Politika

Akit yazarı: CHP ile koalisyon iyi olur, diyenler yazılarını kendileri yazmıyor

'AK Parti-CHP koalisyonu isteyenlerin asıl amacı Erdoğan'ı bitirmek'

09 Ağustos 2015 16:14

Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven, "Bugünlerde 'CHP ile Koalisyon aman ne iyi olur!' yollu yazılar kaleme alanları yakından takip edin. Kendi başlarına hareket etmiyorlar, kendileri yazmıyorlar aslında. Toplantı üstüne toplantı yapıyor, 'yeni dönem'in stratejilerini belirliyorlar" dedi.

Arseven, CHP ile koalisyon isteyenlerin "asıl hedefinin" Erdoğan'ı bitirmek olduğunu iddia ederek, "AK Parti-CHP koalisyonunu 'hararetle savunmalarının' en önemli sebebi, bu formülün 'Erdoğan’ı bitirme sürecini' hızlandıracağını düşünmeleridir" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanlarından Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki, 25 Haziran'daki yazısında AKP-CHP koalisyonu için, "AK+CHP hükümeti bir projeyse bile çok iyi bir projedir, çok doğru bir projedir, mevcut şartlarda ilaç gibi süper faydalı bir projedir" demişti.

Arseven'in Akit'te "Erdoğan sonrasına dair 'küçük-muhafazakâr' hesaplar!" başlığıyla yayımlanan (9 Ağustos 2015) yazısı şöyle:

Hiçbir şey “tesadüfen” olmuyor;   iyi veya kötü olarak algıladığımız neyi yaşıyorsak en az bir  “mesaj”ı var.

Gelişmeler karşısında pozisyon almaya çalışırken bu mesajı çoğu vakit gözden kaçırırız.

Hataların ve “musîbetlerin” sürekli olarak tekrarlanması da mesajı alabilmekteki zaafımızdan kaynaklanır.

Yaşadıklarımıza “ibret” nazarıyla bakabilsek, Kur’an ve Sünnet rehberliğinden istifadeyle mesajı görebilsek “aynı delikten defalarca ısırılmak” gibi durumlarla karşılaşmayacağız.

Bugünlerde kilitlenip kaldığımız, koalisyon tartışmaları, AK Parti içindeki örtülü-açık çekişmeler, PKK-IŞİD terörü gibi gündem başlıklarına bu nazarla bakalım.

Şu koalisyon tartışmalarında alınan pozisyonları görüyorsunuz.

Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden tutarak yüksek mevkilere getirdiği adamlardan kalabalıkça bir grup şu sıralar sağda solda, “Seçimi Erdoğan yüzünden kaybettik, koalisyonu da o engelliyor!” propagandası yapmakta.

“Allah Allah” diyorsunuz;

“Bariz hatalar yaptığı dönemlerde  Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde tek kelime sarf etmeyen, Sayın Erdoğan’ın hatalı hareketlerini tevil için Dansöz Asena’yı kıskandırır figürler atan bu adamlar, ne oldu da bu hale geldi?”

Bunu düşünürken, aynı adamların başka “sıkıntılı” dönemlerde de benzeri davranışlar ortaya koyduklarını hatırlıyorsunuz…

Aynı adamların, hedefe yerleştirildiğinde Şevki Yılmaz Hoca’mıza nasıl saldırdıkları geliyor aklımıza.

Hangi “Müslüman” hedefe yerleştirilmişse, bu adamlar “zalimlerin” safında.

O sütü bozuk 28 Şubatçıların baskıyı arttırdıkları dönemlerde, “Yılbaşı eğlencesinin ne sakıncası var!” yollu yazılar kaleme alan; “özeleştiri” kavramının arkasına sığınarak “bir kısım medya”ya pas atan bu adamlar, Recep Tayyip Erdoğan’ın “bu işi devireceğini” gördüklerinde hemen o tarafta mevzilendiler.

