Gündem

Ankara'da vatandaşlar barikatları kaldırdı, Valiliğin yasağına rağmen CHP ile Anıtkabir'e yürüdü | Özel: Ne yılarız, ne korkarız, yıkar geçeriz!

23 Nisan 2025 17:28

Güncelleme: 24 Nisan 2025 00:01

T24 Ankara

Ankara Valiliği'nin yasak kararına rağmen, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 23 Nisan Ulusal Egemenlik e Çocuk Bayramı vesilesiyle, on binlerce vatandaşla birlikte 1. TBMM Binası'ndan Anıtkabir'e yürüdü. CHP lideri Özel, 1. Meclis'in önünde yaptığı açıklamada, "Ne yılarız, ne korkarız, ne de Atamız ile aramızda barikat kabul ederiz. Yıkar geçeriz!" dedi. Özgür Özel'in konuşmasının ardından vatandaşlar, barikatları kaldırarak Anıtkabir'e yürüdü. CHP Genel Başkanı Özgür Özel vatandaşlarla birlikte Anıtkabir'e vardı. Yürüyüş boyunca vatandaşlar, "Erken seçim" sloganı attı. 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, Ankara’da Birinci Meclis’in önünde gerçekleştirilen Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingine katıldı. Özel, 1. Meclis'in önünde vatandaşlara seslendi.

Ankara Valiliği'nin yürüyüşe izin vermemesine tepki gösteren Özel, "Ne yılarız, ne korkarız, ne de Atamız ile aramızda barikat kabul ederiz. Yıkar geçeriz!" dedi.

Özgür Özel'den Valiliğin yasak kararına yanıt: CHP, kurduğu Meclis'i yaşatmak için kimseden izin almaz, yürüyeceğiz!

Deprem mesajı: "AKOM'da bir koltuk boş..."

İstanbul'daki depreme ilişkin mesaj veren Özel, “Bugün İstanbul’da 6,2 şiddetinde bir deprem gerçekleşti. Ankara’dan İstanbul’u selamlıyoruz. Geçmiş olsun dileklerimizi buradan İstanbul’a gönderiyoruz. Maalesef deprem deyince akla hemen alınan tedbirler geliyor ve ilk olarak gözler Afet Koordinasyon Merkezi’ne dönüyor. AKOM’a bakıyoruz, AKOM’daki koordinasyonu görüyoruz. Ama orada bir koltuk boş. O koltukta oturması gereken İstanbul’un afetinde, acil durumlarında koordinasyonun başında olması gereken, milletin vazife verdiği, ‘Sen İstanbul’un muhafızısın’ dediği Ekrem İmamoğlu’nu Silivri’de tutanlara yazıklar olsun. Buradan Mansur Başkanımızla; Ankara’ya kimseyi ayırmadan, kayırmadan, en güzel hizmetleri yapan Mansur Başkanımızla bugün burada bizim toplanmamıza katkı sağlayan, emek veren Ankara il örgütümüz, il başkanımızla, bütün milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla birlikte Gazi’ye, Atatürk’e doğru yürüyüşe geçerken Silivri’deki bütün arkadaşlarımıza selam olsun. Onları yürekten selamlıyoruz" dedi. 

Özel'den Valiliğe: "Milletin gücünü göstermek isteriz"

Özel, şunları söyledi:

