“Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck Keup Caddesi’ne vardığında güneş bir süreliğine kara yağmur bulutlarının arkasına saklandı. NSU soruşturmalarındaki fiyaskoda rol oynayanları temsil eder gibi. Tam on yıl önce parça tesirli bomba yüklü bir bisikletin infilak ettiği, kısmen ağır 22 kişinin yaralandığı saldırının gerçekleştiği yerde Gauck acı ve cesaret yüklü ifadeler bulmaya çalıştı.
Gauck saldırı mahallinde şemsiyelerinin altında ‘neden’ diye soran bakışlar altında sadece ağır adımlarla yürüyebildi. Almanya bu ‘Neden?’ sorusunun yanıtını sadece soruşturma fiyaskoları ve kendilerine yönelik utanmazca şüphelerle ruhen yıpratılmış NSU cinayeti kurbanlarının yakınlarına borçlu değil.
Aşırı sağ suçların eksiksiz şekilde aydınlatılmasını sadece son 25 yılda beyinsiz Nazilerin katlettiği kişilerin aileleri değil, diğer ülke ve kültürlerden insanlarla birlikte yaşamak isteyen ve yaşayabilen Almanların büyük çoğunluğu da istiyor.
Son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın tehditkâr çıkışı göz önünde bulundurulduğunda Almanların diğer Avrupalılara iyi bir örnek olması, demokrasi ve insan onuruna yönelik saldırılara hukuk devletinin tüm araçlarını kullanarak karşı koyması gerekir.
Cumhurbaşkanı Gauck tüm Almanları temsilen Türklerin yaşadıkları hayal kırıklıklarına karşı “Sizin nefretiniz bizim için şevktir” hedefini koydu.
NSU teröristlerinin işlediği suçların bir kez daha kötü bir uyanışa neden olmasına ve kendi kendini tahrip edici bir atalete yol açmasına izin verilemez. Bugün aşırı sağın iğrenç suçları karşısında susanlar çoğulcu temel düzen açısından büyük bir risk doğurmuş olur.
Türkler ve diğer kültürlerden gelen milyonlarca insan Orta Avrupa’da renkli bir çeşitlilik sağladı. Bu kültür yelpazesinin renkliliği, çağdaş Avrupa’da ulaşılmış yaşam standartlarının güvenceye alınmasının garantisidir. Ve ayrıca yaşlı kıtanın çevresindeki zayıflayan demokrasiler açısından da en iyi örnektir. Bu nedenle bir daha asla suçların ciddiye alınmaması nedeniyle kötü uyanışlar yaşanmasına izin verilmemeli.”