Özel Dosya

İşte anadilde savunma tasarısının detayları

Anadilde savunma tasarısına göre sanık Türkçe biliyorsa tercüman parasını kendisi karşılayacak, hakim 'yargılamanın sürüncemede bırakıldığını' düşürse hakkı kısıtlayabilecek

14 Kasım 2012 12:38

 

Cezaevlerinde süren açlık grevlerinin talepleri arasında yer alan "ana dilde savunma hakkı"na ilişkin yasa tasarısı hafta başında Meclis’e geldi. Düzenlemeye göre, Türkçe bildiği halde ‘kendisini daha iyi ifade edebileceği bir dille’ savunma yapmak isteyen kişi mahkeme aşamasında sadece iki kere, tercüman parasını kendisi ödeyerek sözlü biçimde bu hakkı kullanabilecek. Ayrıca, hakim "yargılamanın sürüncemede bırakıldığını" tespit ederse anadilde savunma yapılmasını engelleyebilecek.  
 
Anadilde savunma hakkına ilişkin kanun tasarısının tam metni için TIKLAYIN 
 
Gökçer Tahincioğlu imzasıyla Milliyet'te yayımlanan (14 Kasım 2012) haberde TBMM’ye önceki gün geceyarısı sevk edilen, anadilde savunma hakkı ile ilgili düzenlemenin de yer aldığı tasarıdaki 12 maddenin içeriği özetle şöyle:
 
* CMK’nın 202. maddesinde, sanık veya mağdurun meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmiyorsa, mahkeme tarafından atanan tercüman eşliğinde konuşabileceği belirtiliyor. Anadilde savunmaya ilişkin düzenleme, bu maddeye eklendi. Ancak anadilde savunma için yine sınırlamalar getirildi. Buna göre, meramını Türkçe anlatabilen ancak anadilinin farklı olduğunu beyan edenler duruşmalar boyunca anadilini kullanamayacak. Sadece iddianamenin okunması ve esas hakkındaki mütaalanın verilmesi aşamalarından sonraki savunmayı anadilinde yapabilecek. Bunun için de kendi tercümanını duruşma salonuna getirmek zorunda olacak. Sanıklar, kimlik tespiti, ara talepler, sorulara yanıt verdikleri aşamalarda yine anadillerini kullanamayacak.
 
* Düzenlemede, bu imkanın yargılamanın sürüncemede bırakılması amacına yönelik olarak kötüye kullanılamayacağı da belirtildi. Düzenlemedeki muğlak ifade, bu konudaki takdiri mahkemelere bırakıyor. Özellikle KCK gibi davalarda mahkemeler, “amaç sürüncemede bırakmak” diyerek anadilde savunma yapılmasını engelleyebilecek.
 
Soruşturma aşamasında yok
 
* Maddenin, beklentilerin aksine, “Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında isteyen, kendini daha iyi ifade edebileceği dilde ifade eder” gibi bir genel düzenleme şeklinde yapılmaması, soruşturma, kimlik tespiti, çapraz sorgu gibi aşamalarda anadilin kullanılamamasına da yol açacak. Bu nedenle, birçok mahkumun, bu aşamalarda Türkçe ifade vermeyi yine reddedebileceği ve davaların tıkanabileceği belirtiliyor.
 
* Düzenleme uyarınca yazılı savunmalar Türkçe yapılacak, sorulara Türkçe yanıt verilecek ve ayrıca sanığın son sözü sorulduğunda bile Türkçe yanıt vermesi gerekecek.
 
* İnfaz Kanunu’na göre, hastalık nedeniyle hapis cezasının ertelendiği durumlarda mahkumun sağlık durumu 3 ayda bir kontrol ediliyordu. Tasarıda, muayene aralığı 3 aydan 1 yıla çıkarıldı.
 
