17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden tam 18 yıl geçti. Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 7,4 büyüklüğündeki depremde on binlerce bina yerle bir olurken resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi can verdi, 23 bin 781 kişi yaralandı, yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı, birçok insanın hayatı geri döndürülemez bir biçimde değişti. Gölcük Depremi, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi gibi Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana geldi. Aynı fay hattı üzerinde iki farklı güncel araştırma projesinin yöneticiliğini yapan Prof. Dr. Marco Bohnhoff gelecek 30 yıl içerisinde Marmara Denizi’nde 7 veya daha üzeri büyüklükte bir deprem meydana gelme olasılığının yüzde 70 olduğunu söylüyor. Potsdam’daki Alman Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin (GFZ) Jeomekanik ve Reoloji Bölümü Başkanı Bohnhoff bilimsel öngörülerini DW Türkçe ile paylaştı.
DW: Gölcük Depremi'nin üzerinden 18 yıl geçti. Bugün deprem araştırmacılarının bir bölümü, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yeni bir deprem olacağı tahmininde bulunuyor. Siz de onlardan birisiniz. Tam olarak hangi bölgede araştırmalarınızı yoğunlaştırıyorsunuz?
Prof. Dr. Marco Bohnhoff: Araştırmamızı şu anda Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın belirli bir bölümü üzerinde, direkt olarak İstanbul girişinde Marmara Denizi altında yoğunlaştırmış durumdayız. Bunun nedeni, son on yıllardaki deprem dizisine baktığımızda yakın zaman içerisinde Marmara Denizi'nin altındaki bölgede oldukça kesin bir biçimde bir deprem olacağını varsayıyor olmamız.
Öngördüğünüz depremin şiddeti konusunda bir tahmin yapmak mümkün mü?
Evet, pratikte bunu yapabiliyoruz. Maksimum deprem şiddetini tahmin etmek için çeşitli yöntemler var. Türkiye özelinde buradaki önşartlar oldukça iyi, zira burada çok uzun süredir bir yerleşim tarihi var; geride kalan depremlere ilişkin son derece iyi bir tarihi resme sahibiz. İstanbul etrafındaki bölgede son 2 bin 300 yıl içerisinde yaklaşık 20 deprem meydana geldi. Bu bilgi ve bu depremlerin büyüklükleri bizim bölgede beklenen en şiddetli depremin 7,4 büyüklüğünde olacağı sonucuna varmamızı sağlıyor.
Deprem olasılığının oldukça yüksek olduğunu söylüyorsunuz, bu konuda bir yüzde vermek mümkün mü?
Evet, pratikte bu yapılabiliyor. Ancak her şeyden önce bunu, determinist bir deprem tahmininden ayırt etmek gerekir. Eğer bunu yapabiliyor olsaydık, gelecekteki bir depremi kesin zamanını belirterek önceden söyleyebiliyor olurduk. Günümüzde bunu yapamıyoruz. Bunu yapabilmek için çalışmalar sürüyor ancak daha uzun bir süre bu imkânsız olmaya devam edecek. O nedenle en iyi tahmin aslında bir yüzde vererek olabiliyor. Buna olasılıkçı tehlike tahmini deniyor. Ve İstanbul bölgesi için elimizdeki bilgiler, modele göre önümüzdeki 30 yıl içinde 7 ve daha üzeri büyüklüğünde bir depremin olma olasılığının yüzde 70 düzeyinde olduğunu söylüyor ve bu da çok yüksek bir değer.
Araştırmanıza göre depremin yerini söylemek mümkün mü?
(Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın) hangi bölümünün bir sonraki büyük depreme maruz kalacağını tahmin edebiliyoruz ve bunun 1999'daki büyük depremin batısındaki bölüm olacağı oldukça kesin. (Gölcük depremi) İstanbul'un başladığı yerde, Adalar’ın güneyinde sona ermişti. Bu bölgeden Marmara Denizi'nin tamamı boyunca Tekirdağ’a kadar olan bölge ya da bu uzunluk muhtemelen bir sonraki büyük depremde aktif hale gelecek. Bir deprem, haberlerde gördüğümüz gibi bir nokta değildir; bir depremde iki yüzey birbirlerinin tersine doğru kayarlar. Söz konusu durumda bu bölgenin uzunluğu yaklaşık 100 ila 140 kilometreyi buluyor ve yüzeyden yaklaşık 20 kilometre derinliğe erişiyor.