"Her 23 Nisan’da olduğu gibi hem resmi törenlerde, hem de sonrasında Birinci Meclis’ten, İkinci Meclis’ten Anıtkabir’e doğru, yani bu Meclis’i kuran parti olarak kurucumuza doğru yürüyeceğimizi söyledik. Ankara Valiliği dün akşam bir yazı yollayarak, bunu yapamayacağımızı, yürüyemeyeceğimizi, toplanamayacağımızı söyledi. Valinin şahsen bir suçu yok, arada kalmış. Bir yanda Gazi Mustafa Kemal’in askerleri, bir yanda cuntanın kurşun askerleri... Biz ‘Toplanacağız, Ata’ya yürüyeceğiz’ deyince bundan rahatsız olan birileri valimize, emniyet müdürüne baskı yapıyorlar. Onlar da bize yazı yolluyor, diyor ki ‘Eğer yürüyecekseniz, bir yerde toplanacaksanız Birinci Meclis’in önü olmaz. Keçiören’deki Kalaba Meydanı’na gideceksiniz.’ Bak, bak, bak. Sayın Vali elçiye zeval olmaz. O seni atayan, sana bu talimatları verene söyle, de ki ‘Kalaba Meydanı’na gidemezlermiş. Çünkü çok kalabalıklarmış’ de. ‘Çok kalabalıklarmış.’ Herkes şunu bilsin: Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sadece Cumhuriyet Halk Partililer değil Ankara’da, Başkent’te Gazi Mustafa Kemal’in emanetine sahip çıkanlar olarak asla ne yılarız, ne korkarız, ne de Atamızla aramızda barikat kabul ederiz. Yıkar, geçeriz. Şu hale bakın. Bu arabayı buraya sokmamak için bütün gün uğraştılar. Polisimizin servis otobüsünü kullanıyor, gidiyor oraya trafiğin çekicisini getiriyor, arkaya bir başka çekiciyi dayıyor. Nedenmiş? Biz burada toplanamayalım diye. Polisin, emniyetin dronu… Çek fotoğrafı, yolla tek adama, kullansın doya doya. Bugün 23 Nisan… Egemenliğin millete verilişinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 105’inci yılındayız. Atatürk’ün bu kutlu günü çocuklara armağan ettiği gündeyiz. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda buradan Türkiye’nin bütün çocuklarına sesleniyoruz: Bayramınız kutlu olsun çocuklar. Buradan Türkiye’nin bütün demokratlarına, bütün milliyetçilerine, bütün muhafazakarlarına, bütün aydınlarına ve tüm Atatürkçülere sesleniyoruz: Biz Meclis’in kıymetini biliriz, egemenliğin kıymetini biliriz. Milli Egemenlik Bayramınız kutlu olsun.

"Barikatı dinlemeden sel oluyoruz"

“Burada bizi durdurmak isteyenlere, bize engel olmak isteyenlere bir kez daha milletin gücünü ve bizim onlardan aldığımız gücü göstermek isteriz. Buradan sonra hep birlikte sel olup Anıtkabir’e doğru akacağız. Birazdan Ankara’nın dört bir yanından oluk oluk gelen herkesle… Şu güzelliğe bakın. Varsınız ya, sizin kadar da bu tarafta var. Hepsini selamlıyoruz. Birazdan hep birlikte kucaklaşacağız, hep birlikte yürüyeceğiz. 19 Mart darbesi bu milletin seçme hakkına, bu milletin kendisini kimin yöneteceğine karar verme hakkına, Atatürk’ün emaneti sandığa darbe girişimidir. O darbeyi önce Saraçhane’de yedi gece boyunca direnenler bozdu. Ama herkes İstanbul’a bakarken Ankara’dan, üniversitelerden, meydanlardan ses veren Başkentliler, 81 ilde darbeye direnenler bütün hesapları bozdu. Darbeye Saraçhane kadar güçlü bir cevap veren Ankara’ya, Ankara’nın gençlerine, öğrencilerine, ODTÜ’ye, Bilkent’e, Ankara Üniversitesi’ne, Gazi’ye selam olsun. Yağmur gelmeden hep beraber, omuz omuza sel olup Anıtkabir’e akmaya hazır mıyız? Sizden ricam: Her biri vatanın evladı, her biri aile babası - annesi, aslında çoğu atanmayan öğretmen… Polislerimiz, her meslekten. Onları incitmeden ama önünüze konulan barikatı da asla ve asla dinlemeden hep beraber sel oluyoruz. Anıtkabir’e akıyoruz.”

Özgür Özel'in konuşmasının ardından vatandaşlar, barikatları kaldırarak Anıtkabir'e yürümeye başladı. Yürüyüşe CHP Genel Başkanı Özgür Özel katıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da yürüyüşte yer aldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel vatandaşlarla birlikte Anıtkabir'e vardı. Anıtkabir'de İmamoğlu'nun mesajı okundu.  

