Gündem

AKP Sözcüsü Ömer Çelik: Bırakalım YSK işini yapsın

"Ellerinde bilgi-belge varsa hemen yargıya başvursunlar"

12 Nisan 2019 18:06

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme dair açıklamalarda bulundu. CHP'nin İstanbul'da YSK'ya baskı yapıldığına dair iddialarına ilişkin "Ellerinde bilgi-belge varsa hemen yargıya başvursunlar" diyen Çelik, sürece saygı duyulması gerektiğini söyledi.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Genel olarak Cumhur İttifakı olarak yüzde 52'lik rekora imza atmamız ve ayrıca 15'inci kez yüzde 45'lik oranla başarıyla çıkmamız teşkilatlara teşekkürümüzü tekrarlamamız gerekiyor. Cumhur İttifakı'nı birinci yaptılar. Çalışan tüm arkadaşlarımıza, vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

"Geçtiğimiz günlerde tarihte ilk olan bazı olaylar oldu. Bunlardan birisi bilim insanları ilk defa kara deliğin fotoğraflarını çektiler. Gezegenimizden 53 milyon ışık yılı uzaklıktaki kara deliği görüntüleyen ekipte bir Türk hocamız da vardı. Feryal Özel hocamızı bu ekibin içinde olmasından dolayı tebrik ediyoruz.

"S-400 bir tedbir alma meselesidir"

"S-400 meselesi odaklı olarak devam ediyor. Çoğu kez de ‘adını vermek istemeyen yetkili’ diyerek her gün bu açıklama geliyor. Bize göre esas konuşulması gereken bu değil. S-400 meselesi Türkiye gibi önemli NATO müttefikinin bir tedbir alma meselesidir. Bu konuda müttefiklerinden yardım istemiş, bu gerçekleşmeyince Türkiye egemen bir devlet olarak başının çaresine bakmıştır.

"Tartışılması gereken mesele, bir NATO müttefikinin ulusal güvenliğini tehdidine karşı bir NATO müttefikine silah göndererek bu unsurları desteklemesidir. Esas konuşulması gereken budur. Bundan kaçmak için başka konular gündeme getiriliyor. Rusya'nın batıdaki imajı kullanılarak Türkiye’ye karşı propaganda yürütülüyor.

"Teröristlerin eğitim aldığı kamplarda ABD bayrakları görüyorsunuz"

"PKK'lı teröristlerin eğitim aldığı kamplarda ABD bayraklarının olduğunu görüyorsunuz. Teröristlerin başındaki kişilerin Amerikan askerleriyle, komutanlarla fotoğraf çektirdiğini görüyorsunuz. Halen 15 Temmuz gecesi işgale çalışan FETÖ’nün başındaki kişinin ABD’de halen bir karakola bile çağrılmasını görüyoruz. Bu meseleler dururken, Türkiye’nin güvenliğine aynı zamanda NATO’ya katkı sağlayacak S-400’ün konuşulmasını garipsediğimizi belirtmek isterim.

Bu zamanlarda müttefiklerimizi görmek en doğal hakkımızdır. Patriot almak istemiştik, bu konuda yanaşılmamıştı. ABD’nin biz s400 anlaşması yaptıktan sonra Patriotları verme girişiminde bulunması sonra sürece itiraz etmeye başlaması makul değildir.

Çeşitli devletlerin silah pazarlarında pay kapma yarışı vardır. Fakat ABD’nin NATO müttefikliğine taşımaması gerekmektedir. Patriotlar konusunda, krediler konusunda makul teklifle gelmişler midir? Bir de teslimat süresinde makul teklifinde gelmişler midir? Makul yaklaşımı olmayanların, biz anlaşmayı imzaladıktan sonra bu konuyu gündeme getirmeleri müttefiklik ilişkisine sığmamaktadır.

"NATO’nun F-35 maddesi yok, 5'inci maddesi var"

NATO’nun F-35 maddesi yok, 5'inci maddesi var. 70 yılın 67 yılında biz varız. Türkiye’nin müttefikliğini tartışmak NATO’nun tamamını tartışma anlamına geliyor. Dolayısıyla NATO’yu maddi bir kültef olarak görenlerin, Türkiye söz konusu olduğunda NATO’dan bahsetmesi son derece manidardır.

5’inci madde çerçevesinde, Türkiye’ye müttefiklerimiz yeterli desteği sunmuş mudur? Evet demek mümkün değildir.

Türkiye ile ABD arasında güvene dayalı ittifak ilişkisi vardır. Ekstra bir şey yapmalarına gerek yok, sadece müttefiklik ilişkisine duyarlı bir şekilde, geleneğine, test edilmiş yapısına duyarlı şekilde davranmaları yeterli olacaktır. Bundan sonra yapılacak çok iş vardır.

"YSK kendi bağlı olduğu kanunlar çerçevesinde kararlarını veriyor"

"Sürekli olarak YSK’ya baskı yapıldığını ifade ediyor hem CHP'nin İstanbul adayı hem de sözcüleri. Arkadaşlar YSK kendi bağlı olduğu kanunlar çerçevesinde kararlar veriyor. Her parti açısından, lehine kararları saydığı gibi aleyhine olan kararları sayabiliriz. YSK, bütün yargı camiası da söz konusu olduğu gibi millet adına karar veriyor.

"Dolayısıyla onlar kendi bağlı oldukları kanunlar çerçevesinde bunlara karar verecekler. CHP sözcülerinin dilinde şöyle bir şey var, eğer YSK kendi lehlerine karar verirse YSK bağımsız karar veriyor. Aleyhine karar verirse YSK baskı altındadır diyorlar. YSK hiçbir partinin yönetim organı değildir. YSK hiçbir partinin tüzüğüne göre karar vermeyecektir.

