Alevi Bektaşi Federasyonu'nun "Eşit Yurttaşlık" mitingi büyük bir katılımla başladı. Sıhhiye Meydanı'nda 'Sivas’ın ışığı sönmeyecek', 'AKP halka hesap verecek' sloganları atıldı.
Alevilerin çağrısına hükümetten anında yanıt
Bakan Yazıcıoğlu: Uç fikirlere itibar etmiyoruz
Mitingde, “Cemevleri’nin ibadet merkezi olarak tanınması, zorunlu din derslerinin ve Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması, Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesi” gibi temel talepler alevi yurttaşlar tarafından bir kez daha dile getirildi.
Ankara’daki mitinge Hacı Bektaş Veli’nin soyundan geldiği söylenen ve Alevilerin yaşayan en ulu önderi olarak gösterilen Veliyettin Ulusoy da katılarak bir konuşma yaptı.
Aleviler’in masumane istekleri olduğunu belirten Ulusoy, Madımak Oteli’nin de müze yapılması çağrısında bulundu. Mitinge, CHP, DTP, DSP, SHP, ÖDP, TKP, EMEP, sivil toplum örgütleri ve sendikalar destek verdi.
'Laik devlet dine yatırım yapmaz' Miting, saygı duruşunun ardından Alevi kurum yöneticilerinin “üçler”i temsilen (Allah, Muhammed, Ali) kürsüden beyaz güvercin uçurmasıyla başladı. Mitingde konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız, Aleviler’in bu toprakların bir gerçeği olduğuna vurgu yaptı ve “Bu nedenle bugün, son derece haklı, meşru, insanî taleplerimizi bir kez de bu meydandan haykırıyoruz” dedi.
Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istediklerini ifade eden Balkız, inanç olgusunun kişiye has, inananla inanılan arasında bir gönül işi olduğuna işaret etti. Devletin bu alandan elini çekmesini istediklerini söyleyen ABF Genel Başkanı Balkız, “Laik devlet dine yatırım yapamaz. Dini örgütleyemez. Genel bütçeden oraya pay ayıramaz. O nedenle Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının tüm yurttaşlardan toplanan vergilerle, sadece bir kesim yurttaşa hizmet verdiğini öne süren Balkız, şunları söyledi:
“Yüzde 99’u Müslüman ülkemiz diye başlayan kalıp cümle ile, Alevilerin kendilerine özgü anlayışları, ibadethaneleri, ibadet biçimleri, pirleri, mürşitleri, dedeleri, talipleri, musahipleri olduğu gerçeğini görmek istemeyenlere ve o'nun AKP Hükümetine bir kez daha anımsatmak isteriz ki Alevilerin ibadethanelerinin adı Cemevi’dir. Orada cem yapılır. Cemi dede yürütür.
Türkiye’de yüzlerce cem ve kültür evlerimiz var. Ama bunların hepsi yasal dayanaktan yoksun. Başbakan’ı, en kalbi hislerimizle selamlarken bu gerçeği görmesini, ‘cümbüşevi’ benzetmesiyle çok ayıp ettiğini bilmesini isteriz. Bir Başbakan, düşünün ki, 20 milyon yurttaşın ibadethane olarak kabul ettiği bir yer için ‘Cümbüşevi’ diyor. Ayıp… Ayıp….”
'Madımak müze olmalıdır' Balkız, konuşmasında Alevilerin isteklerini de sıralayarak, şöyle konuştu:
“Madımak müze olmalıdır, Hacıbektaş Dergahının yönetimi Alevilere bırakılmalıdır. Apartman’da, sokakta, mahallede, çarşıda, okulda, kışlada, devlet dairelerinde, Alevi yurttaşlar üzerindeki baskılar kalkmalı, ayrımcılığa son verilmelidir. Ramazan ayı geldiğinde başta TRT olmak üzere bütün radyo televizyon ve gazeteler, Cumhurbaşkanı’ndan Belediye’deki çaycıya kadar tüm devlet görevlileri gösterişli iftar yemekleri ve toplu iftar çadırları ile toplumu teslim alırken, hemen arkasından gelen 20 milyon Alevi yurttaş için oruç ayı olan Muharrem’i hiç ama hiç anımsamamaları, hafıza sorunu-sonucu mudur acaba?”
Zaman aşımı tepkisi
Konuşmasında devlet yöneticilerinin “Alevileri çok seviyoruz” şeklindeki yaklaşımlarını eleştiren Balkız, şunları söyledi:
“25 yıldır, bu ‘Sizi seviyoruz’ sözünün ne anlama geldiğini bir türlü anlayamadık, derken anladık ki gerçekten bizi seviyorlar. Bizi, Maraş, Çorum, Sivas, Malatya, Gazi’de sevdiler. Öylesine sevdiler ki, bizlere katliamı, katillerimize zaman aşımını bahşettiler.
Savcı Bey, Savcı Bey, senin görevin Madımak katliamının bir numaralı sanığı Cafer Erçakmak ve diğer altı katil hakkında zaman aşımından dolayı davayı düşürmek talebinde bulunmak değil, onu yakalamak, yakalatmak, yargılamak ve cezalandırılmasını sağlamak olmalıydı.”