İmamoğlu: Başta Meclis olmak üzere, ülkenin tüm kurumlarını zayıflattılar, içini boşalttılar

19 Mart sivil darbesiyle özgürlüğü elinden alınan İmamoğlu’nun Anıtkabir yürüyüşüne yolladığı mesaj da şöyle oldu: 

“Bağımsızlık mücadelemizin kalbi, Cumhuriyetin ve milli iradenin başkenti Ankara; merhaba. Atatürk’ün emanetinin muhafızları, güzel Ankaralılar, sizleri sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum. 23 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Varlığıyla onur duyduğumuz Gazi Meclisimiz, bağımsızlığımızın ve milli iradenin somutlaştığı, hayat bulduğu yerdir.  23 Nisan 1920’de, hep birlikte bir karar verdik. ‘Bu ülke, bir kişinin iradesiyle değil, milletin iradesiyle yönetilecek’ dedik. ‘Yetki sarayda değil, Meclis’te olacak’ dedik. O günden bu yana, kendi iradelerini millete dayatmaya kalkanlar hep Meclis’imizi hedef almıştır. Bugün de Meclis’i hiçe sayan, ülkeyi saraydan yönetebileceklerini zanneden bir avuç insan, iş başındadır. Bir kişiye göre tasarladıkları uyduruk bir rejimle, bütün gücü ellerinde topladılar. Başta Meclis olmak üzere, ülkenin tüm kurumlarını zayıflattılar, içini boşalttılar. Devletimizin kadim kültürünü, geleneklerini yıkıp geçtiler.

"Mahkemeler, siyasi meseleleri çözemezler"

Tek bir şeyi yapamadılar: Milletin sesini kısamadılar. 19 Mart darbe girişimiyle, demokrasiye son darbeyi vuracak, milletin sesini, nefesini keseceklerdi…  Ama millet, öyle bir ayağa kalktı ki, kendileri nefessiz kaldılar. Milletin karşısında öyle çaresiz, öyle aciz bir haldeler ki… Ellerinde Türk bayraklarıyla ‘hak, hukuk, adalet’ isteyen gençlerin karşısına çıkıp, onları ikna edebilecek tek bir cümleleri kalmadı.  Öyle çaresiz, öyle aciz bir haldeler ki… ‘Devlet, iftirayla şantajla değil, adaletle yönetilir’ diye devlet adamlığı dersi veren çiftçilerimizin karşısına çıkmaya yüzleri yok.  Öyle çaresiz, öyle aciz bir haldeler ki… Milletin önünde rakipleriyle eşit şartlarda yarışmaktan korkup, yargının arkasına sığınıyorlar. Çıkın saklandığınız yerden, çıkın. Yargıyı rahat bırakın. Mahkemeler, siyasi meseleleri çözemezler. O meseleleri, ancak millet çözer. Sandıktan kaçarak, yargının arkasına saklanarak geçirdiğiniz her gün, bu millete yaşattığınız eziyetler daha çok artıyor. Milli iradeye savaş açarak, çıkmaz bir yola girdiniz.

Burası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’idir. Burası, milli iradeye dayanan, demokratik bir cumhuriyettir.  23 Nisan 1920’den beri, bu ülkede millet ne derse, o olur. Bu ülkede hiç kimse millete rağmen, milleti hiçe sayarak koltuğunda oturamaz. Bu gerçeği unutmuş olanlar olabilir. Ama millet unutmadı, unutmayacak. Çünkü ulusal egemenlik, bizim özgürlük ve bağımsızlığımızın, cumhuriyet ve demokrasimizin teminatıdır.  Ulusal egemenlik, çocuklarımızın mutluluk ve huzurunun teminatıdır. Bugün ülkemizin dört bir yanını donattığımız ay yıldızlı bayrağımız, milletçe bağımsızlığımızın, egemenliğimizin en güzel, en şanlı simgesidir. Gelin, 23 Nisan’da astığımız bayrakları 19 Mayıs’a kadar dalgalandırmaya devam edelim. Evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda, cep telefonlarımızda bayraklarımız hep gözümüzün önünde olsun. Bayrağımızın simgelediği değerler için, mücadeleyi her gün daha da büyütelim. Bizi bekleyen güzel günlere hep birlikte, umutla, cesaretle, azimle yürüyelim. Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın 23 Nisan, yaşasın çocuklar, yaşasın Türkiye, yaşasın Cumhuriyet. Kalın sağlıcakla.

Ekrem İmamoğlu. Silivri Cezaevi.”