Gündem

AKP Sözcüsü: Hiçbir hayat tarzı kiracı değildir

AKP MYK toplantısının ardından açıklama yapan Ömer Çelik "kaybeden partiler olmasına rağmen kaybeden tek bir vatandaşımız yoktur" dedi

02 Kasım 2015 20:28

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 1 Kasım seçimleri sonrasında toplanan MYK'nın ardından açıklama yapıyor. Çelik, "kaybeden partiler olmasına rağmen kaybeden tek bir vatandaşımız yoktur" ifadesini kullandı. Çelik, "Ötekileştirme üzerinde siyaset yapmak en karşı olduğumuz meseledir. Bütün farklı kesimlerin hiçbiri kiracı değildir; bütün toplum kesimleri ev sahibidir, birinci sınıf vatandaştır. Hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, onların rızasını almak gözeteceğimiz ana unsur olacaktır" ifadelerini kullandı. 

Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle: 

Seçime katılım oranı demokrasimizin gelişimi açısından çok önemli bir sonuç.

Seçimin yine kısa bir süre sonra belirlenmesi de demokrasimizin gücünü gösteriyor.

Genelde iktidarlar güç kaybederler ancak AK Parti oyunu arttırmayı sürdürmüştür.

AK Parti olarak seçim süreçlerinde toplumun sesine kulak verip toplumun sözünü dillendirdik. İktidar olurken de toplumun sözlerini dillendirmeyi esas kabul ettik. Toplumsal merkezi temsil eden bir partiyiz. Her yaştan her mezhep grubundan oy alabilen bir partidir AK Parti.

Partilerin pek çoğu kayba uğramıştır. Kaybeden tek bir vatandaşımız bile yoktur. Türkiye bugün önünü gören huzurlu bir güne uyanmıştır, bu milletimizin zaferidir. Açık ve net bir şekilde söylüyoruz. AKP her seçimde sayısal olarak aldığı oy kadar, arkasındaki meşruiyete de dayanan bir partidir. Sandık başına giden vatandaşlarımızın hepsine şükranlarımızı sunuyoruz, demokrasiye katkı sundukları için.

Sandık başında bekleyen tüm partilere, barışçı yaklaşım üretip demokrasiye sahip çıkan tüm partilerin mensuplarına da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ak Parti’nin zaferi dünya siyasi tarihi açısından tarihi bir zaferdir. Ak Parti iktidardayken gücünü koruyan ve artıran bir parti olmuştur. 7 Haziran’dan sonra tek başımıza iktidar olmamız mümkün olmadı, çok düşündük üzerine. Biz sadece muhalefetteyken toplumun tercihlerine kulak vermedik, iktidardayken de toplumun sesine kulak verdik. Bu sebeple açık ve tartışmasız biçimde Türkiye’nin en güçlü siyasi merkezidir. Sayısal meşruiyeti kadar siyasal meşruiyeti de çok yüksektir. 

MYK’mız milletimizin partimize verdiği büyük görevin farkındadır. Büyük bir tevazuyla daha çok çalışarak daha eşitlikçi ve özgürlükçü iletişim kuracağız, reformları kesintisiz biçimde devam ettireceğiz. Siyasi süreci sürdüreceğiz. Hiçbir vatandaşımız mahsun olmasın, AK Parti’nin zaferi onların da zaferidir. Bize oy vermeyen vatandaşlarımızın taleplerine de oy verenler kadar duyarlı olacağız. Büyük bir şükranla aziz milletimizin partimize tebliğ ettiği sorumluluğun gereklerini yerine getireceğiz. Milletin görevlendirmesi şereflerin en büyüğüdür. Türkiye’de öteki yoktur, herkes biz duygusunun içindedir. Ötekileştirme üzerinde siyaset yapmak en karşı olduğumuz meseledir. Bütün farklı kesimlerin hiçbiri kiracı değildir; bütün toplum kesimleri ev sahibidir, birinci sınıf vatandaştır. Hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, onların rızasını almak gözeteceğimiz ana unsur olacaktır. 

