Anayasa Mahkemesi'nin, üniversitelerde türbanı serbest hale getirdiği belirtilen düzenlemeyi iptal etmesiyle ilgili gerekçeli kararı siyasette yasamanın sınırları konusunda tartışma başlattı.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Anayasa Mahkemesinin daha önce YÖK kanununda yapılan değişiklik, bazı siyasi partilerle ilgili açılmış olan davalarla ilgili verdiği kararlarda, zaten üniversitelerde kılık kıyafetle ilgili oluşmuş bir görüşü ve yaklaşımı vardı. Sanıyorum, bu konuda da bu görüş paralelinde bir karar verdi" dedi.
TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin şöyle konuştu: "İşin asıl yönü, ’Acaba Anayasa koyucu, yani TBMM, bundan sonra Anayasada veya yasalarda herhangi bir değişiklik yaparken, daha çok Anayasada değişiklik yaparken, yetki ve görevleriyle ilgili artık bir sınırlamaya mı tabidir? Yani artık yasama organı, hür ve bağımsız iradesiyle Anayasa değişikliği yapamaz mı?’ konusu Türkiye’nin gündemine geldi. Bu, Anayasa hukukçuları ve tabii ki genelde hukukçular tarafından çokça tartışılacak bir konudur. Bunun Türkiye’de yeni bir nokta olduğu kanaatindeyim.
Yani TBMM, Anayasa koyucu gerekli çoğunluğa da sahip olsa, Anayasanın herhangi bir maddesini değiştirdiğinde, Anayasa Mahkemesi, bu Anayasa değişikliğini, Anayasanın başka maddelerine aykırı bularak iptal edebilir veya yürütmenin durdurulması kararı verebilir konusu, Türkiye’de yeni bir konudur. Bir sorun mudur? Bir takım hukukçular, bunun bir sorun olacağını değerlendiriyorlar. Ben Adalet Bakanı olarak, Yüksek Mahkememizle bir polemik içine girmek istemem. Kararı okuduktan sonra bir hukukçu olarak, bir vatandaş olarak değerlendirmemi kuşkusuz ki yaparım. Ama bu karar, Türk siyasetinin gündemine, Türk Anayasa hukukunun önüne yeni bir konuyu getirmiştir. Belki yeni bir sorunu getirmiştir. Bu, bundan sonra çokça tartışılacak bir konudur."
Padişahlığa geri mi döneceğiz?
Şahin, gerekçeli kararda, Anayasanın değiştirilemez maddelerine yönelik vurgular bulunduğunu hatırlatarak, "Bu konuda AKP’nin yeni bir yol haritası var mı, yoksa türban düzenlemesi rafa mı kalkıyor?" diye soran gazeteciyi yanıtlarken de şunları söyledi: "Türkiye’de yürürlükte bulunan Anayasanın değiştirilemez maddeleri ve Cumhuriyetin temel nitelikleriyle ilgili ne bizim, ne benim bildiğim diğer siyasi partilerimizin, ne halkımızın ’bunlardan vazgeçelim’ diye bir düşüncesi var. Asıl düşünce, Cumhuriyetimizi ve onun temel niteliklerini nasıl daha da güçlendirebiliriz. Tek hareket noktamız budur. Yoksa Cumhuriyetimizi ve onun temel niteliklerini, değiştirilemez hükümlerini ortadan kaldırmak gibi bir düşüncemiz asla olamaz. Ben kimsenin de olmadığı kanaatindeyim. Bunlardan vazgeçip de nereye döneceğiz. Padişahlığa geri mi döneceğiz?"
MHP de tepkili
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da, Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde türbanın serbestini öngören anayasa değişikliği ilgili gerekçeli kararına sert tepki gösterdi. Şandır, “Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı milletin vicdanında rahatsızlık uyandırır, toplumda ayrışmaya neden olur. Anayasa Mahkemesi kararını millet adına verir. Yargının kararına saygılıyız, ama bu kararı da abartılı buluyoruz" dedi.
