmıştı. Onu da bana verdiler. Kendini patlatan insanda bu paralar çıkmaz. Sağ yakalansaydı çok şey konuşacaktı. Bu yüzden öldürmek istediler ve öldürdüler. Patlamadan sonra gözümü açtığımda 'Allahım bana yardım et' diye bir ses duydum. Hiç bir polis yaralanmadığına göre bu ses kime ait olabilir." Durgun'un bu ifadesi üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray araya girerek, "Bu yüzden ısrarla otopsi raporlarına ulaşmaya çalışıyoruz" dedi. Daha önce mahkemenin istediği otopsi raporuyla ilgili Gaziantep emniyetinden mahkemeye, "Otopsi raporları biz de yok" cevabı gelmişti.