Konuştuğumuz bir konu takvim. Bekleyecek zamanımız yok. Türkiye bir an evvel hükümete kavuşmalıdır. Türkiye’nin yeni bir hükümete kavuşması, hükümetin iş başında olması ve görevine başlaması milletimizin arzusudur. Takvim için titiz bir çalışma yapıldı. Diğer partilerin grup başkan vekilleriyle de görüşmeler yapacaklar. Kılıçdaroğlu, Genel Başkan’ımızı aramıştır, tebrik etmiştir. Gösterdikleri iyi niyet ve centilmenlik için teşekkür edip, başarılar diliyoruz. Vakit kaybetmek istemiyoruz, rehavet içinde olmayacağız. Türkiye’nin büyük meselelerini çözmek için, sağlam, yüksek kaliteli politikalar üretmek ve mutabık olduğumuz kesimlerle diyalog içinde olmak lazım. Türkiye’nin önünde yeni bir dönem açılıyor. Türkiye’de kaos ve kriz ortamı algısı vardı, bütün bunlar bugün itibariyle geride kalmıştır. 

AK Parti’de MYK toplandı. Bu sonuçları dün akşam itibariyle almanızı neye bağladınız ve bütün partileri genel olarak değerlendirdiğinizde nasıl bir dağılım gerçekleşti size göre?

7 Haziran’dan sonra toplumla çok sıcak diyalog kuran bir partiyiz. Sadece seçim zamanları da değil. Aldığımız sonuçların bir diyalog eksikliğinden, bazı yanlışlarımızın olduğunu da tespit ettik. Onaylanmayan söylemlerimiz olduğunu tespit ettik. Siyaset toplum adına yapılır. Toplumun sesini iyi dinleyen bir partiyiz. Vatandaşlarımızın onaylamadığı şeyleri düzeltmek konusunda ciddi politiklar ürettik. Duyarlılığımızı gösterdik. En önemlisi, hiç arzu etmediğimiz halde söylem hataları oluyordu. Bunların düzeltilmesi konusunda ciddi tartışmalar yaşadık, toplantılar yaptık, genel başkanımız bizzat nezaret etti.

İlk günkü aşkla dediğimiz gibi partinin söylemini güncelledik. En önemlisi de şu, 7 Haziran sonrasında AK Parti kadrolarının toplumla ilişki kurma konusundaki samimiyetini herkes gördü. Sahaya ilk adımı attığımız andan itibaren her vatandaşımız kucak açtı. Neticede böyle bir tablo ortaya çıktı.

Diğer partilerle ilgili değerlendirme yapmak durumunda değiliz. Kuşkusuz diğer partiler kendi değerlendirmelerini yapacaktır. En azından şu görülmüştür ki; AK Parti pozitif siyaset üzerinden toplumla ilişki kurdu. Toplumun rıza gösterdiğini biliyoruz. Onların ilk değerlendirmelerinde, iç değerlendirme yapmak yerine AK Parti’yi suçlayan değerlendirmelerde bulunmamasını dilerdik. Hala Cumhurbaşkanlığı makamına, Başbakanlık makamına yönelik ithamları... Rakiplerimizin hiçbirini hasım olarak görmüyoruz. Retorik olarak hırçınlığa gerek yok. Akılla siyaset yaparak, temiz bir dil ve içerik kullanarak herkes derdini anlatabilir. Rakiplerimiz güçlü olsun ki biz daha güçlü hale gelelim. Her parti kaliteli işler yapsın. Negatif dil, rövanş dili bizim kitabımızda yazmaz.

YSK’nın kesin sonuçları yayınlaması gerekiyor. G-20 zirvesine yeni hükümetle mi gidilir?

12 gün var dedi YSK başkanımız. Arkadaşlar da o takvimle ilgili çalışıyor. G-20’de bütçe meselesi önemli. Zaten seçim sonuçları açıklandı. Tek başına millet görev verdi. Muhalefet partisindeki arkadaşlarla da görüşeceğiz. Onların da bu takvimin hızlı işlemesi konusunda yardımcı olacaklarını düşünüyorum.

Çıkan sonuçlarda, hem AK Parti için böyle bir sonuç bekliyor muydunuz? Aynı zamanda MHP ve HDP’nin düşüşü sürpriz oldu deniyor.

