T24 - TÜBİTAK’ın, Danıştay’a yönelik silahlı saldırının kamera görüntülerinin silindiğini tespit etmesi, AKP’yi “laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı olduğu” yolundaki Anayasa Mahkemesi kararı konusunda hareketlendirdi. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki gerekçeli kararında “partinin odak sayılma” nedenleri arasında Danıştay saldırısı bulunmuyor. Tam tersine AKP ile şiddet bağı olduğu iddiası reddediliyor.
TÜBİTAK’ın, Danıştay’a yönelik silahlı saldırının kamera görüntülerinin silindiğini tespit etmesi, AKP kulislerini hareketlendirdi. İddialara göre AKP hukukçuları, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, “partinin laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı olduğu”na hükmeden Anayasa Mahkemesi’nin kararının değişip değişemeyeceğini mercek altına aldı.
Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki gerekçeli kararında “partinin odak sayılma” nedenleri arasında Danıştay saldırısı bulunmuyor. Erdoğan, TÜBİTAK’ın Danıştay saldırısına ilişkin raporunun ardından, “Benim partimin kapatılmasıyla ilgili dosyamın içerisine bile bu iş sokulabildiyse, şimdi ne diyecekler? Böyle bir şey yok. Ne olacak? Şimdi ben arkadaşlarımı çalıştırıyorum. Yapılabilecek olan ne var ne yok, bunların üzerinde duruyorum” dedi. AKP'li TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya da konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Kapatma davasının dayandığı delil sayısı 400. Bunlardan 26’sı Anayasa Mahkemesi tarafından ‘dinlenebilir’ görüldü. Bu delillerden en önemlisi de Danıştay saldırısı. Şu anda yeni gelişmeler, Danıştay saldırısının arka planının farklı gerekçelere dayandığını ortaya koyuyor ve o 26 ana delilin öz delili, odak delili çökmüş oluyor.”
Bu yorumlar, AKP’nin Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama yapması için başvuruda bulunulacağı yorumlarına yol açtı.
Başsavcı istedi
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, kapatma iddianamesinin birçok yerinde Danıştay saldırısı ile AKP’nin açıklamaları arasında bağ kurdu. Danıştay 2. Daire’nin türban kararına yönelik başta Erdoğan olmak üzere partililerin yaptığı açıklamaların şiddet çağrısı olduğunu iddia etti.
İddianamede, “Kararı veren daire üyelerinin silahlı saldırıya uğraması ile bu beyanlar arasında ceza hukuku anlamında bir illiyet bağı bulunmasa da, bir iktidar partisinin tehdit ve hakarete varan açıklamalarının bu tür saldırıları cesaretlendireceği açıktır” denildi. Yalçınkaya’nın bu yorumları, gerekçeli kararın 91 ve 320. sayfalarında yer aldı. Gerekçeli kararın, iddianamenin özetlendiği kısmında da, Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan’ın eylemi anlatılarak, AKP'lilerin olaydan önceki yorumları sıralandı.
Gerekçeli kararın 513. sayfasında ise, iddianamedeki suçlama ve Ak Parti’nin bu konudaki savunmasına atıf yapıldı. Ancak Anayasa Mahkemesi, AKP’yi “odak” olarak nitelendirirken, bu yorumlara katılmadı. Yüksek Mahkeme, gerekçeli kararın 524. sayfasında “Davalı partinin demokrasiyi ve laik devlet düzenini ortadan kaldırma veya anayasal düzenin temel esaslarını şiddet kullanarak ve hoşgörüsüzlükle tahrip etme amacı, bu amacı somutlaştıran eylemleri ve elindeki iktidar olanaklarını şiddet doğrultusunda kullandığına ilişkin veriler saptanamamış, bu eylemler kapatmayı gerektirecek ağırlıkta görülmemiştir” yorumunu yaptı.
Kararda, sadece Erdoğan’ın türban kararını eleştirdiği Mersin konuşması odak delilleri arasında yer aldı. Ancak aynı konuşmada, Erdoğan, Danıştay’ın meslek liseleri ve imam hatiplerle ilgili kararını da eleştirdi. Gerekçeli kararda, partinin odak sayılmasının asıl sebepleri olarak “türban”, “imam hatip liseleri” ve “Kuran kursları” sıralandı.
Bu nedenle, olası bir başvuru halinde Anayasa Mahkemesi’nin yargılamayı yenilemesine çok zayıf bir ihtimal olarak bakılıyor.