Muzaffer Gençdoğan / ANKARA
Hükümetten gelen bir Kanun Tasarısı ile Anayasa Mahkemesi’ne vakıf kurma yetkisi veriliyor. TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi beklenen Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı ile, Anayasa Mahkemesi bünyesinde kurulacak olan Vakıf gelirlerinin, Yüksek Mahkeme’ye yapılacak kişisel başvurulardan alınacak harçların yüzde 30’unun aktarılacak olması tartışma yarattı. Kurulacak olan vakfın bağış kabul edecek olmasının da Anayasa Mahkemesi kararlarını tartışılır hale getirebileceği öne sürülüyor.
TBMM Adalet Komisyonu’nda geçen Haziran ayında görüşülerek tartışmalı şekilde AKP’li üyelerin oylarıyla kabul edilen, CHP’li vekillerin toplantıyı terk etmesine neden olan Tasarıya yönelik tepkiler genişliyor.
“Anayasa Mahkemesi Vakfı”
Tasarı ile Anayasa Mahkemesi bünyesinde faaliyet göstermek üzere “Anayasa Mahkemesi Vakfı” kurulması öngörülüyor. Tasarıda Vakıf’ın amacı olarak “Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri izleyerek, anayasa hukuku ve insan hak ve özgürlükleriyle ilgili konularda bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak, bu araştırmalar ışığında eğitim çalışmaları yürütmek veya yapılan eğitim çalışmalarına destek olmak, Anayasa Mahkemesinin daha etkin ve verimli şekilde hizmet vermesi için her türlü desteği sağlamak” gösteriliyor.
Tasarı’nın Komisyondan gelen haliyle kanunlaşması halinde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Vakıf’ın kuruluş aşamasında mal varlığı olarak 50 bin lira aktaracak. Vakıf, amaçlarını gerçekleştirmek için gerektiğinde Enstitü de kurabilecek. Vakfın gelirleri ise; yapacağı hizmetler karşılığı alınacak ücretler, her türlü yardım ve bağışlar, Vakıf’a ait taşınmazların gelirleri, Vakıfça kurulacak Enstitüsünün faaliyetlerinden elde edilecek gelirlerden oluşacak. Tasarıdaki haliyle, Vakıf’ın esas geliri ise, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru harçlarının yüzde 30’unun Maliye Bakanlığı bütçesinden aktarılmasıyla oluşacak. Genel Bütçeden aktarılacak bu paranın her yıl Mart ayının yirmisine kadar Vakıf hesabına yatırılması zorunlu kılınıyor. Tasarıyla Vakıf, her türlü vergi ve harçtan da muaf tutuluyor. Yanısıra, Vakıf’a yapılacak bağış ve yardımlar gelir ve kurumlar vergisi matrahından düşülebilecek.
“Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı”
Anayasa Mahkemesi’ne kanunla “vakıf kurma yetkisi” verilmesi, siyasette olduğu kadar kamuoyu ve sivil toplum örgütlerinde tepkiye neden oluyor. T24’ün görüştüğü muhalefet partilerinin yetkilileri ile bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin ortak tepkileri özetle şöyle:
“-Anayasa Mahkemesi’ne kanunla vakıf kurma yetkisi verilmesi Anayasa’nın 10’ncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. Aynı şekilde, söz konusu düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin E.1987/17, K.1987/19 sayılı kararı ile de bağdaşmıyor. Tasarı ayrıca, Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair 5072 Sayılı Kanun’un ‘Dernek ve vakıflar, kamu kurum ve kuruluşlarının ismini alamaz, bu kurum ve kuruluşların hizmet binaları ve müştemilatı içinde faaliyet gösteremez ve bu kuruluşlara ait araç ve gereci kullanamaz… Dernek ve vakıflar, kamu kurum ve kuruluşlarının sundukları hizmetlerle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişilerden ücret, bağış, katkı payı ve benzeri adlar altında herhangi bir karşılık alamaz” hükmü ile açık şekilde çelişiyor.
-On yedi yargıçtan oluşan bir mahkemenin tamamen devlet bütçesinden desteklenmesi zorunlu olan faaliyetler için, yürürlükteki hukuk düzenine aykırı olan, istisna statüsünün çerçevesini tamamen aşan vakıf oluşturması, vereceği kararlar açısından da mümkün değildir. Çünkü, yapılacak bağış ve yardımlar, her zaman, on yedi yargıcın vereceği kararları tartışılır hale getirebilecektir.
-Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru harcı 2013 yılı için 198,35 lira olarak belirlendi. Temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla konulan bir hak arama yolu olan bireysel başvuruların harç tutarlarından ayrılacak yüzde 30 payın isteğe bağlı bir bağış veya yardım niteliğinde düşünülerek Vakıf’a gelir sağlanması mümkün değildir. Bireysel başvurulardan alınacak harçların yüzde 30’unun sadece Anayasa Mahkemesi Vakfına aktarılması, hiç kuşkusuz söz konusu Vakfı gelecekte Türkiye’nin en zengin ve en imtiyazlı vakfı haline getireceği tehlikesi apaçık ortadadır.
-Türkiye’de Anayasa Mahkemesi dışında yüksek yargı görevini yapan Yargıtay, Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi de varken, salt Anayasa Mahkemesi için bir vakfın kurulması ‘diğer mahkemelerin daha az ya da daha önemsiz görevler mi yapıyorlar ki bir vakfa ihtiyaç duymuyorlar?’ sorularının haklı olarak gündemde kalmasına neden olur.
-Anayasa Mahkemesi Vakfı’nın, kamu yararı amacıyla değil, birkaç kişinin isteği üzerine, yasa ve Anayasa’ya, hatta Anayasa Mahkemesi’nin eski kararlarına aykırı bir düzenlemeyle kurulmak istendiği anlaşılmaktadır. Bu Tasarı ile ilgili olarak, Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla bir iptal davası açıldığında, bu davanın Anayasa Mahkemesi tarafından görülmesi nasıl mümkün olacaktır? Bu sorunun yanıtını Anayasa Mahkemesi üyelerinin vermesi gerekir.”