Gündem

AKP ve CHP'nin Baudrillard kavgası!

İzmir Konak Belediyesi Meclisi toplantısında Fransız filozof Jean Baudrillard tartışması çıktı.

23 Mayıs 2011 03:00


T24-
 İzmir Konak Belediyesi Meclisi toplantısında Fransız filozof Jean Baudrillard tartışması çıktı. AKP Grup Sözcüsü Rıza Evcim, 2010'da Baudrillard'ın ölüm yıldönümünde düzenlenen etkinlik için "Kim tanır bu adamı? Neden biz etkinlik düzenliyoruz" diyerek 40 bin lira harcanmasını eleştirirken, Belediye Başkanı Hakan Tartan "otuz kadar kitabı Türkçe’ye kazandırılan bu düşünürün kim olduğu konusunda Google’a girme zahmetine bile katlanmayan meclis üyesinin neden olayın üstünden bir yıl geçtikten sonra ve seçimlere gidilirken hesap sorduğunu" sorguladı.

"Bu tribün odaklı ezbere anti-entellektüelizm harekatı bizi nereye götürecek? Heykeli olsa, onu da yıkar mıydık mesela?" diyen Pınar Öğünç'ün Radikal gazetesindeki köşesinde yayımlanan (23 Mayıs 2011) yazısı şöyle:




Ege’ye mahsus haberler veren bir sitede şöyle bir başlık vardı: ‘Konak’ta Baudrillard kavgası!’

‘Bu ne ola ki?’ dedim kendi kendime. Bir müddettir şantaj maksatlı turşusu kurulmuş gizli kasetler ve meydanlarda Hacivat-Karagöz atışmaları zaviyesinde akan siyaset hayatımıza Jean Baudrillard’ın dahil olabileceğini düşünmeden evvel aklımdan başka şeyler geçti. Mesela bu şahıs kulağımıza daha önce hiç gelmemiş yerel futbol âleminden Baudrillard isimli bir futbolcu olabilirdi. Haberin altında aynı isim çakışmasıyla bir turistin başına gelenleri okuyabilirdik. Eminim vardır, İzmir’de bir yerlerde Baudrillard isimli bir kedi ya da köpek üzerinden tartışma çıkmış olabilirdi. Hayır, bildiğimiz, Fransız düşünür olan Jean Baudrillard üzerinden AKP ve CHP birbirine girmişti. “Vay be...” dedim; bugünleri de görecekmişiz.

Olay şöyle gelişmiş. Konak Belediye Meclisi’nin toplantısında AKP Grup Sözcüsü Rıza Evcim söz alarak Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’a demiş ki: “Jean Baudrillard’ı anma etkinliği için de 40 bin lira harcanmış. Bu Fransız düşünürü kim tanıyor? Neden biz etkinlik düzenliyoruz? Lütfen bu parayı arkadaşlarınız arasında toplayıp belediyeye iade edin. Yoksa iki elimiz yakanızda.” Tabii ardından salonda hava buluta kesmiş, sesler yükselmiş. Üstelik bu etkinliğin üzerinden tam bir yıl geçmiş olmasına rağmen...

* * *

Belediye Başkanı Hakan Tartan’a ulaştığımda iki açılış arasında koşturmaktaydı. “Baudrillard için 40 bin lira mı harcadınız?” diye sordum önce. Bunun geçen yıl Baudrillard’ın üçüncü ölüm yıldönümü sebebiyle Fransız Kültür Merkezi ve Dokuz Eylül Üniversitesi’yle birlikte gerçekleştirilen bir etkinlik olduğunu söyledi. Belediye konukların ağırlanması kısmını üstlenmiş. Tartan’ın dediğine göre belediyenin Baudrillard uğruna harcaması 40 bin değil, bu miktarın üçte birine denk düşmekteymiş. Başkan Bey kendisinin bütün kitaplarını okumamış ama bildiği ve sevdiği bir düşünürmüş. Ama geçmiş bitmiş olaylarla uğraşacağıma, yeni açtıkları Mask Müzesi’ni görseymişim. ‘Konak’ta Venedik maskları’ da, ‘Konak’ta Baudrillard kavgası’ kadar sürreel bir başlık aslında.

Asıl teferruatı, çevirileriyle, verdiği dersler ve yazılarıyla Türkiye’de Jean Baudrillard’la en fazla içli dışlı isimlerden olan Prof. Dr. Oğuz Adanır’dan aldım. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Film Tasarımı Bölümü’nün başkanlığını yapan Adanır, bu tartışmalı etkinliğin de mimarlarındandı.

* * *

Bahsi geçen konuklar Baudrillard’ın eşi Marine Baudrillard ve iki yakın filozof dostu Marc Guillaume ve François L’Yvonnet... İki gece, üç gün kalmışlar. ‘Kim ki bu adam’ kısmı dokunmuş tabii Adanır’a: “Düzeysizliğin düşüncesizce yüceltildiği bir toplumda, otuz kadar kitabı Türkçe’ye kazandırılan bu düşünürün kim olduğu konusunda, Google’a girme zahmetine bile katlanmadığı gibi, etkinlik programının haftalar hatta aylar öncesinden ilan edildiğini bilen bu meclis üyesi sesini neden o zaman çıkartıp sorularını o zaman sormadı da, olayın üstünden neredeyse bir yıl geçtikten sonra ve seçimlere gidilirken hesap sorar gibi yapmaya çalıştı. Bunu kendisine sormak gerek”.

AKP Grup Sözcüsü Rıza Evcim’in belediye masraflarına dair başka soruları da var. Hiçbirini araştırmadım; bilemem. Bu yazıyı da Hakan Tartan’ın gönlü hoş olsun diye yazmıyorum zaten.

Lakin hikâye absürt olduğu kadar ciddi. ‘Bu Fransız düşünürü kim tanıyor?’ cümlesinin yükseldiği yerde durmak lazım. Bu tribün odaklı ezbere anti-entellektüelizm harekatı bizi nereye götürecek? Heykeli olsa, onu da yıkar mıydık mesela?