23 Mart 2019 11:58
Ayşe Sayın
Mantısı, pastırması, sucuğu, insanlarının "ticaret zekası", Erciyes Dağı...Kayseri deyince ilk akla gelenler...
Oysa Kayseri, tarihi, doğası kültürü, gastronomisi, mimarisiyle derya bir kent: Mimar Sinan'dan, yönetmen Elia Kazan'a, Ahi Evran'dan Gevheri Nesibe Sultan'a, Selçuklu sultanı Melikşah Gazi'ye kadar onlarca tarihi şahsiyetin yetiştiği şehir.
Siyasi gelenek açısından bakıldığında ise Kayseri'de milliyetçi-muhafazakar seçmen ağırlıkta.
24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüzde 70'le en yüksek desteği veren kentlerden Kayseri'de, AKP kurulduğu günden bu yana birinci, MHP de ikinci parti konumunda. O nedenle de Kayseri, "AKP'nin Kalesi" olarak da anılıyor.
Sokağa çıktığınızda da AKP seçmeninin ağırlığını hissetmeniz mümkün. Kayseri'de genel kanı, Sarız ve Pınarbaşı dışındaki ilçeler ile büyükşehirde AKP adaylarının başkanlık yarışından galip çıkacağı yönünde.
Kayseri'de, AKP geçen yıl yapılan 24 Haziran seçimlerinde yüzde 50'nin az üzerinde oy alırken, Cumhur İttifakı'ndaki ortağı MHP de yüzde 21,6 ile ikinci parti olmuştu.
Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı'nın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, AKP'den 4 dönemdir Melikgazi Belediye Başkanlığı yapan Memduh Büyükkılıç. Millet İttifakı'nın adayı ise İYİ Parti Kayseri Milletvekili Dursun Ataş. Saadet Partisi'nin büyükşehir belediye başkan adayı ise Mahmut Arıkan.
Kayseri deyince akla gelen isimlerden biri de 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.
Gül Kayserililer tarafından hemşehrileri olması nedeniyle seviliyor ancak şu anda siyasi gündemde pek adı geçmiyor.
Şehre girişte ilk konuştuğum kişi taksi şoförü Gazi Yüksel.
Ankara'dan geldiğimi öğrenince, Kayseri milletvekili de olan AKP Ankara Büyükşehir Belediye başkan Adayı Mehmet Özhaseki'yi merak ediyor, "Bence orada işi zor, burada tanınır, bilinir ama Ankara'da Allah kolaylık versin" diye söze başlıyor.
Abdullah Gül'ün etkisini sorduğumda ise "Artık Abdullah Gül'ün burada pek adı geçmiyor, parti kuracakmış diyorlar ama tutmaz. Çünkü 24 Haziran seçimlerinde, partiyi sattı gibi bir algısı var, zaten bir şey yapacağı da yok" diyor.
İşsizlik her kentte olduğu gibi Kayserililerin de en büyük sorunu. Geçmişte kent ekonomisine önemli katkı sağlayan Boydak grubu şirketlerinin TMSF'ye devredilmesi nedeniyle, özellikle istihdam alanında daralma olduğunu belirtiyor, teşviklerden Kayserilinin daha çok yararlanması gerektiğini düşünüyor.
Kayserililer açık sözlü, sıcakkanlı. Ancak iş siyasete gelince, iklim bir anda değişiyor, söylem sertleşiyor.
Cumhuriyet Meydanı'na yakın bir parkta dört arkadaş, bahar havasının tadını çıkarıyor. Yanlarına yaklaşıp, "Seçim havası nasıl?" diye sorduğumuzda ilk sözü alan Ali Cingöz, Kayseri şivesiyle "Heç memnun değilik" diye söze başlıyor.
Arkadaşı Hacı İbrahim, "Neden memnun değilsin, nedicik daha" diye tepki gösterince Cingöz, şikayetlerini sıralıyor:
"75 haneli hisseli tapulu arsamız vardı. Sağolsun Haseki başkan (Mehmet Özhaseki), sulak alan etti, yeşil alan etti, 35 bin metrekareden bize 11 bin metrekare kaldı. Oraya müteahhit girdi, zenginlerin yeri oldu. Ben bu belediyeden nasıl memnun olurum, nasıl oy veririm? Bizim oyumuz Dursun Ataş'a."
Kendisinin daha önce milletvekilliği için Özhaseki'ye ve Melikgazi belediyesi için de Memduh Büyükkılıç'a yani AKP adaylarına oy verdiğini eklemeyi unutmuyor.
Arkadaşı İbrahim, "Hee, PKK'ya verecen oyunu." diye müdahale edince, "Yolu kim yaptı" "Ramazandan sonra meyve sebze bile alamayacağız" karşıtlığında tartışma alevleniyor.
Konuşmaya sonradan katılan Sinan Aslan, burada AKP dışında bir partinin kazanamayacağından emin: "Bizden sola oy gitmez!"
