Türkiye ekonomisinin 2021'in ilk çeyreğinde yüzde 7 büyümesini değerlendiren Dünya yazarı Alaattin Aktaş, "Bazı sektörlerde, özellikle de işletmelerin neredeyse tümünün kapalı olduğu hizmetlerde ilk çeyrekte hangi etkenlerle yüzde 5.9 büyüme sağlandığı pek anlaşılamadı" dedi. Aktaş, ilk çeyrekte tüketici enflasyonu yüzde 16, üretici enflasyonu yüzde 28 artarken, deflatörün nasıl yüzde 21 olduğunun da anlaşılamayan bir başka konu olduğunu kaydetti.
Aktaş şöyle dedi:
"Eğer işsizliğin tırmanıp gittiğini dikkate almazsak...
Eğer vatandaşın refahında geçen yıla göre değil iyileşme, çok olumsuz bir seyir olduğunu göz ardı edersek...
Eğer özellikle küçük işletmelerin sıkıntısını görmez; hele hele esnafın ne halde olduğuna hiç bakmazsak...
Bu orana ve bu oranın gerçekleşmesini sağlayanlara şapka çıkarılır.
Ama şunu da sormak gerekmez mi:
'Madem ekonomi şahlandı gidiyor, yüzde 7 büyüdük; ne diye pandemi yardımları gündeme getiriliyor; adil dağıtıldığı ve yeterli olup olmadığı bir yana, ekonomi bu kadar iyiyse bu yardımlara ne gerek var?”
TÜİK’in açıklamasına göre ilk çeyrekte bütün sektörlerde büyüme olduğunu belirten Aktaş, "Sanayide büyüme olduğu kesindi de örneğin hizmetler sektörü nasıl oldu da büyüdü, doğrusu pek anlayamadık. Hizmetlerde geçen yıl ilk çeyrekte bir küçülme yoktu ki baz etkisinden söz edebilelim. Bu sektör geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 2.8 büyümüştü, bu yıl da yüzde 5.9'luk bir büyüme gerçekleşti.
Her ne kadar GSYH içindeki ağırlığı çok fazla değilse de bilgi ve iletişim sektöründeki yüzde 18.1’lik büyüme de dikkat çekti. Bu sektör, geçen yılın ilk çeyreğinde de yüzde 10.9’luk çarpıcı bir büyüme göstermişti" dedi.
GSYH hesabında kullanılan deflatör ile TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları arasındaki farka da değinen Aktaş şunları yazdı:
"Deflatör ile fiyat artışı arasında böylesine fark olduğuna göre ya bu durumun bir açıklaması vardır ya da ortada bir açıklama yoksa iki oran da doğru olamayacağına göre bu oranlardan biri yanlış hesaplanıyordur.
Eğer deflatör doğru deniliyorsa, o zaman TÜFE’deki artışın düşük hesaplandığı kabul edilmiş demektir.
Ama yok eğer deniliyorsa TÜFE’deki artış doğru, o zaman da büyümeye ilişkin oranlardan ya cari olanı ya sabit olanı tam doğruyu göstermiyordur.
Biz muhtemel yanlışları ortaya koyuyor ve bir kez daha çağrıda bulunuyoruz:
“Anlayan beri gelsin ve bize de izah etsin!”