CHP’ye mektup yazan Sola Çek kampanyası aktivistleri, partinin solcu bir aday göstermesini talep etti. "CHP'ye neo-liberal rantçı anakent başkan adayları dayatılıyor" ifadesine yer verilen mektupta, “Çünkü solda belediye başkanı birleştirir. Çünkü solda belediye başkanı paylaşımcıdır. Çünkü solda belediye başkanı doğa dostudur, insan dostudur. Çünkü solda belediye başkanı Vedat Dalokay’dır. Çünkü soldaki başkanın belediyesi Fatsa’dır, Dikili’dir, Eskişehir’dir” denildi.
2009 yerel seçimlerinde Ankara’da bir araya gelen ve solu ortak aday etrafında birleştirmek isteyen Sola Çek kampanyası bir kez daha başlatıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, bir kez daha seçilmemesi için tek seçeneğin solun birleşmesi olduğunu belirten kampanya aktivistleri, 2014 yerel seçimleri için CHP’ye çağrı yaptı.
3 Kasım’da CHP önünde “Kötünün iyisine değil, solun kendisine oy vermek istiyoruz” pankartı açan grup, CHP’ ye bir de mektup yazdı. Parti MYK üyelerine iletilen mektup, partiye faks çekildikten sonra kamuoyu ile paylaşıldı.
Sola Çek kampanyası için, CHP’ye gönderilen mektubunun tamamı şöyle:
“Yerel seçimler hızla yaklaşırken Türkiye’de AKP’nin, Ankara’da Gökçek’in yıkımını ve zorbalığını izliyoruz. Öyle ki AKP ve Gökçek; hukuku, yasaları görmezden gelerek ve yürütmenin gücünü kullanarak muhaliflerini, kentimizi ve ağaçlarımızı yıkıp geçiyor. İçinden geçmekte olduğumuz süreç ise partiler siyasetini ve siyaset kurumlarını tıkasa da sokak çözümünü kendi yaratıyor.
Bunca gelişme, siyasetin yanında yöresinde biriken kadroların yüzünü sokağa çevirmesini sağlarken, Erdoğan bu duruma rest çekip sokağın üzerine gelerek, solun yeni diline müdahale etmeye çalışıyor. Çünkü biliyor ki, sokağın yeni dili Gökçek’i gönderecek, AKP’nin ve Erdoğan’ın sendelemesine neden olacak. Bunu biliyor olması ise –tabii ki- Başbakan Erdoğan’ı çileden çıkartıyor.
Erdoğan’ın ezberini bozan sokak, aynı zamanda kendisinin sonu olacaktır. Ancak başta CHP olmak üzere, tüm sol partilerin ve sokaktaki herkesin bilmesi gereken, bunu başarmak için doğru kurguyu yapmak zorunda olduğumuzdur.
'CHP, sağda aday göstermenin yollarını arıyor'
Maalesef son dönemde özellikle ana akım medya üzerinden yürütülen çalışma ile CHP’ye neo-liberalizmin rant politikalarına uygun anakent belediye başkan adayları dayatılırken, yine maalesef, duyumlarımıza göre, CHP Genel Merkezi merkez sağ seçmeni kazanabilmek adına sağda aday göstermenin yollarını arıyor. Bunun baştan hatalı bir tercih olduğunun kanıtı ise 1973 yılında sol belediyecilik anlayışıyla adaylığını koyan, % 61 ile seçilen ve kendinden önceki muhafazakar belediye başkanının kötü uygulamalarını yıkan belediye başkanı Vedat Dalokay’dır. Dalokay’ın başkanlık dönemindeki birçok uygulaması solun bir siyasi özne olarak varlığını göstermesi açısından simgesel öneme sahiptir. Aynı simgesel önem, yine sola ait olan sosyal belediyecilik kavramındadır. Solun bir dönem sıkı sıkıya sarıldığı sosyal belediyecilik, günümüzde kanunlaşmış ve AKP’li belediye başkanlarının dilinden düşmez olmuştur. Bu durum bile solun yerel yönetimde kendi olmayı, solda olmayı savunduğunda ne kadar başarılı olduğunun ispatıdır.
'Solda belediye başkanı birleştirir'
Bütün bunlar düşünüldüğünde CHP’nin ve Ankara’nın ihtiyacı olan belediye başkanının kendini solda tanımlaması şarttır. Çünkü solda belediye başkanı dürüsttür. Çünkü solda belediye başkanı birleştirir. Çünkü solda belediye başkanı paylaşımcıdır. Çünkü solda belediye başkanı doğa dostudur, insan dostudur. Çünkü solda belediye başkanı Vedat Dalokay’dır. Çünkü soldaki başkanın belediyesi Fatsa’dır, Dikili’dir, Eskişehir’dir.
Biz, “Sola Çek kampanyası” olarak Ankara’da solun nasıl bir kent istediğini anlatmak için bağlantısız bir seçim kampanyası düzenliyoruz. Ankara’nın kazanması için CHP’nin de “solda aday” gösterme sorumluluğunu üstlenmesini bekliyoruz. Çünkü biliyoruz ki solda adayla, Gökçek’i konu dahi etmeden, bizlerin nasıl bir kent istediğini anlatarak kazanabiliriz.
Solda olduğunu söylemekten çekinen, takipçi duruma düşen, eleştirerek kazanacağına inanan bir adayın ve bir kampanyanın Gökçek’e, AKP’ye ve Erdoğan’a karşı hiçbir şansı yoktur. Bu bağlamda, Atatürk Orman Çiftliği’ni ranta açan, ODTÜ’ye gece yarısı otoyol yapan, hukuku ve yasaları takmayan bir yerel iktidara karşı “kent hakkını”, “doğayı”, “insanı” savunmak hepimizin ortak görevidir.
Sokakta kazandık, sandıkta da kazanırız.
Sevgilerimizle”