Erteleme yok
 
* İnfaz Kanunu’nda, gebe olan ya da doğum yapmasının üzerinden 6 ay geçmemiş kadınlar hakkındaki hapis cezasının infazının geri bırakabileceği belirtiliyor. Bu düzenlemeye, terör suçundan mahkum olup, cezaevindeyken hamile kalanların cezasının ertelenmeyeceği, bu kadınların cezaevinin özel bir kısmında tutulacağı hükmü eklendi.
 
* Ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyenlerin infazı ertelenerek cezaevinden çıkacak. Ancak Cumhuriyet başsavcılığınca toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturacağı değerlendirmesi yapılması halinde bu imkandan yararlanamayacak. Bu çerçevede Örfi Çetinkaya gibi uyuşturucu çetesi yönetenlerin cezaevinde kalması amaçlanıyor. Düzenleme, tutukluları kapsamadığından Ergenekon ve benzeri davaların sanıkları yararlanamayacak.
 
Erteleme fıkrası değişti
 
* Mevcut İnfaz Kanunu’nda, 3 yıl ve daha az süreli hapis cezalarının infazının, hükümlünün talebiyle 6 aylığına ertelenebileceği belirtiliyor. Hastalık, üniversite eğitimi, ölüm ya da tarım topraklarının işlenebilmesi gibi nedenlerle bu hüküm uygulanıyor. Düzenlemede, bu hüküm değiştirildi. Buna göre, kasten işlenen suçlardea 3, taksirle işlenen suçlarda 5 yıl ve daha az ceza alanların cezalarının infaçı, her defasında 1 yılı geçmemek üzere 2 kez ertelenebilecek. Terör suçları ve cinsel dokunulmazlığa karşı suç işleyenler, disiplin cezası alanlar bu düzenlemeden yararlanamayacak. Ayrıca üniversite eğitimi, yakınların ölümü, ticari faaliyet gibi nedenlerle infaza başlanmış olsa bile 6 aylığına ara verilebilecek.
 
Televizyon ödülü
 
* İnfaz Kanunu’nun ödüllendirme başlıklı mevcut maddesinde, kurum içindeki genel durumlarına göre, hükümlülere teşvik esaslı ayrıcalıklar tanınabileceği belirtiliyor. Tasarıda ise ödül olarak, azami ziyaret süresi tanınması, tek kişilik odalarda televizyon imkanı, takdir belgesi, hediye ve tavsiye mektubu verilebileceği, sosyal, kültürel, sportif etkinliklerden öncelikli yararlanma hakkı tanınacağı kaydedildi.
 
Eşle görüşme
 
* Tasarıda, “eşle görüşme” de ödül kapsamına alındı. Buna göre, kapalı cezaevlerinde, evli hükümlüler, ödül olarak 3 ayda bir kez 3 saatten 24 saate kadar eşleri ile yakınlarında cezaevi personeli olmadan görüşebilecek. Çocuk hükümlüler, 2 ayda bir 3 saatten 24 saate kadar anne ve babasıyla bir araya gelebilecek.
 
* Tasarıda, çocuklara uzun görüş hakkı tanındı. İnfaz Kanunu’nda hükümlülerin yarım saatten az bir saatten fazla olmamak üzere ziyaret edilebilecekleri belirtiliyor. Tasarıda ise çocuk hükümlülerin 1 saatten az 3 saatten fazla olmamak üzere ziyaret edilebilecekleri düzenlendi.
 
 

Hilmioğlu düzenlemesi

 
 
Ergenekon sanığı, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu’nun oğlunun vefatı nedeniyle getirildiği Ankara’da evde konaklamasına izin verilmeyecek geceleri cezaevine konulmasını Milliyet gündeme taşımıştı. Pakette, bu konuda yeni düzenleme yapıldı. Tasarıya göre, hükümlüler, ölüm ve benzeri nedenle izin verildiğinde, valinin izniyle ya evinde ya bir yakının evinde ya da güvenli bir yerde tutulacak. Aynı düzenleme, tutuklular için de uygulanacak.
 

İlgili Haberler