Gündem

AKP'li Özdağ'dan, 'Zeytin Dalı Harekâtı' durdurulsun diyen 170 imzacıya: Türkiye'nin yerli solcusu olamadılar...

"Meclis'te, terörü kutsayan milletvekili istemiyoruz"

26 Ocak 2018 02:54

Türkiye'nin Afrin'e başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'nın son bulması talebiyle aralarında eski bakan, milletvekili, yazar, yönetmen, oyuncu, senarist, gazeteci, sivil toplum örgütü ve kadın kurumları temsilcilerinin bulunduğu 170’i aşkın isim imzaladıkları mektuba AKP’li Selçuk Özdağ’dan tepki geldi. Özdağ 170 imzacıya, "Türkiye’nin yerli solcusu olamadılar, bunlar başkalarının sözcülüğünü yapıyorlar" dedi.

AKP Manisa Milletvekili Özdağ, milletvekillerine gönderdikleri mektupta Türkiye'nin Afrin'e başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'nın son bulmasını isteyen 170 imzacıya, “ Bunların yazdığı bir ihanet bildirisidir. Buna asla müsaade etmeyeceğiz ve terörün kökünü kazıyacağız”  açıklaması yaptı. Bu kararlı mücadelede aydınlara da önemli görevler düştüğünü ifade eden Özdağ, “Ama bunlar aydın falan olamazlar. Türkiye’nin yerli solcusu olamadılar. Kemal Tahir, Cemil Meriç, İlhan Selçuk, İdris Küçükömer olamadılar” dedi.

İmzacılarla ilgili, ‘Hukuk gereğini yapacaktır’ diyen Özdağ, “Hiçbir kimse silahlı bir örgütün uzantısı olmayacak. Hiçbir kimse silahı ve terörü teşvik etmeyecek, terörü kutsamayacak. Biz terörü kutsayan, silahı ve terörü teşvik eden hiçbir Milletvekilinin de Mecliste olmasını istemiyoruz” açıklamasını yaptı.

Özdağ’ın yazılı açıklaması şöyle:

“Kendilerini, 'aydın' olarak nitelendiren bu grup barış dendiğinde akla maalesef sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bağlı Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve emniyet yetkililerinin silahlarının susması olarak anlıyorlar. Peki onlarca kişi haince öldürülürken, çocuklar bombalarla öldürülürken, gözleri kör edilirken, Yaklaşık 12 Bin Gazi kollarını, bacaklarını kaybederken, yaklaşık 8 Bin Şehit olurken, İnsanlar kaçırılırken neredeydiler? Hala PKK’nın elinde güvenlik güçlerimize mensup kişiler var. Bu kendilerini akil, aydın olarak nitelendirenler neden tüm bu yaşananlarla ilgili bildiri yayınlamamışlar? Onlar, “PKK silahlı olsun, PYD/YPG silahlı olsun fakat Türk Silahlı Kuvvetleri silahını bıraksın” istiyorlar. Hayır, buna asla müsaade etmeyeceğiz. O nedenle bu sözde aydınlar adeta cinnet geçirmektedirler. Yaptıkları da fikir hürriyeti, özgürlük falan değildir. Bu apaçık Türkiye düşmanlığıdır. Bunu da kimse bize fikir özgürlüğü diye yutturmaya kalkmasın.

Biz Suriye’de neden varız? Suriye’nin toprak bütünlüğüne halel getirmek için mi? Hayır. Biz Suriye’de sınırlarımızı tehdit eden aynen Kandil misali yeni bir yapılanmaya giren Amerika’nın, egemen güçlerin, İsrail’in güdümünde bulunan bir PKK’ya karşı oralarda konuşlanamazsınız, buralarda üs kuramazsınız, sınırlarımızdan içeri girip bizi öldüremezsiniz, bize karşı canlı bomba olamazsınız, bize silah doğrultamazsınız, bomba atamazsınız mücadelesi veriyoruz. Sınır güvenliğimizi sağlamak için oradayız” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, “Amerika 11 Bin kilometre, Rusya 3 Bin kilometre öteden gelecek. Orada söz sahibi olmaya ve bir devlet kurdurmaya çalışacaklar. Biz de tüm bunlara “peki olur” deyip sesimizi çıkarmayacağız öyle mi? Hayır buna izin asla vermeyeceğiz ve orada olmaya devam edeceğiz. Bu kararlı mücadelede aydınlara da önemli görevler düşüyor ama bunlar aydın falan olamazlar.

Türkiye’nin yerli solcusu olamadılar. Kemal Tahir, Cemil Meriç, İlhan Selçuk, İdris Küçükömer olamadılar. Bunlar başkalarının sözcülüğünü yapıyorlar. Tırnak içinde belirtiyorum; egemen güçler Barzani’ye falan suni bir devlet kurdursalar Irak’ta, Suriye’de, Türkiye’de kına yakacak bunlar ve kurulan suni devleti kutlayacaklar. Bu kişilerle ilgili hukuk gereğini yapacaktır. Türkiye bugün bir beka ve güvenlik sorunu yaşamaktadır. Türkiye sınırlarında bir operasyon ve ameliyat yapıldığını görmektedir. Bu ameliyata müsaade etmemeye çalışmaktadır. Çünkü bu ameliyatta neşter kullanılmamaktadır. Bu ameliyatta can damarlarımız kesilmek istenmektedir. Bu ameliyat bir şifa ameliyatı değildir. Bunlara müsaade etmeyeceğiz. Devletine milletine bağlı vatandaşlarımızın ödediği vergi ve paralarıyla okuyan, maaş alan kendilerine aydın diye tanımlayan bu zümreyi insanlarımız çok iyi tanıyor, bunların kurtuluş savaşında mandacılık isteyenlerden bir farkları yok” diye konuştu.

Sözde aydınların egemen güçlerin bir noktada sözcülüğünü de yaptığını kaydeden Özdağ, “Hiçbir kimse silahlı bir örgütün uzantısı olmayacak. Hiçbir kimse silahı ve terörü teşvik etmeyecek, terörü kutsamayacak. Biz terörü kutsayan, silahı ve terörü teşvik eden hiçbir Milletvekilinin de Mecliste olmasını istemiyoruz. Bu nedenle Güneydoğu Anadolu’da yaşayan kardeşlerimizin farklı etnisite ve etnik yapıya mensup olunsa da hep birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşı olduğunu ve birlikte Türkiye olduğunu ifade ediyoruz. Suriye, Irak, Afganistan’da ki acıların nelere mal olduğunu tüm Dünya görüyor. O nedenle Türkiye güvenli limandır. Farklı etsitelere mensup olunsa da hep birlikte bu milletin tek bir adı var o da; Türk milletidir. Irkçılığa ve ayrımcılığa asla müsaade etmemeliyiz. Yapıaln tüm bu sabotajların, hainliklerin sebebi Türkiye’nin büyümesi ve kalkınma hamlelerine devam etmesidir. Türkiye’nin ekmeğini yiyenler, bu devletten maaş alanlar Türkiye’nin kılıcını sallamalıdırlar. Türkiye2nin ekmeğini yiyip PKK-YPG ve PYD’nin hatta egemen güçlerin kılıcını yaşamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşına yakışmaz. Sözde aydınlarla, sözde bu imzacılar ve mektupçularla ilgili hukuk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti gereğini yapacaktır.