Gündem

AKP Sözcüsü'nden gece yarısı açıklaması: Vatandaşımız talimatını verdi

"Şimdi o talimatın net bir şekilde görülmesiyle ilgili süreç yaşanıyor"

02 Nisan 2019 00:11

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, 31 Mart'ta gerçekleştirilen yerel seçimlere yüzde 85'in üzerinde katılım olmasının demokrasi açısından önemli olduğunu belirterek, "Hepimiz mahallelerde, ilçelerde, sokaklarda gezerek milletimizin talimatlarına ulaşmaya çalıştık. Netice itibarıyla sandığa gidildi, vatandaşımız talimatını verdi. Şimdi o talimatın net bir şekilde görülmesiyle ilgili süreç yaşanıyor. Bu sonuçları doğru okumak hepimizin vazifesidir" dedi. 

Seçimlerde geçersiz oylar ve 'kaydırmalar' olabileceğini ifade eden Çelik, "Ankara, İstanbul açısından baktığımızda tutanaklarla sayım döküm çizelgesi arasındaki uyumsuzluk bizim açımızdan net olarak görülüyor. Bunun için de itirazların yapılmasından daha doğal bir şey yoktur" diye konuştu.

Çelik, 'Pelikancılara' mesaj mı verdi?

Çelik'in açıklamasının bazı bölümleri, gazeteci Hilal Kaplan'ın seçim gecesi Twitter'da yaptığı "YSK, İstanbul'da oyların tamamını yeniden sayacak" paylaşımıyla başlayan, bazı yayın organlarında çıkan ‘sandık başkanlarının gözaltına alındığı’ haberleriyle alevlenen ve bazı kesimler tarafından “Pelikan grubu hortladı” nitelendirmesine cevap olarak yorumlandı.

Çelik, "YSK'da yürüyen son derece olağan süreçle ilgili olarak birtakım manipülasyonlar yapılıyormuş gibisinden yapılan provokasyonlar, incitici açıklamalar karşısında hassasiyetimizin altını çiziyoruz. Herkesin bu konuda sorumlu davranması hepimizin beklentisidir. Türkiye düşmanı olarak bilinen, tökezlemesini isteyen, Türkiye'nin demokrasisinin sakatlanmasını isteyen bilindik kişilerin açıklamaları karşısında bu açıklamalarımızı yapmak zorundayız" diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair iddialar içeren ve Davutoğlu'nun istifasına da neden olduğu öne sürülen “Pelikan dosyası” 2016’da yayınlanmıştı.

"Pelikan Dosyası" adıyla Wordpress'te açılan bir blogda Erdoğan ve Davutoğlu arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair iddialar, medyada geniş yer bulmuştu. Yazıda, Erdoğan "Reis", Davutoğlu "Hoca" olarak tanımlanıyordu. Pelikan dosyasının Cem Küçük, Cemil Barlas, Hilal Kaplan, Haşmet Babaoğlu ve Melih Altınok tarafından hazırlandığı iddia ediliyordu.

İslamcı yazarlar arasında başlayan tartışmada Kaplan’a Akit yazar Kenan Alpay tarafından, “Pelikan Şebekesi namıyla maruf ateş topu gibi bir komitacılık türü doğdu. Hayır, E Tipi veya F Tipi komitacılık gibi yaygın ve köklü değil, onlar gibi tecrübe ve görgü sahibi değiller. Ama onlardan daha büyük ihtirasları, onları geride bırakmaya azmetmiş ‘acilci’ bir tarzları var” bile denmişti.

Bugün de 31 Mart yerel seçiminin Ankara ve İstanbul sonuçlarına yönelik başlayan tartışmada “Pelikan dosyası” tartışmasına atıflar yapıldı.

Hilal Kaplan daha sonra “düzeltme” yaptığı tweet’te “YSK oyların yeniden sayılmasına karar verdi” dedi; Twitter’da tartışmanın fitilini ateşledi.

Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal Cumhur İttifakı'nın Ankara ve İstanbul'u kaybetmesiyle ilgili olarak Twitter hesabından yaptığı değerlendirmede, "Ortaya çıkan tablonun en birincil müessir ve müsebbibi tartışmasız partiyi zehirleyen Sinsi Pelikan Örgütü’dür. Planları tıkır tıkır işliyor. Ama zeytinyağı gibi üste çıkacaklar. Eğer durdurulmazlarsa, partiyi tüketinceye kadar asla durmayacaklar" ifadelerini kullandı.