AKP Hükümeti’ni samimiyete çağıran Balkız, sadece açılım olarak kalan “Alevi Açılımı” projesinin de açıklığa kavuşturulmasını istedi.
Eşitlik ve özgürlük istiyoruz Mitingde konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Fevzi Gümüş de, Alevilerin asimile edilmeye çalışıldığını öne sürdü ve Alevi köylerine cami yapılmasını eleştirdi.
Zorunlu din dersi eğitimiyle Alevi çocuklarına inanmadıkları bir inancın empoze edildiğini belirten Gümüş, şu görüşleri savundu:
“Laik bir devlette olmaması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığı ile misyonerlik yapıp, Aleviliği Sünnileştirmenin çabası içine giriyorlar. Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesi talebine karşı çıkıyorlar. Çünkü, yüzleşmekten korkuyorlar. Çünkü, aynaya baktıkları zaman kendilerini görecekler. Onlar ne kadar yüzleşmekten kaçarlarsa kaçsınlar, milyonlarca Alevi, bu ülkede eşitlik, özgürlük, demokrasi isteyen milyonlarca demokrat yurttaşımız onları tanıyor. Onların çirkin yüzünü biliyor”
'Şiddetin kaynağı AKP' Konuşmasında AKP iktidarını eleştiren Gümüş, şunları söyledi:
“Bugünkü iktidarın kendisi şiddetin kaynağıdır ve bu iktidar şiddeti sadece farklı inanç, düşünce ve etnik kökenlerin eşitlik talebini görmezlikten gelerek yapmıyor, Türkiye’nin ulusal birikimini emperyalizme peşkeş çekerek, eğitim ve sağlık gibi en temel ihtiyaçları serbest piyasaya açarak da şiddet uyguluyor."
Postnişin Ulusoy: ' Bize farklı gömlek giyidirlmesin' Ankara’daki mitinge Hacı Bektaş Veli’nin soyundan geldiği söylenen ve Alevilerin yaşayan en ulu önderi olarak gösterilen Veliyettin Ulusoy da katılarak bir konuşma yaptı. Alevilerin “postnişin” (ruhani önder) olarak saydıkları Ulusoy, konuşmasına “gülbang” (Alevi duası) okuyarak başladı. Aleviler’in masumane istekleri olduğunu belirtti. Ulusoy, “Çok masumane isteklerimiz var. Bunları senelerden beri söylüyoruz, duymuyorlar” dedi.
Zorunlu din dersi eğitimi ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılmasını isteyen Ulusoy, Devletin hiçbir inancı finanse etmemesi gerektiğini söyledi. Aleviler’e farklı gömlek giydirilmemesini de isteyen Ulusoy, Madımak Oteli’nin de müze yapılması çağrısını tekrarladı.
Mitingden notlar
Katılımın yüksek olması nedeniyle kontrol noktalarında yoğunluk yaşandı. Yurttaşlar yürüyüş boyunca “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “AKP halka hesap verecek” sloganları attı.
Sıhhıye alanında Atatürk posterleri, Türk bayrakları ve ellerindeki bağlamalarıyla hükümete olan tepkilerini dile getiren Alevi yurttaşlar, sık sık “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “AKP halka hesap verecek” sloganlarının yanı sıra, “Diyanet kaldırılsın”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “Devlet elini inancımızdan çek”, “Cemevleri ibadet yerlerimizdir” yazılı dövizler taşıdı. Miting öncesi yapılan saygı duruşu sırasında, Sivas olaylarında hayatını kaybedenlerin isimleri teker teker anons edildi. Alandaki yurttaşlar, anonslara “yaşıyorlar” ve “burada” diye seslendi.
Kürsü gerginliği Mitinge CHP, DTP, DSP, SHP, ÖDP, TKP, EMEP, sivil toplum örgütleri ve sendikalar destek verdi. Katılımcıların kürsüye çıkarak halkı selamlaması sırasında aşırı yoğunluk nedeniyle kürsüden indirilen, bazı milletvekilleri vekiller duruma tepki gösterdi.
DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “Parti olarak üst düzeyde destek vermemize rağmen, bize ayrımcılık yapıyorlar. Bir daha Aleviler’e destek vermeyeceğiz. Sahneden CHP’lileri de indirsinler” deyince, Sakık’ı yatıştırmak diğer DTP’li vekil Hasip Kaplan’a düştü. Sakık ve diğer DTP’li milletvekilleri bu olayın ardından miting alanından ayrıldılar. Gerginlik tertip komitesinin araya girmesiyle de büyümeden önlendi.
Mitinge, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, CHP’li milletvekilleri Durdu Özbolat, Malik Ecder Özdemir, DSP’li Sülayman Yağız katıldı. Mitinge SHP’li Mehmet Yula aralarından Eşber Yağmurdereli ve Yaşar Seyman’ın da bulunduğu bir grup aydın da katıldı.
Mitinge katılanlarının sayısının polis telsizlerine göre yüz binin üzerinde olduğu ileri sürüldü. Mitingde, sanatçılar, Ali Asker, Edip Akbayram, Ferhat Tunç, Erdal Erzincan, Mustafa Özarslan da türküler söylediler. Türkülerin ardından mitinge katılanlar olaysız bir şekilde dağıldılar ve miting sona erdi.