Almanya'da Ekim ayında İran'la ihracat, 2009'dan beri en yüksek seviyesine ulaştı. ABD tarafından kara listeye alınma riskine rağmen Alman KOBİ'lerinin ihracatı önümüzdeki dönemde de artırması bekleniyor.Federal İstatistik Dairesi'nin açıkladığı veriler, Ekim ayında Almanya'dan İran'a 400 milyon euro değerinde ihracat gerçekleştirildiğini ortaya koydu. Bu meblağ, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 85'lik bir artışa işaret etti. Aynı zamanda 2009'dan beri ulaşılan en yüksek aylık ihracat hacmi olarak kayıtlara geçti. Kaydedilen artış, Almanya'da özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin, ABD yatırımlarını deldikleri gerekçesiyle Washington tarafından kara listeye alınma riskine karşın İran'la ticareti sürdürmeye istekli olduklarını gösterdi.
Washington'ın Tahran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesine karar veren ABD Başkanı Donald Trump, 5 Kasım'da da İran'ın petrol ticaretine dayalı ekonomisini hedef alan ancak 2015'teki nükleer mutabakatla askıya alınan yaptırımları yeniden yürürlüğe sokmuştu.
"ABD'nin gözü daha büyük şirketlerde"
Alman-İran Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Michael Tockuss'a göre, ABD yaptırımlarının esasen bankacılık ve nakliye gibi sektörlerdeki büyük projeleri engellemeyi amaçladığına inanan küçük ve orta ölçekli şirketler, İran'a ihracat yaparken hesaplanmış bir riski göze alıyor. "Amerikalı dostlarımızın gözü; bankacılık, sigorta, nakliye ve telekomünikasyon gibi hayati sektörlerde" diyen Tockuss, ABD'nin bu sektörlerdeki büyük şirketlere karşı daha "sert" bir yaklaşım içinde olduğunu belirtti.
Tockuss bu nedenle Almanya'dan İran'a ihracatın artmaya devam edeceği görüşünde. Bu yılın ilk 10 ayında ihracat yüzde 4 artarak 2,4 milyar euroya ulaştı. Alman-İran Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, aylık ihracat hacminin önümüzdeki yıl ortalama 200-250 milyon euro seviyesinde olacağını öngörüyor.
Almanya'da İran ile iş yapan küçük ve orta ölçekli şirket sayısı bin civarında. Bunlardan 130 kadarının İran'da şubesi var. Aralarında Alman devi Siemens'in de bulunduğu bazı çok uluslu şirketler, ABD yaptırımlarından çekinerek İran'dan çekilmişti. Tockuss, İran'a ihracatın büyük bölümünün küçük ve orta ölçekli şirketler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. İhraç edilen Alman ürünlerinin yarısını kimyasallar, üçte birini ise makine ve fabrika teçihizatı oluşturuyor.
AB'nin B planı
ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın İran dışındaki diğer tarafları olan Avrupa Birliği (AB), Almanya, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa, Tahran'ın nükleer programını durdurması karşılığında imzalanan bu mutabakatın bozulmaması için çaba sarf ediyor.
AB, bu bağlamda ABD yaptırımlarının etrafından dolaşarak İran'la dolar dışı ticaret yapılabilmesini kolaylaştıracak bir mekanizma kurmaya çalışıyor. Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini hafta başında yaptığı açıklamada, Özel Amaçlı Araç (SPV) adı verilen bu mekanizmayı yıl sonuna kadar hayata geçirmek istediklerini açıkladı. Mogherini, SPV'yi kastederek, "İran'la meşru bir şekilde iş yapılmasını gözetmek ve teşvik etmek için önümüzdeki haftalarda bu aracın kurulmasını ümit ediyorum" dedi.
Avrupa Birliği, SPV'yi çok daha önce hayata geçirmeyi planlıyordu ancak üye ülkeler ABD yaptırımlarına hedef olmaktan korktukları için bu mekanizmaya ev sahipliği yapma konusunda tereddüt ediyordu. Reuters'a göre şu an Almanya ve Fransa, SPV'nin sorumluluğunu ortak olarak üstlenmeye hazırlanıyor. Ancak AB diplomatları, SPV'nin hedeflerinin, petrol ticaretinden ziyade sadece gıda ve insani ürünler gibi daha hassas kalemleri içerecek bir kapsama indirgenmesinin beklendiğini belirtti.
İran'la ticaret yapılmasına karşı çıkan ülkelerin başında ABD ve İsrail geliyor. Her iki ülke de İran ekonomisinde önemli pay sahibi olan Devrim Muhafızları'nın ticaretten sağlanan parayı Ortadoğu'daki askeri faaliyetler için kullandığını savunuyor.
DW,rtr/CÖ,BK
© Deutsche Welle Türkçe