Politika

AKP'den emlak vergisi açıklaması: Vatandaşların mağdur edilmeyeceği makul bir formül üzerinde çalışılıyor

Ömer Çelik

02 Eylül 2025 19:07

Güncelleme: 03 Eylül 2025 01:40

T24 Haber Merkezi

Emlak vergisiyle ilgili vatandaşların mağdur edilmeyeceği makul formül üzerinde çalışıldığını dile getiren AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Vatandaşlarımızın hassasiyetlerini dinliyoruz, duyuyoruz, bize gönderdikleri mesajların farkındayız. Ekonomik program çerçevesinde en makul formülün bulunması için gayret ediliyor" dedi.

Çelik, Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) eski eş başkanı ve başkanlık konseyi üyesi Salih Müslim'in Suriye'de ademi merkeziyetçilik talebine sert yanıt verdi. Çelik, "Onun Ademi merkeziyetçilik dediği şey bizim açımızdan terör devletçiğidir. Dolayısıyla terör devletçilerine müsaade etmeyeceğimizi geçmişte Cumhurbaşkanımız bir gece ansızın gelebiliriz mottosuyla ifade etmişti. Biz bir devlet politikası olarak ve bütün siyasi partilerin katılımıyla yüce Mecliste kurulmuş bir komisyonla bu sürecin terörsüz bölge ve terörsüz Türkiye sürecinin hedefine ulaşması için bu gayreti gösteriyoruz" dedi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, basın toplantısı düzenledi. Çelik, toplantıda Salih Müslim'in "Yeni Suriye hükümeti ademi merkeziyetçiliği tanımayı reddederse, bağımsızlık talep etmek zorunda kalacağız" açıklamasına yanıt verdi. Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin olarak da konuşan Çelik, "Biz terörsüz Türkiye derken PKK'nın şu adresi ya da bu adresinin değil, bütün adreslerinin, bütün şube ve uzantılarının legal ve illegal görünümlü, Avrupa'daki bir takım legal görünümlü yapılarının ve illegal yapılanmalarının tamamının test edilmesi gerektiğini ve silah bırakılması gerektiğini daha bu sürecin başında ifade ettik. Bu sürecin başında bunu anladığımızı ve bunun anlaşılması gerektiğini söyledik. Ama bunun dışındaki yaklaşımlar olursa bu gerçekten terörsüz Türkiye sürecine, terörsüz bölge sürecine zarar verir" dedi.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Artık devletlerin meselesi olma durumunu tamamen aşmıştır"

"Bütün dünyada Filistin Devleti tanınması yönünde anlamlı bir hareket varken, ABD'nin Filistinli yetkililerin vizelerini iptal etmesi yanlıştır. BM gibi meşru oteriterlerin sesini duyuracağı platformun işlevsizleştiği anlamına gelmektedir. Bu artık devletlerin meselesi olma durumunu tamamen aşmıştır. Bu bir katliam şebekesiyle insanlık ittifakı arasında bir meseledir.

Bu zafer haftasında çelik kubbe ile ilgili önemli bir gelişme oldu, ülkemizin savunması konusunda önemli bir eşik oldu. Bir tabancaya bile ambargo uygulayanlar Türkiye’nin savunma sanayisinin geldiği noktayı manşetlerden indirmiyorlar. Kimse için tehdit değil. Cumhurbaşkanımız 'Daha iyisini yapabiliriz' diye tüm kurumlara bu vizyonu vermiştir. Tabii bizim savunma sanayimiz kimse için bir tehdit değil. Kendi milli güvenliğimiz için bunu gerçekleştiriyoruz. Bu başarılara imza atıyoruz.

Cumhurbaşkanımız 'Biz yapabiliriz, daha iyisini de yaparız' diyen bütün kurumlarımıza bu yönü, bu istikameti, bu vizyonu vermişti. Ve geldiğimiz noktada dünyanın barbarlık tarafından teslim alınmaya çalışıldığı ve Türkiye'nin etrafında neredeyse dünyadaki çatışmaların yüzde 70'e yakınının gerçekleştiği bir ortamda ve büyük potansiyel krizlerin var olduğu bir ortamda savunma sanayimizin geldiği nokta tabi ki gurur vericidir.

"Mavi Vatan vurgumuz son derece kıymetli ve önemlidir"

Tabi bazı komşu ülkeler, Türkiye'nin çelik kubbe diye attığı imzanın kendileri için tehdit oluşturduğunu söylüyor. Onlara bir kere daha ifade ediyoruz. Türkiye'nin gücü kimse için tehdit değildir. Türkiye'nin gücü barışın teminatıdır. Ama Ege'de, Akdeniz'de başka yerlerde hiç kimsenin yanlış işler peşinde koşmaması lazım. Meseleleri masada müzakereyle, diplomasiyle halletmemiz lazım. Bu işler sahaya kalmaması lazım. Dünyanın zaten büyük streslerle yüklü olduğu, büyük fay hatlarıyla tetiklendiği bir dönemde daha fazla strese ve fay hatlarının tetiklenmesine gerek yok.

Mavi Vatan vurgumuz son derece kıymetli ve önemlidir. TEKNOFEST Mavi Vatan'da da bu konun gün yüzüne çıkması ve gençlerimizin bu alandaki çalışmalarının öne çıkması açısından son derece önemlidir.

