Sözcü yazarı Can Ataklı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda kabul edilerek referandum sürecine giren ve partili cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifine ilişkin olarak eski sağcı bir milletvekilinin kendisine “Hepimiz gözlerimizle gördük ki, saray ve AKP yönetimi bildikleri FETÖ'cü ve Davutoğlucu isimleri tehdit ve şantajlarla evet oyu kullanmaya zorladı. Referandumdan önce operasyon başlatırlarsa Cumhurbaşkanlığı sistemi vatan haini teröristlerin desteği ile geçmiş gibi olacak. Bu nedenle operasyonu referandum sonrasına bırakacaklar" dediğini aktardı.
Can Ataklı'nın "Ya AKP’de 10 FETÖ’cü çıkarsa" başlığıyla yayımlanan (23 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Anayasa değişikliği için Meclis'in işi bitti. 339 milletvekili ülkenin tüm yönetimini tek bir kişiye devreden, parlamentonun varlığını sona erdiren anayasa değişikliği teklifine evet oyu verdi. Şimdi sıra halkın bunu onaylamasına geldi. Böylelikle sarayın ve AKP yönetiminin üzerinden büyük bir yük kalktı. Devletin tüm gücünü, üstelik Ohal kurallarını da uygulayarak referandumda “evet” oyunun ezici biçimde çıkacağından çok eminler. Nitekim Erdoğan da dün “böyle olduğunu gördüğümüz için bu işe girdik” dedi. Tek adamlık sisteminin Meclis'ten geçmesinden sonra gözler ister istemez AKP içindeki FETÖ'cülere çevrilecek. Herkes çok iyi biliyor ki, Türkiye'nin en ücra köşesindeki bir ilkokul öğretmeni FETÖ'cü çıkıyor, bu saptanıyor ve hakkında soruşturma açılıyorsa, yıllardır cemaatçilerle omuz omuza çalışan AKP içinde bir tek FETÖ'cü bile bulunmaması asla mantıklı değil. Ama nedense operasyonlar bir türlü siyasete sıçramıyor. Ne milletvekili, ne AKP yöneticisi ne adı bilinen, önemli belediye başkanı hakkında bir soruşturma açılmadı bugüne dek. Nedeni çok basit; Sarayın varmak istediği hedef için AKP'nin sayısal desteğe ihtiyacı var. Başkanlık için verilen mücadelede bir milletvekilinin bile önemi vardı. Şimdi bu eşik atlandı. Tek adam rejiminin halk tarafından onaylanmasından sonra artık AKP'nin “sayısal sorun” diye bir derdi kalmayacak. Bu durumda saray artık parti içinde de hesaplaşmaktan çekinmeyecek. Cumartesi günkü yazımda bu durumu ayrıntılarıyla yazmıştım. “Geçse de geçmese de tasfiye edilecekler” başlıklı yazımda 330 bulunsa da bulunmasa da FETÖ'cü AKP milletvekillerinin defterinin dürüleceğini belirtmiştim. Bilgiler AKP içinden geliyor. Hiç çekinmeden 40‐50 milletvekilinden söz eden yandaşlar var. Hatta bunlarda byLock olduğunu bile iddia ediyorlar. Açın gazetelerine, televizyonlarına bakın, saklamıyorlar ki. Ancak, yazım üzerine arayan deneyimli bir eski sağcı milletvekili “Dur” dedi “O kadar acele etme.” Şaşırarak “Neden, artık sayısal etki kalmadı ki” deyince “Referandumdan önce bir şey yapmayacaklar, halk evet derse o zaman seyreyle gümbürtüyü” diye ekledi. “Ne fark eder ki?” diye sorunca da şunu anlattı; “Hepimiz gözlerimizle gördük ki, saray ve AKP yönetimi bildikleri FETÖ'cü ve Davutoğlucu isimleri tehdit ve şantajlarla evet oyu kullanmaya zorladı. Referandumdan önce operasyon başlatırlarsa Cumhurbaşkanlığı sistemi vatan haini teröristlerin desteği ile geçmiş gibi olacak. Bu nedenle operasyonu referandum sonrasına bırakacaklar. Eğer halk evet derse büyük zafer kazanmış olacakları için o gürültü içinde kimsenin aklına FETÖ'cü hainlerin Erdoğan'ı başkanlığa taşıdıkları gelmeyecektir. Halk hayır derse o zaman da büyük hırsla o FETÖ'cülere saldıracaklar.” İlginç değil mi? Sahi ya 10 milletvekilinin FETÖ'cü olduğu anlaşılırsa. Cumhuriyet tarihini alt üst eden rejim değişikliği meşruiyetini kaybetmiş olmayacak mı?