Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen bir antlaşma imzaladı. Antlaşma ekonomi, savunma, kültür alanlarında yakınlaşmayı hedefliyor.
22 Ocak 2019 16:17
Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen bir antlaşma imzaladı.
Merkel imza töreninde "Bunu yapıyoruz çünkü özel bir dönemden geçiyoruz. Böyle zamanlarda dayanıklı, açık, net ve ileri görüşlü yanıtlara ihtiyacımız" var dedi.
Macron ise "Avrupa'nın içinden büyüyen milliyetçilik tehdidi altındayken ve Avrupa Brexit acılarıyla sarsılmışken ve ulusal düzeyi çok aşan küresel değişimlerden kaygılanırken Almanya ve Fransa sorumluluk alarak yol göstermeli" dedi.
Almanya'nın Aachen kentinde imzalanan antlaşma 1963 yılında iki ülke arasında imzalanan işbirliği antlaşmasını daha ileriye götürmeyi hedefliyor.
Antlaşmada neler var?
Antlaşmayla Fransa ve Almanya ana AB konularında ortak pozisyonlar almayı ve Birleşmiş Milletler'deki (BM) meselelerde tek bir güç olarak hareket etmeyi planlıyor.
"AB'nin otonom biçimde hareket etmesini güçlendirmeyi" amaçlayan iki ülke hem dış politikalarında hem de güvenlik konularında ortak tutum belirleyecek.
İki ülke şu başlıklarda işbirliğine gidecek:
Franko-Alman "ekonomik alanını" daha da derinleştirmek
Avrupa'nın askeri yeteneklerini geliştirmek ve AB ile NATO'daki eksiklikleri tamamlamak ve güçlendirmek için ortak yatırım yapmak.
Her iki ülkenin de ordularını "ortak bir kültür" altında güçlendirmek ve Franko-Alman savunma ve güvenlik konseyinin yanı sıra ortak intikal kuvvetleri oluşturmak.
Gençlerin kültürel alışverişlerini iki ülke dillerinin öğrenilmesini cesaretlendirerek artırmak ve bir Franko-Alman üniversitesinin kurulması.
Sınırlar ötesi bağları artırmak. İki dilliliği teşvik etmek.
Antlaşma ne kadar gerçekçi?
Bundan 56 yıl önce Franko-Alman Dostluğu Ortak Bildirgesi Paris'te imzalanmıştı.
Konstanz Üniversitesi Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dirk Leuffen iki ülkeden farklı hükümetlerin zaman zaman 1963'teki antlaşmayı gündeme getirdiklerini söylüyor.
Prof. Leuffen "Büyük bir değişiklik yok ama eski hedefler bugünkü zorluklar ortamında tercüme ediliyor" dedi.
Prof. Leuffen'e göre antlaşmanın en önemli unsuru ortak ekonomik planlar.
Cardiff Üniversitesi'nden Alistair Cole ise antlaşmanın en önemli yanının sembolik önemi olduğu kanısında.
Cole, Brexit sonrası Avrupa'da bu antlaşmayla "Birbirlerinin pek yüzüne bakmak istemeyen Fransa ve Almanya'nın merkezde olmasına dikkat çekildiğini" belirtti.
Pakta muhalefet ne boyutta?
Bazı AB üyeleri bu iki ülkenin halihazırda çok fazla güce sahip olduğunu düşünüyor. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri göç konusunda Alman ve Fransız liderliğini reddediyor.
İtalya'nın aşırı sağcı İçişleri Bakanı Matteo Salvini "Franko-Alman eksenine İtalya-Polonya ekseniyle karşı çıkmanın vakti geldi" demişti.
Fransa'nın aşırı sağcı siyasetçisi Marine Le Pen Macron'u Aachen'e giderek General de Gaulle'ün mirasını yok etmekle suçluyor.
Almanya'nın AB karşıtı grubu Almanya için Alternatif (AfD) partisi lideri Alexander Gauland ise antlaşma hakkında "AB şimdi daha da bölündü. Almanya-Fransa özel ilişkisi bizi diğer Avrupalılara daha da yabancılaştıracak" dedi.
Cole ana meselenin antlaşma olmadığını "Macron'un Avrupa reform programının geleceğinin çok belirsiz olduğunu" söylüyor.
Buna karşın Cole Avrupa'da daha entegre güvenlik ve savunma stratejisinin geliştirilmesi ve Euro bölgesinde borç paylaşımına gidilmesine yönelik hareketlenme olabileceği kanısında.