Neonazilerin Charlottesville'deki gösterisinde Nazi selamı ve gamalı haç sembolleri dikkat çekti. Siyaset bilimcisi Thomas Grumke Amerikan ve Alman aşırı sağı arasında sıkı ilişkilerin olduğu görüşünde.
Neonazilerin Charlottesville'deki gösterisinde Hitler selamı ve gamalı haç sembolleri eksik değildi. Siyaset bilimcisi Thomas Grumke'ye Amerikan ve Alman aşırı sağı arasındaki ilişkileri sorduk.
"Aşırı sağcıların Charlottesville'de düzenledikleri yürüyüş çatışmaya dönüştü"
Thomas Grumke: 1970'lerden beri Ku Klux Klan üyesi olan David Duke gibi tanıdık aktörlerle 'alternatif sağ' üyesi olduklarını söyleyen genç nesillerin karışımından söz edilebilir. Ortak yanları fanatik ırkçılıktır. Sıkı bir organizasyon kurmadıkları ve aktivitelerini daha ziyade internette, hayal ettikleri paralel dünyada sergiledikleri söylenebilir.
Kimi Nasyonal Sosyalistlerden alıntı yaparken, kimi de Almanya'daki 'yeni sağ' denen oluşumun da yaptığı gibi 'Kültür Marksizm'i' (solun sözde komplosu) tarzındaki üstünkörü sloganları kullanır. ABD'deki aşırı sağcıların büyük bölümü şiddete meyillidir. Bu bakımdan Charlottesville'deki gösterinin çığırından çıkması beni şaşırtmadı.
DW: Donald Trump'ın başkanlık döneminin ABD'deki aşırı sağcı akımın Rönesansı olduğu söylenebilir mi?
Grumke: En azından aşırı sağcıların Trump'ın başkanlığa seçilmesinden sonra kendilerini daha güçlü hissetmeye başladıkları söylenebilir. Trump'ı seçenlerin büyük bölümü beyazların hâkimiyetini tehlikede görenlerden oluşuyor. Bunlar eşcinsel evliliklere, kadının aile ve toplumdaki rolünün değişmesine ve göçe direniyorlar.
DW: ABD'deki aşırı sağcılarla Alman Neonazileri arasında bağlantı var mı?
Grumke: İdeolojik çizgilerinin aynı olduğu kesin. ABD'deki gibi Almanya'daki aşırı sağcılar da göçe ve İslam'a karşılar. Homojen toplumu ve milli devleti ideal buluyorlar. İnternet üzerinden haberleşiyor, birlikte çalışıyorlar. Örneğin İskandinavya'da hazırlanan aşırı sağın müzikleri Doğu Avrupa'da çoğaltılıyor ve Almanya'da satılıyor. Yasaklansa da ABD'deki fikirdaşları internet üzerinden bu müziğe Almanya'da erişimi mümkün kılıyorlar.
DW: Buluştukları da oluyor mu, yoksa sırf internet üzerinden mi birbirleriyle iletişim kuruyorlar?
Grumke: 1990'lı yıllarda da sıkça bir araya geliyorlardı. Amerikan Neonazilerin lideri William Pierce ölmeden önce Nasyonal Demokrat Parti buluşmalarına gelir ve konuşma yapardı. Pierce aşırı sağın uluslararası alanda sıkı işbirliği yapmasını istiyor ve ulusalcılığın değil antisemitizmin birleştirici olmasına önem veriyordu. Kim olduğu sorulduğunda 'beyazım' derdi.
DW: Günümüzde nasıl işbirliği yapıyorlar?
Grumke: Amerikan 'alternatif sağı' ile Avrupa'nın 'özdeşlik' hareketi arasında sıkı bağlar var. Birleştirici özellikleri beyazların üstünlüğüne inanmaları. Özdeşlik hareketi Nazi olmadıklarını ve 'beyaz Avrupa kimliğini' korumayı amaçladıklarını söylüyor. 'Alternatif sağın' önde gelenlerinden Richard Spencer özellikle, Avusturya, İtalya ve Fransa'da yoğun faaliyet gösteren 'özdeşlik hareketi' mensuplarıyla son derece yakın ilişki sürdürüyor.
DW: Amerikan Neonazileri de Alman Nasyonal Sosyalizm ideolojisini kullanıyorlar mı?
Grumke: En azından sembollerini kullanıyorlar. Hitler selamını ve gamalı haçı provokasyona alet ediyorlar. Almanya'nın aksine ABD'de bu semboller yasak değil. Charolttesville'deki gösteride gamalı haç sembollü taşıyanlar Almanya'da propaganda suçu işlemekten tutuklanırdı.
DW: Tahmininizce aşırı sağ şiddetin Charlottesville'deki patlak vermesi Alman Neonazileri tarafından nasıl karşılandı?
Grumke: Aşırı sağın ABD'deki tırmanışı Alman Neonazileri tarafından dikkatle izleniyordur. Muhakkak birbirlerine cesaret verip motivasyonu güçlendirmeye çalışıyorlardır. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ideoloji transferi hep Avrupa'dan Amerika yönünde olurdu. Artık durum değişti. Amerika'daki aşırı sağ fikir ve semboller de Almanya'ya 'ithal' ediliyor.
1990'lı yılların başlarında Alman Neonazileri gençleri aşırı sağ fikirlere alıştırmak için müziği araç olarak kullanırlardı. Irkçı müzik internet üzerinden ABD'ye ulaşır ve 'okul bahçesi projesi' adı altında yayılırdı.
Amerikan Neonazilerinin sembolü olan '14' sayısı da ters yönde yayılarak Alman aşırı sağcıları tarafından benimsendi. '14 Kelime' Amerikan Neonazileri arasında yaygın olan şu sloganı temsil eder: "We must secure the existence of our people and a future for White children" (Halkımızın varlığını ve beyaz çocuklar geleceğini teminat altına almalıyız.) Alman Nasyonal Sosyalist Yeraltı hücresinin 'lidersiz direnişin' bu sloganından esinlenip esinlenmediğini bilemeyiz. Ancak kesin olan bir şey var, o da Amerikan ve Alman Neo Nazilerinin sürekli iletişim içinde olduklarıdır.