Hande Fırat'ın moderatörlüğündeki Gece Görüşü programında soruları yanıtlayan Ünal, "Dezenformasyon bu yönüyle bir terör biçimi. İnsanları sabote ediyorsunuz." ifadelerini kullandı.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın açıklamaları şu şekilde;
"Dezenformasyon içinde organize yapılan bir durum da var"
"Bu kadar dezenformasyona maruz kalınmasının sebebini konuşmak gerekiyor. Bu sorun Türkiye'nin sorunu mu, yoksa bu küresel bir sorun mu? Geçmişte de vardı bu sorun. Özellikle karantina sonrası insanların buradan sosyalleşmesi ile beraber resmen patlama yaşandı.
Dezenformasyon içinde bir de özellikle ve organize yapılan bir durum da var. İlginç bir şey söyleyeyim. Soğuk savaş döneminde böyle bir algının oluşma süresi yaklaşık 1 yılı alırken, günümüzde 5 saat ile 1 gün arasına düşmüş durumda süre. O kadar hızlı yayılıyor ki, siz teyit edip, haberin kaynağını bulana kadar, gerçeği iletişim kanallarına atana kadar algı zaten kirlenmiş oluyor."
"Cumhurbaşkanımızın sağlığı ile ilgili bir problem yok diyorsunuz ama, siz bunu anlatana kadar, o sisli ortamı yaratmış oluyorlar"
"Adeta ortama sis bombası atmak gibi bir şey, eskiler bulanık suda balık avlamak derlerdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı ile ilgili bir problem yok diyorsunuz ama, siz bunu anlatana kadar, o sisli ortamı yaratmış oluyorlar. Türkiye'ye has bir şey değil.
Örneğin geçen gün Meclis'e Facebook temsilcileri geldi. Dedikleri yalan haberi kaldırmayacağız, kısıtlayacağız dediler."
"Almanya'yı esas aldık"
"Bu konuda Almanya'yı esas aldık. Adalet Bakanlığımız ile beraber çalışıyoruz. Sosyal medyadaki suçlarla gerçek suçlar arasında nitelik olarak çok fazla fark var. Dünya bu konuda bir arayış içinde biz de AB hattında kalarak bu sorunu çözmeye çalışıyoruz.
Sosyal medya düzenlemesinde amaç kişilerin temel haklarını korumak ve dezenformasyonu engellemek. Bir şeyin Dezenformasyon olup olmadığına tabii ki bağımsız bir kurul karar verecek. İnternet ortamındaki dezenformasyon sorununu sistem içerisinde teyit mekanizmaları oluşturarak çözmek gerekiyor.
Öncelikle bilinçlendirme anlamında, kaynağın kontrol edilmesi, yazarın kim olduğuna bakılması, tarihin kontrol edilmesi, teyit kuruluşlarına bakması bunların her biri kendi iç mekanizmasıyla yapılması gereken şeyler. Deep fake nedir, yalan Haber nedir, medya okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı derken bunları da kastediyoruz.
Emine Erdoğan'ın 2015 yılında verdiği bir röportajda, bizim geleneğimizde olan kurutulmuş meyvelerle ilgili fotoğrafı flulaştırarak bugün yapılmış gibi "Mangoyu kurutarak yiyin" diye bir haber oluşturuldu. Bu tipik dezenformasyondur."
"Dezenformasyon bir terör biçimi"
"Dezenformasyonun içinde bir şey daha var ki, o da organize ve bir amaca matuf yapılıyor olması. Mesela dezenformasyonu üreten kaynak, sonra hangi iletişim kaynaklarından servis edilmiş, köşe yazarları bunu nasıl işlemişler, bunların hepsi bir araya geldiğinde dezenformasyon dediğimiz şey oluşuyor.
Dezenformasyon bu yönüyle bir terör biçimi. İnsanları sabote ediyorsunuz. Türkiye'nin ekonomisinden, insanların kaygılarına kadar birçok kaygılanma oluşturuyorsunuz. Bir yönüyle dezenformasyon topluma sis bombası atmaktır. O sisli ortamda siz amaçlarınızı gerçekleştiriyorsunuz."
"Biz bu düzenlemeleri kendi vatandaşlarımızın haklarını korumak için yapıyoruz"
"Sosyal medya da bu konuyu kabul ediyor. Sorun yaşadıklarını açıklıyorlar. Mesela Almanya ve Fransa 24 saat içerisinde kaldırılması talep ediyor. Kaldırılmazsa para cezasını tanımlamış. Bizde de aynı şekil.
Twitter bir temsilcilik açtı. Yasanın arkasından dolaştı. Ortada bir temsilci, muhatap yok. Dezenformasyonla mücadele kanunuyla ilgili de yeni bir düzenleme kaçınılmaz. 5651 para cezasından bant daraltmaya kadar birçok cezayı kapsıyor.
ABD hukukuna göre sosyal medya platformlarının müdahalesiz olması gerekiyor. Ama Twitter ABD seçimlerinde, Trump uyarmasına rağmen kendi hukuklarını uyguladılar. Eğer Twitter Almanya'nın kurallarını uyguluyor, Türkiye'nin uygulamıyorsa burada bir sorun vardır.
Biz bu düzenlemeleri yaparken kendi vatandaşlarımızın haklarını korumak için yapıyoruz. Siz Suriye'deki terör örgütünün mensubuna mavi tık vereceksiniz, Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı'nın hesabını askıya alacaksınız. Böyle bir şey olabilir mi?"
"Kişilere yönelik cezalar Türk Ceza Kanunu'nda zaten belli. Burada asıl sorun, yurtdışı, FETÖ'cü hesaplar. Yurtdışından Türkiye'ye yönelik provokatif paylaşımlarda bulunuyorlar. Twitter'a "Bunlar karalama kampanyasında bulunuyor, yalan söylüyor, müdahale et" dediğimizde tersini yapıyorlarsa burada bir sorun var."