AKP Sözcüsü Mahir Ünal, partisiyle MHP arasında yapılacak seçim ittifakını ilişkin olarak açıklama yaptı. Ünal, "Üçer kişiden oluşan komisyon kurulacak" dedi.
Ünal, AKP Genel Merkezi'nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı kahvaltılı toplantı sonrası açıklama yaptı. Ünal şunları söyledi:
Milletvekillerimiz düşüncelerini paylaştılar. 24 milletvekilimiz söz istedi ve yaklaşık 2 saat süren toplantıda 13 milletvekilimiz konuşabildi. Kalan 11 milletvekilimiz de önümüzdeki toplantıda söz hakları baki olmak üzere az önce toplantımızı bitirdik.
"Milli mutabakat"
Bu konu uzunca bir zamandan beri Türkiye'nin gündeminde. 15 Temmuz sonrası Türkiye'nin sürdürdüğü 4 terör örgütü ile mücadelesi var. Sınır güvenlği, sınır illerini korumak için, Suriye ve Irak'ta sürdürdüğü ciddi bir mücadele var. Fırat Kalkanı Harekatı gibi, Kuzey Irak'taki zaman zaman ortaya çıkan harekat gibi. Türkiye bir milli mücadele veriyor. Biz ittifakı bir milli mutabakat meselesi olarak görüyoruz. Sayın Devlet Bahçeli ve MHP ile yürüttüğümüz görüşmeler büyük bir milli mutabakatın ilk adımı mesabesindedir.
"3'er kişilik komisyon kurulması düşünülmektedir"
Önümüzdeki süreçte oluşturulacak olan komisyonlar aracılığıyla bu mesele teknik olarak çalıştırılacaktır. AK Parti uyum yasaları çerçevesinde ittifak konusunu çalışmaktadır. Başlangıç olarak AK Parti ve MHP'nin bu çalışmayı sürdürmek için 3'er kişiden olulşacak bir komisyon kurulması düşünülmektedir.
SORU-CEVAP
Soru: Erdoğan, Bahçeli görüşmesini nasıl tanımladı?
Son derece olumlu ve verimli bir görüşme olarak tanımladı.
AK Parti’nin kendi içinde sürdürdüğü çalışma vardı. Daha önce ne demiştik? Siyasi partiler kendi teknik çalışmalarını yapacaklar. Parti organlarında bu mesele görüşülecek. Kendi çalışmaları tamamlandıktan sonra da karşılıklı olarak partiler görüşmelerini gerçekleştirecek demiştik. O aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Bunlar tarih olarak belirlenmiş değil.
Şu anda konuştuğumuz MHP ve diğer unsurlarla bizim düşündüğümüz bu büyük milli mutabakatın çerçevesini konuşuyoruz.
Uyum yasalarıyla ilgili diğer siyasi partilerle yapacağımız istişareler ayrı bir bahistir. AK Parti çalışmalarını tamamladıktan sonra, Meclis grubu olarak istişarelerini yapacaktır.
Komisyon çalışmaları belli aşamaya geldikten sonra, komisyon tekrar çalışmalarını genel başkana sunar ve genel başkanlar
SORU: Muhalefet de ittifaka karşılık 'Büyük Buluşma Hareketi'ni açıkladı.
Muhalefet öncelikli olarak bu milli mutabakatın dışında, Türkiye düşmanı yapıların, lobilerin sözcülüğünü öncelikli olarak bıraksın. Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, 15 Temmuz’u, 15 Temmuz kahramanlarını adeta bir Türkiye düşmanının gözüyle görmekten vazgeçip, Tayyip Erdoğan düşmanlığından vazgeçip, Atatürk’ün partisinin ve Atatürk’ün partisine uygun bir pozisyonun öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları tarafından alınması gerekiyor.
Bugün aldıkları pozisyon yerli değildir, milli değildir, CHP’ye yakışmamaktadır. Şu anda bu meselelere baktıkları gözlük yerli ve milli gözlük değil. Kimlerin ağzıyla konuştuklarını biliyoruz. Erdoğan karşıtı, Türkiye düşmanı yapıların söylemlerini, düşmanlıklarını içeriye nasıl taşıdıklarını biliyoruz. Biz kimin dediğine bakmaksızın milletimiz ne diyor ona bakarak çalışmaya devam edeceğiz.
Bu yönde bizimle adım atacak, Türkiye’nin bekası konusunda milletimizin vatanımızın bekası konusunda bizimle birlikte olacak herkese bizim kapımız açıktır. Bu büyük mutabakatın içerisinde olacak bütün unsurlara kapımız açıktır. Millet de kimin ne dediğini, nerede durduğunu açık şekilde görmektedir.
Soru: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, sert sayılabilecek sözleri Abdullah Gül'ün olası adaylığının önünü kesmek olarak yorumlanıyor.
Neyin mücadelesini verdiğimizi, neyin derdinde odluğumuzu, Türkiye’nin terör örgütleriyle verdiği mücadeleyi, Türkiye’nin güven ve istikrar adası olarak ayakta kalması için nasıl mücadele verdiğimizi herkes görüyor. Bütün bunlar devam ederken, biz sadece Sayın Abdullah Gül’ün de bu mücadelenin içerisinde bir AK Partili nefer olarak bulunması gerektiğinin altını çizdik. Burada bir takım siyasi hesaplarla bugüne kadar hareket etmedik.
2002’de biz her şey Türkiye için dedik ve 2018’de de aynı şeyi söylüyoruz. Her şey Türkiye için.