HDP Milletvekili Ahmet Şık, Çelik'in konuşmasının ardından Twitter'da yaptığı paylaşımda, "Pelikancılar, AKP Sözcüsü Ömer Çelik sizden bahsediyor @hilal_kaplan "Sosyal medya başta olmak üzere insanlarımızı tahrik etmeye dönük yapılan açıklamalar karşısında hassasiyetimizin altını çiziyoruz" ifadesini kullandı.


Saatler gece yarısını geçmişken AKP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Ömer Çelik'in açıklamasının satır başları şöyle: 

-Katılım oranı aziz vatandaşlarımızın demokrasiye bağlılıklarını gösteren bir husus, başlı başına değer. Bu demokrasiyi kurumsallaştırmak, güçlendirmek için büyük bedeller ödemiş milletiz. Darbe dönemlerinde başbakanlarını, bakanlarını şehit vermiş milletiz. Gencecik fidanları feda etmiş milletiz. En son Fetullahçı terör örgütüne karşı nasıl mücadele ettiğimizi dünyaya gösterdik. Demokrasimizin varlığı ve gücü en çok üzerinde titizlenmesi gereken bir değerimiz. 

" Vatandaşımız ne diyorsa, milletimiz ne diyorsa başımızın üstünde yeri vardır"

-Türkiye'nin seçim konusundaki deneyimi yüksek. Bununla ilgili kuvvetli mekanizmaları var, deneyimi var, birikimi var. Yurt içinde güvenini kazanmış, yurt dışında saygınlığı olan bir kurumumuz var. Özellikle Ankara ve İstanbul'la ilgili itiraz süreçlerini izlerken bu tabloyu aklımızda tutmanın faydası var. Milletimizin takdiri demokrasiye inanan siyasetçiler için her şeyden önemlidir. Vatandaşımız ne diyorsa, milletimiz ne diyorsa başımızın üstünde yeri vardır. Seçimlerde maddi hatalar, yapılan kaydırmalar söz konusu olabiliyor. Geçersiz oylarla ilgili olarak yeni bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Seçim kuruluna başvurarak herkesin başvurduğu gayret meşru bir müessese. 

"Birtakım manipülasyonlar yapılıyormuş gibisinden yapılan provokasyonlar..."

-İstanbul'a baktığımızda sayım döküm çizelgelerindeki verilerle sandık sonuç tutanaklarına yapılan itirazların yapılmasından normal bir şey yoktur. Bu meşru müesseseye başvurmak bütün siyasi partiler açısından olağan bir yöntemdir. Şimdi bu yönteme başvurulmaktadır. Bu yöntem vatandaşımızın attığı her bir oyun yerini bulması bakımından son derece önemlidir. Derdimiz hiçbir oyun feda olmamasıdır. Atılmış oyun yerini bulmasıdır. Sandık namustur. Sürekli olarak stresi yükseltilen açıklamalar yapılması. Akşam saatlerinden itibaren yurtdışındaki bazı şebekelerin provokatif açıklamaları karşısında bu hassasiyetlerin altını çizmek isterim.

"Vatandaşımız talimatını verdi"

-Siyasi partiler kampanyalarını yaptılar, yoğun bir dönem geçirildi. Siyasi partiler kendileri açısından görevlerini yaptılar. Nihai karar mercii milletimizdir. Milletimizle yüksek fedakârlıkla yüzde 85 oyla talimatlarını vermek üzere oyunu kullanmıştır. Çeşitli yerlerde seçim süreçlerinin siyasetçiler için korku unsuru olduğunu görüyoruz, bizim için sevinç unsurudur. Bu büyük bir fırsat ve değerdir. Hepimiz mahallelerde, ilçelerde, sokaklarda gezerek milletimizin talimatlarına ulaşmaya çalıştık. Netice itibarıyla sandığa gidildi, vatandaşımız talimatını verdi. Şimdi o talimatın net bir şekilde görülmesiyle ilgili süreç yaşanıyor. Bu sonuçları doğru okumak hepimizin vazifesidir.

-YSK'da yürüyen son derece olağan süreçle ilgili olarak birtakım manipülasyonlar yapılıyormuş gibisinden yapılan provokasyonlar, incitici açıklamalar karşısında hassasiyetimizin altını çiziyoruz. Herkesin bu konuda sorumlu davranması hepimizin beklentisidir. Türkiye düşmanı olarak bilinen, tökezlemesini isteyen, Türkiye'nin demokrasisinin sakatlanmasını isteyen bilindik kişilerin açıklamaları karşısında bu açıklamalarımızı yapmak zorundayız.