"Sürece saygısı olmayanın sonuca da saygısı yok"

"Bırakalım yüksek yargı işini yapsın. Sürece saygı gösterelim sonuca saygı gösterelim. Peki bize nasıl çağrı yapıyor CHP. Bu itiraz yollarına başvurmayın diyor. Niçin başvurmayalım? Yürüttüğümüz mücadeleden niye vazgeçelim? Yargı yolu, seçim sonrası için de söz konusudur. Seçim sürecinin bir parçası olarak tamamlanmıştır. Hukuk yoksa hiçbir kurum meşruiyetini icra edemez. Dolayısıyla YSK’ya baskı yapmak, hukuka dönük olarak meşruiyetle kavga etmek olduğu gibi, konuşanların kendi partilerinin meşruiyetini de tartışmak gerekiyor. Sürece saygısı olmayanın sonuca da saygısı yok.

"CHP genel başkanının yapacağı çalışmaları görüyoruz ki CHP adayı yapmaya soyunmuş. CHP adayı birilerinin bedel ödeyeceğinden bahsediyor. Şu anda içi kaynayan yerin orası olduğu görülüyor. CHP Genel Başkanı'nın yapacaklarını CHP'nin İstanbul adayı yapıyor.

"Demokrasi krizi diyorlar, ekonomik krize selam çakıyorlar"

"Dillerinde sakıncalı bir şey var. Ne zaman bir tartışma olsa CHP geleneğidir rejim krizine çevirmeye çalışıyorlar. Demokrasi krizi diyorlar, ekonomik krize selam çakıyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse hiç yakışmıyor.

"Hukukun cevaz verdiği bir süreç rejim krizi olarak gösterilmez.  Yine bir takım dışarıdan gelen seslere, esas duruşa geçerek Türkiye’nin rejimiyle ilgili, ekonomisiyle, dış politikasıyla ilgili kriz olacağını söylemek bir siyasi partiye yakışmamaktadır

"İstanbul için olağanüstü itirazı birleştirme tutanakları ortaya çıktından sonra yapacağız. Birleştirme tutanakları ortaya çıktığı zaman o süreçten sonra itiraz hakkımızı kullanma hakkımız var. Belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. YSK’nın o işlemi gerçekleştirmesine bağlı. İtiraz hakkımız vakit geçirilmeden kullanılacaktır.

"CHP'nin Büyükçekmece'de söylediği gibi, 'duydum, rüyama girdi' bu böyle olmaz"

Siyasetçinin görevi puslu havayı dağıtmak aydınlık ifadeler kullanmaktır. Büyükçekmece’de söylediği gibi, ‘duydum, rüyama girdi’ bu böyle olmaz. Varsa ellerinde bilgi-belge, bunun yargıya intikal etmesi lazım. Bu şekilde siyasi sorumluluk olmaz. Ellerinde bilgi-belge varsa hemen yargıya başvursunlar.

Biz olağanüstü itiraz yoluna başvuruyoruz. Bunlar yeni icat edilen işler değil. Niçin bu itiraz süreçleri açılmış? Kanun koyucu ön görmüş ve bunları icat etmiş.

"CHP'nin resmi yayın organı gibi davranan gazeteler var"

CHP’nin resmi yayın organı gibi davranan bir takım gazeteler var, TV’ler var, aydınlar var. AK Parti’yi AK Parti’nin görüşleri bağlar. Genel başkanımızın görevlendirdiği kişiler bağlar. İstediğiniz medya organını tehdit etmeden eleştirebilirsiniz. Eleştiriye gücünüz yetmiyorsa aileleri hedef gösterme yanlışına düşmemesi lazım. CHP hala bundan ısrar ediyorlar. Asıl hedef gösterme budur.

"(KHK'lı belediye başkan adayları) YSK elindeki pozitif hukuka göre karar veriyor. YSK kamu görevi durumuyla ilgili karar veriyor. YSK’nın elindeki hukuki mekanizmayla bu sonuçlara vardığını söylemek mümkün. YSK kararında bunun nasıl konumlandırıldığını görmemiz lazım.

"Kim kime oy veriyor diye analiz yapılır; bunu, teşkilatçılık yapanlar bilir"

"(Mevlüt Uysal'ın Büyükçekmece'de AKP'ye oy verenler seçmen listesinden düşürüldü iddiası) Bizim teşkilatlarımız bir ilde, ilçede, mahallede geleneksel olarak kimler bize oy veriyor, hangileri uzak duruyor, vermiyor şeklinde bölge bölge analizler yaparlar. İsim isim, aile aile çalışma yaparlar. Seçim başladığı zaman mahalle temsilcilerimizden başlayarak yukarıya kadar bu şekilde örgütlenme vardır. Dolayısıyla biz SKM dediğimiz merkezde, bilgisayarı açıp yansıttığımız zaman hangi mahallede çalışmamız yapmamız gerektiği verimizi görürüz.

"Başkanın kast ettiği şey, öteden beri AK Parti’ye oy verenlerin soyadlarının düşürüldüğü şeklinde. O kişilerin isimlerinin düşüldüğü şeklinde tespiti var. kendi basın toplantısında da söyledi. Bu ayakları havada olan bir yorum değil.

"Karamollaoğlu, Saadet Partisi'ni CHP'nin yedinci oku yapmaya çalışıyor"

"Karamollaoğlu, Saadet Partisi'ni CHP'nin yedinci oku yapmaya çalışıyor."