T24 - "Koç grubunun ana sponsoru olduğu 11. İstanbul Bienali'nin açılışı "Direnistanbul" grubunun "sanatın sermayeden destek almasını" protesto eden gösterisine de sahne oldu. Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Kurumsal İletişim ve Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç, "eleştirilerin sağlıklı olduğunu" vurgularken, "Ben orada açılış konuşmasını yapsaydım, o arkadaşların temsilcilerine de söz verir, söylediklerini kürsüden söylemesini isterdim” dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç da, bienale sponsor olmalarının gerekçesini "Özgür düşüncenin yerleşmesine öncülük etmek için" ifadesiyle açıkladı.
Mustafa Koç'un bu sözleriyle Ali Koç'un, kendilerini de hedef alan "sivil direniş" aktivistlerine destek veren açıklaması, Vatan gazetesinde yazan Elif Ergu'nun köşesinde (16 Eylül 2009) yayımlandı.
Ergu'nun yazısı şöyle:
Geçtiğimiz hafta bir radyo programında, 'İnsan neyle yaşar?' diye soruyorlar. Tahmin edeceğiniz gibi, bu soru için ilhamı İstanbul Bienali’nden almışlar. Yanıtlar şöyle: Güvenle, huzurla, sevgiyle, umutla, parayla, ekmekle, çocuklarının sevgisiyle, arkadaşlarıyla, dostlarıyla, işine duyduğu aşkla...
Ya büyük şirketler neyle yaşar? Şöyle bir sıralama yapabiliriz: Para ve insan yönetme becerisiyle, iyi bir kurumsal yapıyla, iyi yönetim anlayışıyla, cesur girişimlerle, iyi bir stratejik planla, risk almayı bilmekle, doğru yerde ve zamanında yatırım yapma becerisiyle..."
Sponsorluğun sebebi özgür düşünceye öncülük
"Önceki gün bugüne kadar ana sponsoru olmayan İstanbul Bienali’ne 10 yıl boyunca (2016’ya kadar) sponsor olan Koç Holding’in Başkanı Mustafa Koç, Ali Koç ve İletişim Koordinatörleri Oya Ünlü Kızıl’la biraraya geldik. Biliyorsunuz, iki yılda bir yapılan İstanbul Bienali’nin bu yılki teması 'İnsan neyle yaşar?' Mustafa Koç, 'Neden 10 yıllığına sponsor oldunuz?' sorusuna, kısa ve net bir yanıt verdi: 'Özgür düşüncenin yerleşmesine öncülük etmek için...'
Hiç alışık değiliz. Büyük şirketlerin çağdaş sanatı bu anlayışla desteklemesi bizim için pek tanıdık değil. Gerçekten, İKSV’nin müzik, caz festivallerinin sponsorları varken şimdiye kadar uluslararası bianelin ana sponsoru yoktu. Çünkü bu alan riskli. Mustafa Koç, 'Risk büyük getiri demektir' diyor. Çağdaş sanat hem içerik açısından riskli, hem de sanat çevrelerinde güncel sanatın büyük şirketler tarafından desteklenmesini işin özüne aykırı bulunlar çok.
Mustafa Koç, bu riskin farkında olduklarını işaret ederken, “Riski kaldırabilecek özgüvene sahip olmak lazım” diyor. Oya Ünlü Kızıl, rönesans döneminde 3-4 ailenin sanata yaptıkları katkıları anımsatıyor.
Ali Koç, küratörün kendilerine söylediğini aktarıyor: 'Kamusal alandaki hizmetleri vergi verenler desteklemeli... Güncel sanat ancak bu yolla tabana yayılabilir.'
Ali Koç, sermayenin güncel sanatı desteklemesini eleştirenleri sağlıklı bulduğunu anlatırken, konu çağdaş sanatı anlamaya da geliyor. Ve bizlere 'Gezdiniz mi sergi alanlarını diye soruyor?' Herkes farklı yanıtlar veriyor."
Yıldızlar ABD uydusu
"Ali Koç, bizlere sormaya devam ediyor: 'O yerdeki kırmızı kağıtları gördünüz mü, onlar ne biliyor musunuz? İstanbul’un gökyüzünü gösteren fotoğraflar ne biliyor musunuz?' Kırmızı kağıtlar Türkiye’de yapılan kadın hakları ihlallerini simgeliyormuş. Arkalarında ihlaller yazıyor. Bu yılki bienalde, kadın ve çocuk hakları ve sığınmaevleriyle ilgili yapıtlar gerçekten de çok dikkat çekiyor. Gökyüzüne gelince, ilk bakışta 'Gökyüzünde yıldızlar' der geçersiniz ama öyle değil. Koç, 'Gördüğünüz yıldız değil, hepsi birer ABD uydusu' diyor. İşte çağdaş sanat böyle bir şey. Farklı bir yerden bakmayı, uzun uzun düşünmeyi sağlıyor. Ve bu sene Koç Holding’in ana sponsorluğunun üç ayağı bence çok önemli. Çünkü gençleri ve çocukları çağdaş sanatla buluşturuyorlar. Sıralamak gerekirse; Üniversite öğrencileri sergileri bedava gezebiliyorlar, 6-14 yaşları arasındaki çocuklar sanat atölyelelerine katılabiliyorlar. 1.000 kadar çocuğun bu etkinliklere katılması bekleniyor. Koç Holding’in 2006 yılından beri yürüttüğü Meslek Lisesi Memleket Meselesi adlı sosyal sorumluluk projesinin bir ayağı da bienale taşınmış. Bu da 15 bin öğrencinin modern ve çağdaş sanatla tanışması demek.
Bu arada sohbet sırasında, 'Siz buradasınız, sanatla çok ilgili olduğunu bildiğimiz Ömer Bey nerede' diye sormadan da duramıyoruz. Ve Mustafa Koç’tan Ömer Koç’un geçtiğimiz hafta bienali izlemeye gelen yabancı gazetecilere evinde davet verdiğini öğreniyoruz. Bizim masadaki sohbet zaman zaman elimizde olmadan ekonomiye, hatta biraz da siyasete kayıyor. Ali Koç’a masada hakemlik görevi düşüyor, hepimizi tembihliyor, 'Aman bienalin dışına çıkmayalım."
‘Ben olsam kürsüye çıkarırdım'
Bienalin açılışında protesto gösterileri de vardı. Direnistanbul Grubu sanatın sermaye tarafından desteklenmesini protesto etti. Ali Koç, “Bunları sağlıklı eleştiriler olarak görüyoruz. Ben orada açılış konuşmasını yapsaydım, o arkadaşların temsilcilerine de söz verir, söylediklerini kürsüden söylemesini isterdim” dedi.
Bu yıl bienale 150 bin ziyaretçi bekleniyor. Bu yıl bienalin yan etkinlikleri de çok fazla. Galerilerde müthiş sergiler var. Sarkis’in sergisinde kuyruk vardı. Bunlar Türkiye için çok güzel gelişmeler. Ve başa dönersek, büyük şirketler sanata, kültüre ve gençliğe yatırımlar yaşarlar...