Gündem
Deutsche Welle

Animasyon savaşları: Z kuşağı ne istiyor?

07 Mayıs 2021 07:56

Adnan Ağaç

Son yıllarda sık sık gündeme gelen "Z Kuşağı" 1996'dan sonra doğan gençleri tanımlamak için kullanılıyor. Bu dönem aynı zamanda teknolojinin hızla gelişim gösterdiği ve dünyayı küresel bir köy haline getiren dönem olarak görülüyor.

İstanbul'da yaşayan 18 yaşındaki Yusuf, kendi kuşağını anlatırken "siyasette aktif olarak görev almadıklarını, ancak tüm gelişmeleri, yapılan yanlışları ve gelecek kişilerin neden gelmesi gerektiğini çok iyi bildiğini" söylüyor. Sebebi olarak ise "teknolojinin ellerinin altında olması ve birçok bilgiye kolayca erişim sağlayabildiklerini" gösteriyor.

DW Türkçe'ye konuşan 19 yaşındaki Selin Aydemir de benzer görüşleri paylaşıyor. "Teknoloji çağında yaşadıklarına" vurgu yapan Aydemir, "dışarıda görünmelerinin gerekmediğini, bir tepki verecekleri zaman sosyal medyayı kullanarak tepkilerini gösterdiklerini" ifade ediyor.

Siyasi partilerin Z kuşağına ulaşma çabaları

Muhalefet parti liderlerinin Twitter'da başlattıkları "128 milyar dolar ve Berat Albayrak nerede?" zincirine AKP'den CHP'yi hedef aldığı Yalan Üretim Merkezi adlı bir animasyon filmle yanıt geldi.

CHP de AKP'nin çizgi filmine bir "Haydi çıkar maskeni" başlıklı karikatürle yanıt verdi. 

Sosyal medyada çok konuşulan karikatür ve animasyon, siyasi partilerin Z kuşağına ulaşma stratejisi olarak değerlendiriliyor.

DW Türkçe'ye konuşan uzmanlara göre mevcut siyasi parti ve liderleri bu kitleye ulaşamıyor. Peki 2023 seçimlerinde de oy kullanması beklenen bu seçmen kitlesinin oy verme kriterleri neler? Z kuşağı ne istiyor?

"Eski fikirler yeni mecralarda yeterli olmayacak"

Yapılan araştırmalar, gençlerin geleneksel medya yerine dijital içerikleri daha çok takip ettiklerini gösteriyor. Haber takibi de bunlardan biri. Bu nedenle siyasi partiler de Z kuşağı denilen kitleyi kendilerine dijital medya araçlarını kullanarak çekmeye çalışıyor.

Metropoll Araştırma şirketinin kurucusu Özer Sencar, "Z kuşağına şu ana kadar gördüğümüz kadarıyla belirli bir siyasi partinin veya belirli bir siyasi parti liderinin ulaştığını söyleyemeyiz. Ama bu şu anlama gelmiyor: 'Z Kuşağı siyasetten uzak, oy vermeden uzak, ilgisiz' değil. İlgili ama bağımsız" değerlendirmesini yapıyor.

Sencar, Türkiye nüfusunun yüzde 30'unun Z kuşağı olduğuna ve 2023 yılında yapılacak seçimlerde bu kuşağa mensup "7 milyon gencin" oy kullanacağına dikkat çekiyor.

Mevcut siyasi parti ve liderlerinin Z kuşağına ulaşıp ulaşmadıkları sorusuna ise Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı "eski sistem, eski fikirler yeni mecralarda yeterli olmayacaktır" yanıtını veriyor.

Narlı ayrıca, dünyanın her yerinde gençlerin "mevcut kurumların, mevcut siyasetlerin 21'inci yüzyılın sorunlarına çözüm üretemediğini" düşünmeye başladığını aktarıyor.

Z kuşağı için farklı görüşlerin olduğunu vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Demet Lüküslü de "Siyasetle ilgilenmiyor olmanın da başlı başına bir duruş" olduğunun da savunulduğunu söylüyor.

