Star gazetesi yazarı Fehmi Koru "eşit yurttaşlık yürüyüşü"nü gündeme taşıyarak "Şimdilerde ‘Alevilik sorunu’ her gün sesini biraz daha yükselterek “Beni çöz” diye bağırıyor... Çözecek miyiz, yoksa onu da iyice içinden çıkılmaz hale getirdikten sonra mı çözme yoluna gireceğiz?" dedi.
Koru, "iktidarın çözüme hevesli olmadığı görüntüsü neredeyse tek bir konudan kaynaklanıyor: Cemevinin ne olduğu... Aleviler ‘cemevi’ denilen mekânı kendilerinin ibadetlerini de yerine getirdikleri yer olarak görüyor ve bunun böyle bilinmesini istiyor; AKP adına politika üretenler ise, Alevileri İslâm dairesi içerisinde görüyorlar, ama 'Müslümanın camiden başka ibadethanesi olmaz' görüşünün fazlaca etkisi altında kalıyorlar... Oysa müslümanlar için bütün yeryüzü ibadethanedir."
Fehmi Koru'nun 'Aleviler yürümeye başladı, peki sonra' (5 Ekim 2013) başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
Bu yazı hafta sonu İstanbul'da yapılan ve gövdesini Alevi kesimin oluşturduğu 'Eşit Yurttaşlık Yürüyüşü' üzerine yazılıyor; ama birkaç gün önce Cem Vakfı tarafından düzenlenen 'Anadolu İnanç Önderleri Toplantısı' sonrasında yazılabilirdi. Bugün yazmasam, kısa süre sonra yazmamı zorlayacak bir vesile mutlaka çıkacak...
Şimdilerde 'Alevilik sorunu' her gün sesini biraz daha yükselterek 'beni çöz' diye bağırıyor...
Çözecek miyiz, yoksa onu da iyice içinden çıkılmaz hale getirdikten sonra mı çözme yoluna gireceğiz?
Tercihimiz hangisi?
Hiç kuşkusuz, 'Alevilik sorunu', taleplere yakından bakıldığında görülebileceği üzere, çözümü zor olmayan bir sorun. Hızlı kentleşmiş ve köylülükten kentliliğe yürümüş insanlarının demokrasi içerisinde taleplerini ifade edebildiği bir ülkeyiz ve Aleviler de yılların ihmalini böyle bir ortamda telâfi etmek arzusundalar.
AKP hükümetinin ‘çözümden yana’ politikaları da onlara cesaret veriyor; çetrefil sorunlarda risk alabilen iktidarın taleplerine kulak vermediği sanısı da hareketlendiriyor Alevi kesimini...
Değişik sebeplerle onlara müzahir olan iç ve dış çevreler de var elbette; ancak Türkiye’nin önemini ve içinden geçilen dönemin özelliklerini akılda tutarak bunu da doğal karşılamamız gerekiyor.
İktidarın çözüme hevesli olmadığı görüntüsü neredeyse tek bir konudan kaynaklanıyor: Cemevinin ne olduğu... Aleviler ‘cemevi’ denilen mekânı kendilerinin ibadetlerini de yerine getirdikleri yer olarak görüyor ve bunun böyle bilinmesini istiyor; Ak Parti adına politika üretenler ise, Alevileri İslâm dairesi içerisinde görüyorlar, ama “Müslümanın camiden başka ibadethanesi olmaz” görüşünün fazlaca etkisi altında kalıyorlar...
Oysa müslümanlar için bütün yeryüzü ibadethanedir...
Üzerimize vazife olmayan işlerden kaçınıp insanlara kimlik biçmeyelim; buna karşılık üzerimize vazife olan işleri ihmal etmeyip devlete yöneltilen haklı talepleri dinleyip gereğini yerine getirmeye bakalım.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.