Terörsüz Türkiye konusunda Cumhur ittifakı bu konuyu sonuca erdirme konusunda tavrını ortaya koymuştur. Cumhur İttifakının yanı sıra Cumhurbaşkanımız kurumlara talimat vererek, devlet politikası haline gelmesini sağlamıştır. Bu konuda bir komisyonun kurulması, siyasi partilerinde destek vermesine imkan vermektedir.

"Terörsüz Türkiye süreci ile terörsüz bölge süreci iki ayrı süreç değildir"

Komisyonun asıl odağı PKK’nın fesih ve silah bırakması olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Bunun dışındaki konular, PKK’nın fesih ve silah bırakılmasının perdelenmesi anlamına gelir. PKK’nın Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölgeye uygun çalışmalar yapması gerekir. Bunun dışındakiler bu süreci akamete uğratmak anlamına gelir. Cumhurbaşkanımız bu konuda bir odak kaybı yaşanmaması gerektiğini ifade etmiştirler.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalar, hem komisyonla ilgili hem Suriye'yle ilgili son derece önemlidir. Tabi bu çerçevede biz terörsüz Türkiye derken PKK'nın şu adresi ya da bu adresinin değil, bütün adreslerinin, bütün şube ve uzantılarının legal ve illegal görünümlü, Avrupa'daki bir takım legal görünümlü yapılarının ve illegal yapılanmalarının tamamının test edilmesi gerektiğini ve silah bırakılması gerektiğini daha bu sürecin başında ifade ettik. Bu sürecin başında bunu anladığımızı ve bunun anlaşılması gerektiğini söyledik. Ama bunun dışındaki yaklaşımlar olursa bu gerçekten terörsüz Türkiye sürecine, terörsüz bölge sürecine zarar verir. Terörsüz Türkiye süreci ile terörsüz bölge süreci iki ayrı süreç değildir. Bunlar entegre süreçlerdir. Çünkü bunlar ülkemize dönük terör tehdidi, topraklarımızın içinde gerçekleştiği gibi asıl merkezleri topraklarımızın dışındaki ülkelerdir.

"Ademi merkeziyetçilik dediğinin fiili karşılığını ne olduğunu bilecek milli güvenlik bilincine sahibiz"

Yakın zamanda PYD yöneticisi Salih Müslim'in bahsettiği açıklamasını gördüm. Önceki açıklamalarıyla birleşik bir açıklama. Biz dediğimiz gibi Şam'daki merkezi hükümetle çatışma şeklindeki bir tutumun terörsüz bölge' sürecine karşı bir tutum olduğunu değerlendiriyoruz. Aynı şekilde PYD'nin, SDG'nin silah bırakmasına yani Suriye PKK'sının silah bırakmasını engellemeye çalışanların bu terörsüz bölge ve terörsüz Türkiye sürecine karşı bugün Sayın Bahçeli'nin açıklamasında da var, bu işi geciktirmeye, zamana oynamaya ve sulandırmaya dönük bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Tabii o açıklamada zaman zaman biliyorsunuz bu teröre destek verenler birtakım meşru kavramları tüketim malzemesi olarak kullanırlar. Aslında Ademi merkeziyetçilik diye bahsettiği şey bir ademi merkeziyetçilik değil.

Ademi merkeziyetçilik dediğinin fiili karşılığını ne olduğunu bilecek milli güvenlik bilincine sahibiz. Onun Ademi merkeziyetçilik dediği şey bizim açımızdan terör devletçiğidir. Dolayısıyla terör devletçilerine müsaade etmeyeceğimizi geçmişte Cumhurbaşkanımız bir gece ansızın gelebiliriz mottosuyla ifade etmişti. Biz bir devlet politikası olarak ve bütün siyasi partilerin katılımıyla yüce Mecliste kurulmuş bir komisyonla bu sürecin terörsüz bölge ve terörsüz Türkiye sürecinin hedefine ulaşması için bu gayreti gösteriyoruz.

O ülkelerde ki otoriteler, bu tehdidi bertaraf edecek bir irade ortaya koymayınca, Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler şartının kendisine verdiği yetki çerçevesinde bu terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun olan sürdürmüştür.

"Bir kadını teşhircilikle suçlamak insanlık sanatı olarak hekimlikle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir yaklaşımdır"

Çelik, Konya'da bir doktorun, kadın bir hastayı kıyafeti yüzünden muayene etmemesinin hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini ve son derece yanlış bir yaklaşım olduğunu vurguladı.

Hekimler ve sağlık personeliyle gurur duyduklarını belirten Çelik, "Hele de bir kadını teşhircilikle suçlamak son derece münasebetsiz, uygunsuz, insanlık sanatı olarak hekimlikle hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir yaklaşımdır. Bir hekim, bir hastaya baktığı zaman onun cinsiyetini görmez, kılık kıyafetini görmez, ne giydiğini görmez, etnik ya da mezhebi aidiyetinin ne olduğunu görmez, zengin ya da fakir olup olmadığını görmez. O yaklaşım tabii ki yanlıştır. Bu tip tekil örnekleri, hekimlik sanatının, Türk hekimlerinin bir parçası olarak görmemek lazım." diye konuştu.

Emlak vergisiyle ilgili vatandaşların mağdur edilmeyeceği makul formül üzerinde çalışıldığını dile getiren Çelik, "Vatandaşlarımızın hassasiyetlerini dinliyoruz, duyuyoruz, bize gönderdikleri mesajların farkındayız. Ekonomik program çerçevesinde en makul formülün bulunması için gayret ediliyor." dedi.