AK Parti bu sonuçlara alışık bir parti. Biz sadece şunun kaygısı içindeydik. Değerlendirmelerimizde, koalisyon görüşmelerinden sonuç alamayınca bütün odaklanmamızı seçime verdik. Biz 7 Haziran’daki eksikliklerimizi giderdiğimiz takdirde tek başına iktidar olacağımızı görüyorduk. Ancak kaçla geleceğimizi tahmin etmek zordu. Anket şirketleri için de zor bir seçimdi. Başarılı bir kampanya yürüttüğümüz, vatandaşımızın da bu mesajları doğru aldığı ve bizi dikkatle dinlediği görüldü. Dolayısıyla rakam itibariyle değerlendirmek zordu. Kendi içimizde bu sonuçları bilen arkadaşlarımız oldu. Bu rakamın bir iki aşağısını ya da kendisini ifade eden arkadaşlar oldu. Tek başına iktidar tablosunu görmeye başlamıştık. Diğer partilerle ilgili söyleyecek bir şeyim yok. Biz bu seçimlerde de şunu söyledik, diğer partilerin alacağı oylarla ilgilenmeyeceğiz. Türkiye’nin gündemi buydu. Ortada bir tablo var, o da şudur.

Millet AK Parti’ye Türkiye’yi hem yönetme yetkisi veriyor, hem muhalefet gibi dönüşerek dinamikleşmesini istiyor. Siyasi açıdan da dinamik bir parti görüntüsü ortaya koyuyor.

MYK toplantısında seçim sonuçlarını değerlendirdiniz. Sayın Başbakan illeri gezmeyi düşünüyor mu? AK Parti’nin ilk adımı demokrasi ve ekonomi anlamında ne olacak?

Birincisi kuşkusuz adetimizdir, illerimizde teşekkür ziyaretlerine başlayacağız. Ondan sonra tabi bu kadar seçim geçirmiş, bu kadar güçlü mesailer vermiş bir kadronun, en azından 12’sine kadar bir arası olacak ama Başbakanımızın mesaisi devam ediyor. Dün gece 3 gibi bitti.

Gereken çalışmalara başladık. Hükümet programına yönelik çalışmalar başladı. Hiçbir şekilde tatil yoktur. Görevli arkadaşlarımız belli.

Dün itibariyle Sayın Başbakan’ın yaptığı açıklamada yeni anayasa vurgusu yapıldı. Öncelikli gündem maddesi yeni anayasa mı? Çözüm sürecinin akıbeti ne olacak?

Anayasa, AK Parti’nin vaat ettiği temel politikalardan ilkidir. Aslında yeni anayasa vaadi en sağlam, en güçlü ve en taze olanıdır. Siyasi partilere çağrı yapıyorum, sivil, çağdaş, vatandaş odaklı yeni bir anayasa yapalım. Türkiye’nin hala bir takım revizyonlara rağmen eski anayasayla yönetiliyor olması kabul edilemez. Yeni anayasa 2023 hedeflerinin kimliğidir.

Çözüm süreci, Türkiye’deki silahlı unsurların ülke topraklarının dışarı çıkarılmasıyla ilgili bir projedir. Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirinin alternatifi değildir. Terör örgütünün silahlı unsurları çekilme takvimine uymadılar. Hasta olanlar dışarı çıkarıldı. Türkiye ve bu bölge bundan sonrasında bu silahlı unsurlara tahammül etmez. Biz belli bir örgütlerle, DAİŞ’le savaşıyoruz” diye kendilerine konjonktürel olarak derinlikler ürettiklerini düşünüyorlar. Bununla terör tehdidini örtebileceklerini düşünüyorlar. Çözüm sürecini samimi olarak sahiplenmek isteyenler, bir siyasi olarak bunu söyleyenleri kesinlikle terör örgütüne karşı olduklarını ilan etmeleri... İki silahlı unsurlar, ikide bir barıştan bahsediyorlar, bu silahları gömmeliler. Hiç kimsenin çözüm sürecini bahane ederek kamu düzenini imha etmesine, yaralamasına müsaade etmeyiz. Kamu düzeni adına demokrasiyi rafa kaldıran anlayışa da sahip değiliz. Kamu düzeni konusunda tam hakimiyet sağlandıktan sonra buzdolabı meselesi yeniden gündeme alınır. Karşı taraftan gelen çözüm sürecini yeniden devreye alalım çağrısını ciddiye almıyoruz. Seçimden sonra yeni bir diyalog ya da çözüm aşaması başlayacak demenin zemini yoktur.

 

Ayrıntılar geliyor...