Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, İstanbul'da metroyu büyük oranda solcular kullandığını iddia etti. "Yol genişletmeden, havayı zehirlemeden, en kralından ulaşım.." diyen Karahasanoğlu, "Karayolu ile kıyası mümkün olmayan, devasa bir hizmet: Metro.. Ve bunu büyük oranda da kullananlar, solaklar.. Hepsinin elinde cep telefonu, metroda bile, ya oyun oynuyorlar, ya telefonlarındaki mesajları okuyorlar.. Ama gelin görün ki..İş, sandığa gelince.. Oylarını yine, solcu partilere veriyorlar" yorumunda bulundu.
Karahasanoğlu'nun "Solcular, artık işi hepten sahtekarlığa döktü!" başlığıyla yayımlanan (19 Şubat 2018) yazısı şöyle:
Bizim gençliğimizde, solcular övünürlerdi: “Solcular, egemen güçlere karşı başını dik tutan, dürüst insanlardır.”
O tarihlerde dindar insanlar kendilerini henüz günlük hayatta topluma hissettiremedikleri için.
Ne gazete olarak.
Ne televizyon olarak.
Ne dernek, ne parti olarak..
Ciddi bir gücümüz olmadığı için, sol söylem sahiplerini biraz da gıpta ile izlerdik.
Ama bugün geldiğimiz noktada..
Solcuların vardıkları yer, tam bir söylem hastalığı içinde olduklarını ispatladı..
Dindar insanlar, onların söylemlerindeki her şeyi gerçekleştiriyor..
Solcular ise, eski söylemlerinden vazgeçip, işi sırf “muhalif olmak için muhalefet etme”ye dönüştürüyor..
Somut örneğimiz, Maçka Parkı’nda dün yapılan gösteri..
“Betona karşı çıkmış”, bizim entel dantel solaklarımız..
“Hava zehirleniyor” dediklerinde..
Hak verdik.
“Temiz hava almak hepimizin hakkı” dedik.
Nitekim dindar siyasetçiler, “temiz hava hakkı”nın gereğini büyük oranda hayata geçirdiler.
“Yeşil alanlar az” dediler..
Artık yeşil alanlar azalmıyor, tam tersine artıyor..
“Toplu taşıma araçları yetersiz” dediler..
Toplu taşıma araçları, İstanbul örneğinde, devasa boyutlara ulaştı..
Metrosu, metrobüsü, Marmaray’ı ile..
Solcuların yıllardır dillendirip, gerçekleştiremediği hizmet, dindar siyasetçiler eli ile gerçekleştirildi.
Daha da fazlasını yapmak için, gayret ediliyor.
Ama o ne?
Yol genişletmesine karşı çıkan solcuları gördük, kısmen hak verdiğimiz oldu..
Köprü yapımına karşı çıkan solcuları gördük, haklı oldukları yerleri not edelim.. “Köprü tabii ki yine yapılsın, ama solcuların dediklerine de nasıl kulak verilebilir, bakılsın” dedik.
“Kalitesiz kömür ile, havamız zehirleniyor” dediklerinde, “Doğalgaz varken, niye kalitesiz kömür ile havamız zehirleniyor ki” diyerek destek verdik.
Ama şimdi artık..
Solcular işi hepten sahtekarlığa döktüler..
Metroya karşı çıkmak da ne demek, ay benim şapşal solcularım?
Toplu taşımayı, siz istemiyor muydunuz?
Alın işte en kralından toplu taşıma..
Karayolları genişletilerek, hem araçların havayı kirletmesi, hem de yeşil alanların azalmasına itiraz etmiyor muydunuz?
Alın işte, yol genişletmeden, havayı zehirlemeden, en kralından ulaşım..
Trafik keşmekeşinden şikayet etmiyor muydunuz?
Alın sine, hızlı, ekonomik ulaşım..
Eeee.
Şimdi ne oldu?
Ne oldu ki, yerin altındaki metro çalışmalarına bile “istemezük” diyorsunuz?
Siz ne utanmaz insanlarsınız?
Yerin altındaki çalışmaya niye karşı çıkıyorsunuz ki?
Devlet, kaynak bulmuş, işin kolayına kaçmadan.. Yer üstündeki yolu genişleterek değil.. Yerin altında, çok daha büyük masraflara girerek, metro yapıyor..
Bizim solcular..
Ona da karşı çıkıyorlar..
Bir deneme olması için..
Bağcılar Kirazlı’dan metroya bindim..
Yolcular yarı yarıya tesettürlü ve açık kıyafette.
Aksaray’a 25 dakikada geldim.
Aynı mesafeyi karayolu ile aldığım yıllarda, asgarisinden 1,5 saat harcardım..
Özel araç ile ancak, 20 dakikada gidebileceğiniz bir mesafeden bahsediyoruz..
Aksaray’dan Taksim tarafına geçmek istedim.
4-5 dakika geçiş ve kalkış için geçti..
15 dakikada Aksaray’dan Taksim’e geldim.
Bu sefer yolcuların yüzde 80’i, açık diyebileceğimiz insanlarımız idi..
Aksaray’dan Taksim’e de, karayolu ile gitmek isteseniz, ben şahsen 1.5 saatte gittiğimi hatırlarım..
Özel aracınız olsa bile..
Trafik sıkışıklığına denk geldi iseniz, en az 45 dakikanız uçar gider..
Bu mesafe de, 15 dakika..
Kirazlı’dan Taksim’e, toplamda 45 dakikada gelmiş oldum.
Yani 3 saatlik yol, 45 dakikaya inmiş.
Özel araç ile gidecekseniz, harcayacağınız benzin, kirleteceğiniz hava, aracınızın masrafları..
Karayolu ile kıyası mümkün olmayan, devasa bir hizmet: Metro..
Ve bunu büyük oranda da kullananlar, solaklar..
Hepsinin elinde cep telefonu, metroda bile, ya oyun oynuyorlar, ya telefonlarındaki mesajları okuyorlar..
Ama gelin görün ki..
İş, sandığa gelince..
Oylarını yine, solcu partilere veriyorlar.
Belki ona da itiraz etmem.
Herkes istediği partiye oy versin..
Ama..
Metro yapılırken, Maçka Parkı’nda gösteri yapmaya kalktılar mı..
İnsanın deliresi geliyor..
Bu kadarına da “pes artık” diyorum..
Ne istiyorsunuz siz be şapşallar..
Sömüreceğiniz kavramlar günlük hayatta sıfırlanıyor, onun delisi mi oldunuz?
Artık hava kirliliği konuşulmuyor.. “Bir malzememiz elden gitti” sıkıntısı ile geceleriniz uykusuz mu geçiyor?
Artık trafikte saatler harcanmıyor, “Biz şimdi neyi istismar edeceğiz”in paniğini mi yaşıyorsunuz?
İnsanlar şehir içinde yoğun olarak toplu taşıma araçlarını kullanabiliyorlar, araçlar zamanında kalkıyor, zamanında ulaşım yerine varıyor.. “Bu durumda biz hangi kavramlarla saf insanları aldatıp, kendimize çekeceğiz”in derdine mi düştünüz?
Nedir rahatsızlığınız solak arkadaşlar?
Söyleyin de, tedavinize bakalım..