Lüküslü, sözlerini "Bu genç kuşak eski kurumları zombi kategoriler haline getiriyorlar. Yani ölmüş ama yaşamaya devam eden, içinin boşaldığı" diye sürdürüyor.

Z kuşağının oy verme kriterleri neler?

Metropoll araştırma şirketinin "Türkiye'nin Nabzı" araştırmasının Nisan verileri de yeni seçmenlerin tercihlerini ortaya koydu.

Araştırmada 24 Haziran 2018 milletvekili seçimlerinde yaşı tutmadığı için oy kullanamayan seçmenlerin parti tercihleri incelendi. Araştırmaya katılanların yüzde 33'ü CHP'ye oy vereceğini, yüzde 24'ü ise AKP'ye oy vereceklerini belirtti. Üçüncü parti olarak ise MHP geliyor.

Araştırmalara göre "2018 yılında Z kuşağının yüzde 55-60'ının sandığa gittiğinin" öngörüldüğünü söyleyen Özer Sencar, "2021 yılında eğer bir erken seçim olursa Z kuşağının yüzde 76,2'si 'Ben sandığa gideceğim' diyor. 2022 yılında yine erken seçim niteliğinde bir seçim olursa bu kez Z kuşağının yüzde 78'i 'Ben sandığa gideceğim' diyor. 2023 yılında, seçim normal vaktinde yapılırsa, bu durumda Z kuşağının yüzde 81,2'si 'Ben sandığa gideceğim" diyor" bilgisini aktarıyor. 

"Z kuşağının partizanlığı düşük"

Bu yeni seçmen kitlesinin oylarını kazanma yarışında mevcut tabloya bakıldığında, "gelenekselliğin" bu kitleyi çekmekte çok fazla işe yaramadığı görülüyor.

Bu kuşak içinde sosyo-ekonomik farklılıklar da bulunduğuna vurgu yapan Nilüfer Narlı, ancak dijital araçları kullandıkları için Z kuşağının "analitik düşünebilen ve birçok işi aynı anda yapabilen" bir kuşak olarak nitelendiriyor.

Z kuşağında "partizanlığın" düşük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nilüfer Narlı, hem Türkiye'de yapılan araştırmalarda hem de dünyadaki araştırmaların Z kuşağının "etiketlerden hoşlanmadığını" gösterdiğini söylüyor.

Narlı, "Ben şu partinin mensubuyum, partizan kimlikleri, etnik kimlikleri, hatta sosyal cinsiyet kimliklerinin bile çok keskin ve köşeli bir şekilde onları belirlediğini görmüyoruz. Onlar farklı kimliklerin içine çok rahat bir şekilde girip çıkıyorlar. Çünkü dijital bir dünyaya doğdular" diyor.

Z kuşağı ne istiyor?

Metropoll Araştırma şirketinin kurucusu Sencar, siyasi partilerin Z kuşağına ulaşmada başarı elde edebilmek için "ülke ekonomisini, ülke gelişmesini, özgürlükleri geliştirebilecekleri kanaatini" oluşturması gerektiğine dikkat çekiyor. Sencar, bu konuda başarı elde edecek bir siyasi partinin cumhurbaşkanlığı veya parlamento seçiminde "rahatlıkla Z kuşağını kendisine çekebileceği" kanısında.

Sencar, bu kitlenin "genç işsizliği, iklim krizi, dijitalleşme ve otomasyonun etkileri gibi küresel sorunlarların merkezinde kalmış" durumda olduklarını belirtiyor.

Z kuşağı "dünün gençlerinden farklı" olduğunun altını çizen Sencar, tanımlamaları ve kalıpları "reddeden" bu kuşağın aynı zamanda "diyaloğa açık ve rasyonel" olduğunu ifade ediyor. Sencar ayrıca, düşüncelerini "özgürce ifade edebilmek bu kuşağın en önem verdiği" konu olduğuna da dikkat çekiyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle