Anayasa Mahkemesi, 'taş atan çocuklar'ın yetişkinler gibi yargılanmasını isteyen mahkemeye 'çağdaş devletleri' hatırlattı.
Anayasa Mahkemesi, ‘taş atan çocuk yasası’ olarak bilinen kanunun bazı hükümlerinin iptali için dava açan Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesi’ne çağdaş hukuk dersi verdi. Yerel mahkeme, söz konusu yasanın terörle mücadelede zafiyet oluşturduğunu, eylemlere katılan çocukları ayrıcalıklı hale getirdiğini, bu nedenle yetişkinler gibi cezalandırılması gerektiğini savundu. Yüksek Mahkeme ise iptal başvurusunu reddetti.
Türkiye uzun süre eylemlere katılan çocukların yargılanma şekilleri ve aldığı cezaları tartıştı. AİHM’den art arda gelen cezalar ve kamuoyu baskısı nedeniyle hükümet 2010 yılında çocukların lehine düzenlemeler yaptı. Toplumun büyük bölümünün olumlu karşıladığı yasal düzenlemelere Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesi’nin ilginç gerekçelerle itiraz ettiği ortaya çıktı. Mahkeme, ‘silahlı terör örgütüne üye olma, örgüt propagandasını yapma, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma’ suçlamasıyla baktığı davada, ‘taş atan çocuk yasası’nın bazı hükümlerini iptal davası açtı.
Eşitliğe aykırıymış
Yerel mahkeme, terör suçu olarak sayılan suçlarda çocuklara verilen ‘cezalarda arttırım’ın yapılmaması, çocukların özel yetkili mahkemeler yerine çocuk mahkemelerinde yargılanması, verilen cezalarda cezanın ertelenmesi gibi seçenek yaptırımlarının getirilmesine itiraz etti. Mahkeme, çocuklara yönelik yapılan pozitif ayrımcılığa karşı çıkarak, bölücü terör örgütü lehine propaganda yapan çocuklar terör örgütü suçlusu olarak cezalandırılmazken, aynı suçtan yargılanan yetişkinlerin ise 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığını anlattı ve bunun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia etti.
Zafiyet oluşturuyormuş
Mahkeme ayrıca, söz konusu yasal düzenleme ile terör örgütü lehine yapılan eyleme katılan çocukların ayrıcalıklı şahıslar haline getirildiğini de savundu ve düzenleme için “Terör ile mücadelede de zafiyet oluşturacaktır” ifadesini kullandı.
Mahkeme şunları kaydetti: “‘Ben terör örgütü adına suç işlerim, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılırım, istediğim gibi kolluk güçlerine direnirim, sloganımı atarım’ diyen şahsa yasaların, ‘Hayır ben seni gereğince terör suçlusu olarak kabul etmiyorum’ deme lüksü yoktur.”
Anayasa Mahkemesi açılan davayı oybirliğiyle reddetti. Mahkeme gerekçeli kararında, çağdaş devletlerin reşit olan suçlular ile çocuk suçluları ayırt ettiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
'Suça sürüklenen çocuk'
“Buna göre terör ve terör amacı ile işlenen suçları işleseler bile farklı konumda bulunan suça sürüklenen çocuklar bakımından, aynı suçu işleyen reşit suçlular hakkında uygulanacak arttırım maddesinin uygulanmaması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz. Suça sürüklenen çocukların, temyiz kabiliyeti, işlenen suçun sebep ve sonuçlarını değerlendirebilecek akli, ruhi ve fiziki olgunluğa sahip olma, geçerli hukuki işlem yapabilme, kendini savunma ve kendini üçüncü kişilere karşı temsil etme bakımından reşit kişilerden farklı konumda oldukları için, reşit kişilerle farklı ceza ve ceza usul kurallarına tabi tutulmalarında anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir durum bulunmamaktadır.” (Mesut Hasan Benli-Radikal)