Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmenliğini yaptığı ve rol aldığı 'Vezir Parmağı' filmini sert bir dille eleştiren Akit yazarı Hacı Yakışıklı "Topluma algı operasyonu çekmeye devam ediyorlar. Milletin atasını, ceddini, tarihini, annesini, bacısını, yaşantısını, kültürünü 'yerin dibine' batırmaya çalışıyorlar. Buna 'kültür terörizmi' desek yanlış olmaz herhalde" dedi. Hacı Yakşıklı, "Şimdiki rezalet Mahsun Kırmızıgül imzalı bir film olan Vezir Parmağı! Vezir Parmağı sana 'gişe rezaleti' olarak dönsün Mahsun! Bizce müptezel bir filme, gişede de rezillik yakışır!" görüşünü dile getirdi. Akit yazarı, yazısında "Bir izleyici vatandaş olarak sesleniyorum: Mahsun Kırmızıgül’ün 25 Ocak’ta vizyona girecek olan 'Vezir Parmağı' filmine kesinlikle gitmeyin, hatta gitmeye niyetli olanlar varsa ikna edin gitmesinler" ifadelerine yer verdi.
Hacı Yakışıklı'nın Akit'te yayımlanan yazısı şöyle:
Türkiye 3. Dünya Savaşı’nın tam içindedir. Bu savaş gladyonun, kompradorların, ağababaların savaşı değil bizatihi “milletin evlatlarının” savaşıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “milli seferberlik” çağrısının “özünü” iyi kavramak gerekir. 1915’in rövanşı belki daha çetin geçecek ama bu sefer biz hem cephede hem masada kazanacağız! Yeter ki irademize sonuna dek sahip çıkalım!
Adı terörizm de olsa yaşananlar artık “ordu savaşına” dönüşüyor ve bu da bizim için daha avantajlı bir hâl alıyor. Terörizm sadece bombalarla, silahlarla değil; televizyonla, filmlerle, algı yönetimleri ile de etrafımızı kuşatıyor. “Yılbaşı çılgınlığı” başlı başına kültür terörizmidir!
Tüm bu yaşananların yanında yine rezil bir filmle karşı karşıyayız! Topluma algı operasyonu çekmeye devam ediyorlar. Milletin atasını, ceddini, tarihini, annesini, bacısını, yaşantısını, kültürünü “yerin dibine” batırmaya çalışıyorlar. Buna “kültür terörizmi” desek yanlış olmaz herhalde!
Şimdiki rezalet Mahsun Kırmızıgül imzalı bir film olan Vezir Parmağı! Vezir Parmağı sana “gişe rezaleti” olarak dönsün Mahsun! Bizce müptezel bir filme, gişede de rezillik yakışır!
Bir izleyici vatandaş olarak sesleniyorum: Mahsun Kırmızıgül’ün 25 Ocak’ta vizyona girecek olan “Vezir Parmağı” filmine kesinlikle gitmeyin, hatta gitmeye niyetli olanlar varsa ikna edin gitmesinler. En azından dedesine/ninesine küfür edildiğini görmek istemeyenler, İslam’ın sinsi şekilde karalandığını görmek istemeyenler gitmesin! “İlla gideceğim” diyenlerin önüne set olup duracak halimiz de yok elbette!
Şimdi birileri hemen başlayacak; “Efendim bu bir tarih filmi değil, bu bir komedi filmi; burada mizah var, sanat var ...”
Biz de ahır tezeği var demedik herhalde! Orada bizim yaşantımız karalanıyor efendiler, yeter artık bıktık bu kirli tezgâhlardan! Bu Mahsun ve avanesi gibileri merak ediyorum. Bir misafir evlerine gelince ilk önce nereyi gezdiriyorlar acaba? Mesela hemen tuvalete götürüp; “Bak burası bizim tuvaletimiz, burası tuvalet taşı, bu delik, burada çömüyoruz, burada ıkınıyoruz” diyen var mı? Yok! İş filme ve sinemaya gelince neden hep ıkınıyorsunuz o zaman! Millet sizin yellenmenizi izlemek zorunda mı?
Filmin fragmanı şöyle: Osmanlı döneminde bir grup kadın ve erkek var! Kadının biri; “Kadınlarla erkekler arasında çekiliş yapılacak, sonuçta kim kimi nasıl bulacak, kim kime nasıl girecek?” diyor. Ahlaksızlık diz boyu! Sonra bu kadın ve erkekler çekiliş sonucu eş oluyor... Devamını anlatmak midemi bulandırıyor dostlar! Bu filme +21 ibaresi gelmeli! 21 yaşında altındakiler filme alınmamalı! 21 yaşın üstündekiler de azıcık ceddinden utanıyorsa sinemaya gitmemeli! Mahsun çok afedersiniz bu filmiyle pornoculuk yapıyor!
Filmin arasına elbette duygusal ve milliyetçi duygulara seslenen öğeler de katıyor! Savaşlara ve acılara bağlıyor işi mesela! Mahsun bunu hep yapıyor zaten! Zehiri bal ile içirmeye çalışıyor! Görsel öğeler şahane, müzik harika; ama filmin içeriği afedersiniz kerhane! İş sadece Mahsun’un filmlerinde bitmiyor. Böyle yüzlerce film var, hatta sinemamız böyle rezil örnekler için neredeyse bir araştırma laboratuarı!
Biz konudan bahsedince “Ama sen de filmin reklamını yaptın, insanlar merak etti” diyeceklerdir. Endişe etmeyin, Mahsun ve avanesi film tanıtımına bütçe ayırmıştır zaten! Hatta tanıtıma filmden çok masraf yapmışlardır veya daha az ne fark eder? Biz bahsedelim ki birbirimizi uyaralım!
Son zamanlarda “İSLAMİ KORKU FİLMİ” diye bir kavram türetmeye kalktılar, hatta türettiler! Alçaklık ve kadavracılık budur! Türk yapımı korku filmlerinde cesetler havada uçuşuyor, güya şeytanlar kadını parça parça ediyor, cinlerin ağzından burnundan kanlar saçılıyor veeeeee bu esnada ne oluyor biliyor musunuz? Arka fonda yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim okunuyor!
Buyurun size alçakça bir algı yönetimi! Yani istiyorlar ki filmi izleyen insanların bilinçaltına bunları kazıyalım; ne zaman Kur’an-ı Kerim okunsa bu sahneler akıllarına gelsin ve İslam’dan nefret etsinler! Bunlara “hoşt” diyecek bir Kültür Bakanı aranıyor ama henüz tam olarak bulunamadı! İşte bizim sinema tarihimiz böyle pespaye örneklerle doldu taşıyor! Mahsun da bu filmiyle kendi payına düşen pespaye rezilliği doldurmuş oldu!
Bu tür filmlere gitmeyin, çocuklarınızı göndermeyin! Sadece İslam’ı karalayan filmlere değil; haksız yere bir topluluğu, kültürü ve inancı karalayan filmlere de gitmeyin! Bir Hıristiyan yahut Musevi ile aynı inancı asla paylaşmam; lakin onların inandıklarıyla alay etmem, alay edeni de sevmem!
Siz filmlerine gittikçe onların iştahı artıyor. Bu ve benzeri filmlere gitmeyin! Kesinlikle gitmeyin! Benim çağrım budur, gerisi size kalmış!