"Abdullah Gül'ün yeni parti kurma girişimi kentte bir heyecan yarattı mı?"soruma ise AKP'li olanlar "Tahsilli ama, artık buradan oy gitmez" diyor.
Ali Cingöz ise "Bellemişiniz bir Tayyip Erdoğan, Gül dururken, başkasına oy verir miyiz, o Kayserili" diyerek yine muhalefet ediyor.
"Aman kayga etmeyin" diyecek olduğumda ise "Yok biz tartışırız ama arkadaşız, sarılır kucaklaşırız" diyorlar.
Hemfikir oldukları tek konu ise "ekonomideki durgunluk ve pahalılık."
Dört arkadaşı derin siyasi tartışmayla başbaşa bırakıp Cumhuriyet Meydanı'na cephesi olan tarihi Kapalı Çarşı ve Bürüngüz Camii'nin bulunduğu meydana yöneliyorum.
80 yaşındaki Osman Gündüz, AKP iktidarını överek söze başlıyor, "Şimdiye kadar böyle bir yaşantı hiç görmedik" diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kastederek, "15 yıldır anarşiyi temizlemek için uğraşıyor zavallı. Şimdi başımıza tekrar çıkaracaklar anarşiyi. Bu millete yazık yahu" sözleriyle de muhalefet partilerini suçluyor.
Arkadaşı Cevat Yılmaz da aynı düşüncede. Karşılarındaki Saadet Partisi seçim çadırını işaret edip, "Bunlar asker arkadaşı, Saadet, İYİ Parti, HDP, CHP. Bir memleketini seven Bahçeli varmış. Tayyip'i destekleyen tek o." diyor.
Seçimlerde de tercihleri, AKP adayı Memduh Büyükkılıç'tan yana. "Kayseri'de yapılacakların en güzeli yapıldı" diyerek noktalıyorlar konuşmayı.
Biraz ötedeki bir bankta soluklanmak için oturmuş Kayserili kadın seçmenlerle de seçim söyleşisini sürdürdüm.
İsimlerini vermek istemeyen kadın seçmenlerden daha genç olan, en önemli meselenin ekonomi olduğunu söylüyor.
"Seçimden sonra dolar, euro artacak diyorlar. Meyve sebze arttı. Seçimden sonra daha da yükselecek diye endişe ediyoruz" dedikten sonra yanında oturan kadına sesleniyor:
"Değil mi teyze?"
Ama bankı paylaştığı kadın bu sözlere onay vermiyor.
"Çok şükür bugünümüze" dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürüyor.
"Evvelki günler gelmesin, 3 kişiyle kuyruğa giriyorduk. Oldu bitti AK Partiliyim ben. Allah başımızdan eksik etmesin. Ölsem de ondan vazgeçmem, sülalemizin hepisi ondan."
Eşinden boşandığını ve özürlü bir çocuğu olduğu için çalışamadığını belirten genç kadın ise altta kalmıyor:
"Görüyosun değil mi daha hala AK Parti diyor. Belediye hizmetleri güzel sorun yok ama ekonomimin ne olacağı belli değil. Eski eşimden 500 lira nafaka alıyorum, 650 lira kira ödüyorum. Nasıl geçineyim?" diye yakınıyor.
Ama bu yakınmasına hemen cevap geliyor:
"Dul kadınlar aylık alıyor, yiyorlar çatır çatır. En aşağı 1 milyar alıyor (bin lira) Sen de 650'lük evde oturma. Madem yalnızsın, 300'e de, yerine göre 250'ye de ev al otur" deyip, bu kez bana dönüp şikayet ediyor:
"Sosyete anam bunlar!"
Son olarak Kayseri'nin geleceğinde söz sahibi olmak için yola çıkan adayların kapısını çalıyorum.
İlk durağım, meydandaki parti çadırına uğrayan Saadet Partisi'nin Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mahmut Arıkan.
24 Haziran'da aynı partiden milletvekili adayı da olan Arıkan, geçen seçimlere göre kendi lehlerine bir hava oluştuğu düşüncesinde.
Arıkan, gerek Kayseri, gerekse Türkiye için en büyük zorluğun ve sorunun "kutuplaşma" olduğunu söylüyor:
"Maalesef insanlarımız, diğer partili vatandaşı rakipten öte düşman gibi algılayan bir yapıya sahip. Yanyana oturuluyor, konuşuluyor ama konu siyaset olduğunda insanlar birbirine karşı çok kırıcı çok tavırlar alınıyor.
"İkinci sıkıntı ahlaki anlamdaki erozyon. Kayseri maalesef kadına şiddet konusunda, boşanmalar konusunda üst sıralarda. Beka meselesine gelince, evet bir beka problemi olduğunu düşünüyorum. 2002'de seçildiklerinde Türkiyenin bu beka problemi yoktu. Hani bir tabir vardır, 'Yangını çıkaran yangını söndüremez' diye. Velev ki onların dedikleri doğru. Sorunu çıkaranların beka sorununu çözeceğiz demesi bana mantıklı gelmiyor."