Şandır, MHP olarak başından beri üniversitelerde okuyan kız çocuklarının başörtüsü taktıkları için öğrenim özgürlüklerinin kısıtlanmasına yönelik çözümünü her zeminde samimi olarak dile getirdiklerini söyledi. Şandır, bu çözümün ise bir toplumsal mutabakat Meclis çatısı altında hukuk oluşturarak bir çözüm önerisinde bulunduklarını hatırlatarak şöyle konuştu: “Bu zemini de yakaladığımız ilk fırsatta ortaya koyduk. AKP YÖK Yasası’nın geçici 17. maddesindeki düzenlemeyi yapmakta tereddüt ettiği için yargı bu konudaki niyeti sorgulamış ve değişikliği önlemiştir. Dolayısıyla başörtüsü taktığından dolayı yükseköğrenim hakkından yararlanamayan çocuklarımızın bu sorunu mutlaka çözülmelidir. Şimdi değilse de, daha sonra mutlaka.."
Zorlama bir değerlendirmeGerekçede ortaya konulan hususlarda da niyet sorgulaması olduğuna işaret eden Şandır, “Gerekçede ’Laiklik ilkesine Anayasa’nın değiştirilemez hükümlerine bir tehdit olduğu’ tanımlamasını da zorlama bir değerlendirme olarak kabul ediyorum. Benim şahsi kanaatim odur. Hiçbir şekilde başörtüsünün bir siyasi simge olarak Anayasal düzene bir tehdit unsuru kullanılmasına da MHP olarak sonuna kadar karşıyız. Ancak, başörtüsünün cumhuriyetimizin temel niteliklerine tehdit olduğunu söyleyebilmek abartılı olur, faydalı bir yaklaşım olmaz" diye konuştu.
CHP: Yasama sınırsız değilCHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Resmi Gazete’de yayımlanan, türbanla ilgili gerekçeli kararı, “Anayasa Mahkemesi’nin kararında, her dediğimizin teyit edilmesinin mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak maç kazanma sevinci içinde değiliz" sözleriyle değerlendirdi.
Üniversitelerde türban serbestisi öngören anayasa değişikliği Meclis’e geldiğinde, bu konuda teklif verilemeyeceğini, konunun Anayasa Komisyonu ve Genel Kurul’da görüşülemeyeceğini söylediklerini ifade eden CHP Grup Başkanvekili Okay, o dönemde CHP’nin bu konudaki görüşlerine itibar edilmediğini ve Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddelerinde değişiklik yapıldığını söyledi. Okay, “CHP sözcüleri o günlerde ne söylediyse her biri bugün Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesinde" dedi.
Gerekçeli kararda Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile üye Sacit Adalı’nın muhalefet şerhlerinin de bulunduğunu söyleyen Okay, her iki muhalefet şerhinin de kendi içinde çelişkili olduğunu söyledi. Okay “Anayasa Mahkemesi bu kararı verirken tüm argümanlarını kullanmıştır. Anayasa Mahkemesi, sadece ‘anayasa değişikliği ilk 3 maddeye aykırıdır, teklifi yok sayalım’ dememiş hem bunu söylemiş hem esasına girmiştir. Birilerinin ilk 3 maddeyle ilgili arkadan dolanmaya yönelik bir girişimde bulunamayacağı ortaya konulmuştur. Yasamanın görev alanına müdahale edildiği görüşleri var. Demokratik ülkelerde yasamanın her şeyi yapma hakkı yoktur. Yasama sınırsızdır diye bir şey yoktur. Yasamanın sınırları anayasa ile belirlenmiştir" diye konuştu.
Laikliğin demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olduğunu, ‘Parlamento her istediğini yapar’ anlayışının 200 yıl öncesinde kalan demokrasi anlayışı olduğunu da söyleyen Okay, iktidarı ‘yürütme ve yasamayı biçimlendirerek tüm Türkiye’yi teslim alma’ anlayışı içinde olmakla suçladı. Anayasa’nın ilk 4 maddesine herkesin sadakatle yükümlü olduğunu dile getiren Hakkı Süha Okay, “kimsenin mağduru oynayıp Türkiye’nin yönetim biçimini istediği gibi değiştirme hakkı yoktur" dedi.
Gerekçeli kararın tam metni
Gerekçe: Düzenleme Cumhuriyet ilkelerine aykırı