"Erken sonuç ilan etmiş olanların panik içerisinde YSK çalışmasın diye olaya yaklaşımlarında anormallik görüyoruz"

-Biz tek bir oyun bile heba edilmesini istemiyoruz. Diğer partileri tabii ki kendi oylarına sahip çıkacaktır. Biz nasıl olur ki, AK Parti Genel Merkezi olarak o Yusufların yaptığı çalışmadaki sandığa gitmiş oylarda hata, kaydırma görüyorsak. Bu bir haksa ki haktır, hemen hemen her siyasi partinin başvurduğu bir müessese ise niye başvurmayalım. Erken sonuç ilan etmiş olanların panik içerisinde bu müessesse çalışmasın diye olaya yaklaşımlarında anormallik görüyoruz. Bu pusulayı bizim net görmemiz için bu olaylara sahip çıkmamızdan doğal bir şey yoktur. Bu hak arayışı milletimize ve Yusuf'a ve Yusuf gibilere karşı borcumuzdur.

"Sonuç ne olursa olsun milletimizin talimatıdır deyip, başımızın üstünde taşıyıp saygı göstereceğiz"

-Sürece herkes saygı duymalıdır. Süreç sağlıklı işlemelidir. Sonuç ne olursa olsun milletimizin talimatıdır deyip, başımızın üstünde taşıyıp saygı göstereceğiz. Oy veren her vatandaşımızın hakkını savunmak vazifemizdir ve bizim partimizin kutsalıdır. 15. kez seçimden zaferle çıkmış bir genel merkezidir burası. Biz 15 kere sandıktan birinci çıkmış partiyiz. Bu sefer de sandıktan birinci çıkarak Türkiye'nin en güçlü partisi olma unvanını milletimiz bize vermiştir. Hak edilmiş zaferlere defalarca imza atmış olan Türkiye'nin en büyük siyasi partisiyiz. Bu sonuç partimizi birinci parti yapmıştır, aynı şekilde Cumhur İttifakı'nı birinci yapmıştır. Hak edilmiş zafer meselesi başkalarının kendilerine yakıştıracağı bir etiket olabilir. Bize uzaktan yakından iliştirilemeyecek bir meseledir.

"Yurtdışında Türkiye'de sıkıntı çıksın şeklinde arzularını görüyoruz"

-İtirazlar yapılacak ve süreç devam edecek. Cumhurbaşkanımız balkon konuşmasında temel prensibi bir kez daha vatandaşlarımızla paylaşmıştır. Biz milli iradenin üstünde hiçbir güç tanımıyoruz. Birtakım vesayet odakları tehditlerle, suikastlarla üzerimize geldiğinde 'Millet ne derse odur, git derse gider, kal derse kalırız' demişizdir. Birtakım rakamların yakın olması, tutanakların birbirini tutmamasını araştırmak, takip etmek, hukuki süreci beklemek doğaldır. Hukuki çalışma gayet doğaldır, dolayısıyla sükunetle saygıyla sonucu beklemek gerekir. Bir sürece, iki sonuca saygı duyacağız. Vatandaşlarımızı inciten, tahrik eden, süreci sabote etmeye çalışan bazı siyasilerin attığı tweetler, cümleler görüyoruz.

-Yurtdışında Türkiye'de sıkıntı çıksın şeklinde arzularını görüyoruz. Bu millette tecessüm etmiş olan demokratik olgunluk, bu sürece ve sonuca saygı duymamızı gerektirecektir. İtiraz mekanizması çalıştıktan sonra sonuç netleşecektir. Sonuç arzu ettiğimiz gibi çıksa da çıkmasa da en yüksek hassasiyetimizi saygımızı ifade ettik. Sanki bu süreç YSK'nın ukdesinde yürümektedir. Sadece biz değil diğer partiler de orada bulunuyorlar. Kirli bilgi veriliyor bu doğru değildir. İtiraz sürecinin dışında sanki başka süreçler işliyormuş gibisinden, başka birtakım gibisinden zaman zaman şeyler duyulabiliyor. İtiraz mekanizması aynı işliyor. Kapsamlı bir inceleme geldi önüme. Farklı yerlerde çıkan sözler, cümleler, eleştiriler, polemikler sanki AK Parti Genel Merkezi bundan sorumluymuş gibi aşırı ifadeler kullanılabiliyor. Cumhurbaşkanımız gerekli balkon konuşmasında değerlendirmeyi yapmıştır.