İYİ Parti Kayseri Milletvekili de olan Millet İttifakı'nın adayı Dursun Ataş, Pınarbaşı ilçesinde iki dönem belediye başkanlığı yapmış.
Henüz 9 aylık milletvekili olmasına rağmen, yapılan kamuoyu araştırmalarında oy artırma konusunda en iyi isim olduğu için tercih edildiğini anlatıyor.
İYİ Parti'nin yeni kurulması ve hızla bir genel seçime girmesi nedeniyle kamuoyuna kendilerini yeterince anlatamadıklarını belirterek, "O nedenle insanlar aday olmaktan korktular" diyor.
Pınarbaşı'nda başarılı bir belediye başkanlığı yapması nedeniyle iyi tanındığını ve yarışa yüzde 35 oy seviyesiyle başladığını belirten Ataş, " Çok şükür geldiğimiz noktada doğru karar verildiğinin göstergesi iyi noktaya geldik. Anketlerin hiçbirinde yüzde 54'ün altında hiç çıkmadım. Ama tabii takdiri Allah'a, teveccühü vatandaşa bırakıyoruz" diyor.
Buna karşılık Ataş iktidar gücünün yerel seçimler için seferber edinmesinden yakınıyor:
"Orantısız bir seçim yaşıyoruz ve orantısız bir güç var. Ağır sıklet biriyle hafif sıklet birinin boks yapması gibi. Size ekranlar kapalı, basın kapalı devletin bütün gücü iki seçimdir çok hissediyorum, devlet gücüyle yarışıyoruz. Siz belediye başkan adayısınız ama maalesef ki cumhurbaşkanı ile yarışıyorsunuz. Bunlardan dolayı zorlanıyor muyuz, zorlanıyoruz maddi anlamda zorlanıyoruz. Ama halkımız bunu görmeye başladı."
Cumhur İttifakı'nın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Adayı AKP'li Memduh Büyükkılıç deneyimli bir politikacı.
AKP kurulmadan önce Refah Partisi'nden milletvekilliğinin yanıra il başkanlığı görevlerinde bulunmuş ve son dört dönemdir de Kayseri'nin en büyük ilçelerinden Melikgazi'nin belediye başkanı.
En önemli özelliklerinden birisinin "dokunabilen, ulaşılabilen" belediye başkanı olması olarak tanımlıyor.
Melikgazi'de yaptıklarının büyükşehirde yapacaklarının da güvencesi olduğunu söyleyen Büyükkılıç, "Melikgazi'de en yüksek oyları aldım. Kayserili seçmen ölçer biçer tartar, bu insan gayretli mi, dürüst mü kendisinden mi biri mi? Buna göre karar verir" diyor.
Büyükkılıç'a göre, Kayseri, Türkiye ve dünyada yeterince tanınmıyor. En önemli projeleri de tanıtım ve turizme odaklı:
"Kayserilinin değenlerine sahip çıkmak bizim asli görevimiz olacak. Bir Mimar Sinan Kayseri'yi taşımalı" diyor.
Sloganı "150. yılda 150 proje"nin anlamını ise şöyle anlatıyor:
"1869'da Kayseri kurulmuş. Tam 150 yıl olmuş. 150'nin içinde onlarca proje var, 2000'e yakın. Kayseri'yi markalarıyla Anadolu'nun parlayan şehri olarak ön plana çıkarmalıyız, markalarını tanıtacağız. Kayseri gastronominin merkezi. Sadece pastırma-sucuk-mantı değil, yağlama katmeri sarmalarıyla, 40 çeşit mantısıyla. Kış turizmi konusunda 100 küsur kilometre kayak pistiyle uluslararası boyutta bir projemiz var."
Büyükkılıç, büyükşehiri alacağından kuşku duymuyor ve birleştirici bir yerel yönetici olacağını vurguluyor:
"Biz başkasının eksikliğine endeksli, başkasını kötüleyerek oy alma peşinde değiliz. Biz kendimizi ifade etmeliyiz, yaptıklarımızı paylaşmalıyız, insanların gönlünde yer edecek projeleri anlatmayız halkın iradesine aygı duymalıyız, benim felsefem bu. Didişerek, dövüşerek olmaz.
"Biz birbirimize teşekkür ederek dayanışarak berekete vesile olacağız. Mesela Kayseri İpekyolu üzerinde. Çin ile işbirliği yapacağız, hanım kardeşlerimizin ürettiklerini dünyaya pazarlayacağız. Biz koordinatör görevi göreceğiz belediyede. Herkese abilik yapacağız, bu manada Memduh Büyükkılıç abi olacağız."
© Tüm hakları saklıdır.