Deprem olması halinde Marmara Denizi'nde bir tsunami meydana gelmesi ihtimali nedir?
Marmara Denizi'nin altında meydana gelecek bir depremde tsunami ihtimali genel olarak her zaman vardır. Ancak tahminlere göre 2011 yılında Japonya ya da 2005 yılında Sumatra'da olduğu gibi bir tsunami meydana gelmeyecek. Eğer yerel bir tsunami oluşacak olursa -ki geçmişte oluştuğuna dair tarihi bilgiler var- muhtemelen birkaç metrelik dalgalar oluşacak ve ilk etapta Boğaz’ın sahil kesimini etkileyecek.
Yüzde 70 ihtimalden bahsettiniz. Doğanın önünde depremin meydana gelmediği bir başka seçenek var mı yoksa er ya da geç bu deprem olacak mı?
Yüzde değeri, esas itibarı ile zaman dilimiyle ilintili. Eğer depremin meydana geleceği zamana kadar olan süreyi isteğe göre uzatacak olursanız, o zaman bu değer de yüzde 100'e yaklaşır. Yani İstanbul Marmara Bölgesi'nde deprem olacak, asıl soru ne zaman olacağı. Tarihi deprem bilgilerinden de çıkardığımız sonuç, ortalama tekerrür periyodu. Bu, iki deprem arasındaki ortalama zaman aralığı demek ve bölgede büyük depremler arasındaki ortalama zaman aralığı yaklaşık 250 yıl. Bu her 250 yılda bir mutlaka bir deprem olacağı anlamına gelmez. Bu bazen 200 yıl olur bazen 300 ama ortalamada 250 yıldır. Ve eğer bu bölgedeki son büyük depremin 1776 yılında meydana geldiğini akla getirecek olursak, bu bir sonraki depremin muhtemelen o kadar da uzak bir gelecekte meydana gelmeyeceğine işaret eder.
Ege Denizi'nde son aylarda birkaç günde bir deprem meydana geliyor. Ege'deki bu hareketliliğin sebebi nedir?
Ege Levhası altında, özellikle On İki Ada ile Türkiye'nin Ege kıyısı arasındaki bölgede depremlerin nedeni toplam yer levhasının, kuzey-güney doğrultusunda genleşmesi, yani yılda yaklaşık 1 santimetre kadar birbirinden ayrılması. Ve bu da eğim atımlı kırıklardaki depremlere yol açar. Örneğin bir sakızı iki yana doğru çekerseniz daha ince hale gelir, esner ve genişler, yerkabuğu ise sakız gibi uzamaz, çeşitli zaman dilimlerinde birdenbire yırtılır. O zaman da işte bu gözlemlediğimiz türden depremler olur. Ancak önceki hafta Bodrum'da nispeten büyük ve yüzeye yakın bir deprem oldu. Yüzeydeki etkileri de o sebeple diğerlerine nazaran daha büyük oldu. Ancak bu tür depremler geçmişte de hep vardı ve muhtemelen olmaya da devam edecek.
Ege'deki hareketlerin Kuzey Anadolu Fay Hattı ve öngördüğünüz deprem üzerine herhangi bir etkisi var mı? Ve eğer varsa bu etki pozitif ya da negatif bir etki mi?
Bu, çok iyi bir soru ve konunun uzmanları arasında da tartışmalara neden oluyor. Böyle bir etki fiziksel olarak ispatlanamaz. İki hafta önce Bodrum'daki gibi 6,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğinde, bunun istatistiksel sonuçlarını, bu depremin bir dizi küçük depreme sebebiyet vermesi üzerinden pekâlâ görebiliriz. Ancak bunun muhtemel İstanbul depremi gibi büyük bir depremin olma ihtimalini yükseltip yükseltmediğini söylemek, sanıyorum hata sınırları içinde hareket etmek olur. Buna kesin bir evet ya da hayır yanıtı verilemez.
© Deutsche Welle Türkçe
Ercan Coşkun