Kişisel kariyer planlamaları, “ortak” hareket etmelerini gerektiriyordu.

“Ekip”leştiler ve birlikte “kariyer plânlaması” yaptılar.

“Meşruiyet tartışması”ndan bunalan Erdoğan’ın yakınına “liberal dostlarını” taşıdılar, bugünün “Paralelcileri”yle yakın ilişkiler kurdular, onlarla birlikte sık sık “Hocaefendi” (!)nin huzuruna gittiler, “paralelci vakıfları” ikinci adres bellediler…

Amerikan ve İngiliz büyükelçilikleriyle yakın temas halinde oldular; “ılımlı dindar”lar olarak “hizmet” edebilecekleri mesajını verdiler.

Milletin Sevgilisi Recep Tayyip Erdoğan’ın, Küresel Hegemonya taşeronu“Paralel Yapı”nın, Patron Amerika’nın ve dahi Şeytan İngiltere’nin desteğini almışsan, yolun açıktır!..

Keyif keka; sabahlara kadar nargile âlemi, bol geyik!

Nasıl olsa her şeyin zamanla sonu yok mu?

Var!..

Gün gelir, Recep Tayyip Erdoğan ile Küresel Hegemonya çatışır.

Çatışma şiddetlenir.

Saflar ayrılmaya başlar, herkesi “saf belli etmeye” mecbur eden bir sürece girilir.

“Recep Tayyip Erdoğan’a yakın olmak” eskisi kadar “prim” yapmıyordur artık.

“Moda” Erdoğan’a yüklenmek ve “alternatif isimlere” yönelmektir!..

Bugünlerde “CHP ile Koalisyon aman ne iyi olur!” yollu yazılar kaleme alanları yakından takip edin.

Kendi başlarına hareket etmiyorlar, kendileri yazmıyorlar aslında.

Toplantı üstüne toplantı yapıyor, “yeni dönem”in stratejilerini belirliyorlar.

Bunlara göre, “Erdoğan dönemi” bitiş sürecine girmiştir.

Bugünlerde Erdoğan’ı “cepheden hedef almak” yanlıştır…

Alttan alta “yıpratma” faaliyetleri gerçekleştirilmeli, “bitiş süreci” hızlandırılmalıdır!

Bu arada “alternatif muhafazakâr” üzerinde çalışılmalı, bilhassa İngiltere’nin desteğine sahip olan bu “alternatif muhafazakâr” alttan alta işlenmelidir!

Türkiye, yakında ekonomik krize sürüklenecek ve bu kriz,  “kurtarıcı”arayışını beraberinde getirecektir.

Sosyolojik gerçekler bu “kurtarıcı”nın bir “muhafazakâr” olmasını gerekli kılmaktadır.

“O muhafazakâr”a biraz da “Erdoğan’a vefa” faktörünün etkisiyle “soğuk” bakan kitleler, “ekonomik kriz” tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarında hemen “Yeni Lider” arayışına gireceklerdir!

O “Yeni Lider” de bu arayışa karşılık olarak iyice öne çıkartılacak, iş böylece bitirilecektir!

Bu adamların, AK Parti-CHP koalisyonunu “hararetle savunmalarının” en önemli sebebi, bu formülün “Erdoğan’ı bitirme sürecini” hızlandıracağını düşünmeleridir.

Şimdiii…

Bu yazının ilk satırlarına dönelim…

Ve yaşadıklarımızdan çıkarılması gereken “mesajlar” üzerine tefekkür edelim.

Şöyle bir mesaj:

“Bugün kendisini parçalamaya çalışan canavarları, zamanında Recep Tayyip Erdoğan büyüttü!”

Ben böyle bir mesaj çıkarttım.

Ve karşı “tavır” olarak da şunu söyledim

“Yedi düvelin hedefindeki Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmak, delikanlılık gereğidir!”

İlgili Haberler