Arapça'da ‘Allah'ın partisi’ anlamına gelen Hizbullah, Lübnan'da çok etkili bir siyasi ve askeri güç olarak konumunu muhafaza ediyor.
İran'ın mali desteğiyle 1980'lerin başında kurulan ve çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu örgüt, kuruluşun hemen ardından İsrail'i Lübnan'dan çekilmeye zorlamak için mücadele etti. Örgüt, özellikle askeri kanadı ‘İslami Direniş’ sayesinde Mayıs 2000'de bu hedefine ulaştı. Bu tarihe kadar örgütün ana eksenini İsrail düşmanlığı oluşturuyordu.
Hizbullah'ın popülaritesi 2000'li yıllarda en yüksek seviyelerine ulaştı. Ancak 2006 yılında iki İsrail askerinin rehin alınmasıyla başlayan ve İsrail için ‘askeri hayal kırıklığıyla’ sonuçlanan 34 günlük savaş nedeniyle Hizbullah’ın imajı parladı. İsrail'in muazzam askeri gücüne karşı başarıyla direndiği için, kendi taraftarları ve Arap dünyasında Hizbullah’a destek büyük bir artış gösterdi.
CUMHURBAŞKANI SEÇİMLERİNE BOYKOT
Hizbullah, Lübnan'daki Suriye yanlısı muhalefet bloğunun en güçlü üyesi durumunda bulunuyor. Blok, 2005 yılında iktidara gelen Batı yanlısı Fuad Sinyora hükümetine sert şekilde muhalefet ediyor.
Hizbullah Kasım 2006'ya dek Lübnan'daki ulusal birlik hükümetinin ortaklarından biriydi, ancak veto yetkilerinden ötürü çıkan bir anlaşmazlığın ardından hükümetten çekildi. Örgüt ve müttefikleri, 2005 seçimlerinde 128 sandalyeli Lübnan meclisine 35 milletvekili sokmuştu.
Ancak İsrail'le savaşta başarılı olduktan sonra desteğinin arttığını savunarak, kabinede daha fazla bakanlık talep etti.
Bu isteği reddedilince mecliste cumhurbaşkanının seçileceği oturumları boykot ederek, yeni cumhurbaşkanının seçilmesini engelledi. Seçimin 19 kez ertelenmesinin ardından, İran ve Suriye yanlısı Hizbullah ile Batı yanlısı çoğunluğun oluşturduğu Fuad Sinyora hükümeti tarafından aday gösterilen General Mişel Süleyman, mayıs ayında mecliste yapılan oylamayla cumhurbaşkanı oldu.
ABD’YE GÖRE TERÖR ÖRGÜTÜ
Washington, Hizbullah'ı terör örgütü olarak nitelendiriyor ve Lübnan'ın istikrarını bozmaya çalışmakla suçluyor.
Washington Avrupa Birliği’nin de Hizbullah'ı terör örgütü ilan etmesini istiyor. Ama birçok Avrupalı diplomat, Hizbullah'ın Lübnan Meclisi’nde temsil edilen bir siyasi güç olduğuna dikkat çekerek bu öneriye kuşkuyla yaklaşıyor.
SURİYE’NİN ÇIKARLARINI KORUDU
Örgüt, uzun yıllar komşu Suriye'nin desteğinden faydalandı, Suriye'nin Lübnan'daki çıkarlarını korudu. Hizbullah, Şam'ın İsrail'le Golan Tepeleri üzerindeki anlaşmazlıkları konusunda da Suriye'nin elindeki bir koz olarak görüldü.
Hizbullah liderleri Suriye'ye desteklerini gizlemezken, Batı'nın Lübnan'a müdahalesine karşı çıktı. Hizbullah siyasi bir güç olmasının yanı sıra, sosyal ve sağlık hizmetleri de sunması sayesinde geniş desteğe sahip oldu. Örgüt, ayrıca oldukça etkin bir televizyon kanalı olan El Manar'ın da sahibi.
Hizbullah'ın en büyük sınavı 2006 yazında, militanlarının iki İsrail askerini sınır ötesi bir çarpışmada rehin almalarıyla başladı. Olay, İsrail'le 34 gün süren şiddetli bir savaşa yol açtı ve Lübnan'ın güneyi ile başkent Beyrut'un bazı kesimlerini yerle bir eden savaş ateşkesle sona erdi.
Hizbullah İsrail'e karşı zafer ilan etti, böylece Arap dünyasındaki itibarını da artırmış oldu.
Ancak örgüt, İsrail'i Lübnan’a karşı savaşa ittiği suçlamasıyla büyük eleştiriler de aldı.
Lübnan'daki milisleri silahlarını bırakmaya çağıran iki BM kararına karşın (2004'te kabul edilen 1559 sayılı karar ve savaşı sona erdiren 1701 sayılı karar), Hizbullah silahlı gücünü koruyor.
BEKAA VADİSİ’NDE KONUŞLANDILAR
Hizbullah, İsrail'in Lübnan'ı işgali ardından 1982 yılında bir grup Müslüman din adamı tarafından kuruldu.
Bekaa Vadisi'nde konuşlanan Hizbullah'ın askeri kanadı İranlı Devrim Muhafızları'ndan gelen yaklaşık 2 bin kişiden oluşuyordu. Devrim Muhafızları, Tahran yönetimi tarafından İsrail'e karşı direnişe yardımcı olmak amacıyla gönderilmişti.
İSRAİL’İN YIKILMASINI İSTİYORLAR
Hizbullah'ın bir diğer amacı da, Lübnan'da İran tarzı bir İslam toplumu yaratmaktı. Ancak daha sonra bu hedefinden vazgeçti.
Partinin söylemlerinde İsrail'in yıkılması hedefine sık sık vurgu yapılıyor. Örgüt, Filistin'in işgal altında bir Müslüman toprağı olduğunu, İsrail'in var olma hakkı bulunmadığını savunuyor.
Hizbullah özellikle kuruluşunun hemen ardından, 1980'li yılların ilk yarısında Batılılara karşı rehin alma eylemlerini bir taktik olarak uyguladı. 1983 yılında Beyrut'ta Amerikan ordusunun karargâhına düzenlenen bombalı saldırıda 241 deniz piyadesi öldü. Saldırının ardından Amerikalılar Beyrut'tan çekildi.
Hizbullah, kuruluşundan bu yana İslami hayat tarzının daha fazla benimsenmesi için çaba gösterdi. İlk yıllarında örgütün liderleri ülkenin güneyindeki köy ve kasabalarda İslami giyim kurallarını dayatıyordu. Ancak bu, bölge halkından büyük destek görmedi.
Hizbullah, İslami vizyonunun Lübnan'da bir İslam toplumu yaratmaya çalışma niyetleri olduğu şeklinde yorumlanmaması gerektiğini söylüyor. (BBC)