Politika

Akit: Gülen'in editörü bize dedi ki…

Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Fethullah Gülen’in konuşmalarının yayınlandığı herkul.org’un editörü Osman Şimşek’le yaptığı yazışmaları paylaştı

22 Ağustos 2014 15:41

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in konuşmalarının yayınladığı herkul.org’un editörü Osman Şimşek’in, hükümet ve cemaat arasında dershane krizinin yaşandığı, 17 Aralık öncesi dönemde kendisine bir mail göndererek (26 Kasım 2013), “Hizmet cenahında çok ciddi bir inkisar-ı hayal yaşanmakta ve “Bunların oyu ne kadar ki?!” şeklindeki kelle sayısı yaklaşımları kalbleri iyice parçalamaktadır. Şayet daha büyük kırgınlıklara sebebiyet verilmezse Hizmet insanlarının tutumları değişmeyecektir. Aksine böyle iftiralara inanmalar ve kırıp geçirmeler devam ederse o zaman da biz de dahil hiç kimsenin insanlara “Şurada durun” demeye hakkı ve takati kalmayacaktır” dediğini aktardı.

Karahasanoğlu’nun Osman Şimşek ile 2013 sonunda yaptığı yazışmaların bir bölümünü aktardığı yazışmalarda, 30 Mart yerel seçimlerinde Gülen cemaatinin AKP’ye karşı hangi pozisyonu alacağı ifadeleri yer alıyor.

Karahasanoğlu’nun Akit’te “Gülen’in editörü Osman Şimşek ile yazışmalarım (2)” başlığıyla yayımlanan (22 Ağustos 2014) yazısı şöyle:

Yeni Başbakan adayının Ahmet Davutoğlu olarak açıklandığı bu heyecanlı günde, genel bir değerlendirme içerikli dizi yazıya dönüşen köşemden dolayı beni mazur görün..

Dün, Fethullah Gülen’in konuşmalarının yayınladığı herkul.org’un editörü Osman Şimşek ile 2013 sonunda yaptığımız yazışmayı aktarmaya başlamıştım. Bugün Osman Şimşek’in, benim“Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyorsunuz?” diye hayretler içinde yönelttiğim sorulara verdiği cevabı aktaracağım. Aşağıdaki cevabı, Gülen cemaatinin 30 Mart seçimleri öncesinde ev ev, yurt yurt, öğrencileri de kullanarak dağıttıkları seçim broşürlerini, “AK Parti’ye vermeyin de, hangi partiye oy verirseniz verin” mesajı içeren tabldot broşürleri hatırlayıp değerlendiriniz... Samanyolu’ndaki, Zaman gazetesindeki CHP’ye oy verilmesini öneren haberleri, dindar siyasetçiler aleyhindeki yıkıcı manşetleri gözünüzün önüne getirerek lütfen okuyunuz.. 

Gülen cemaatinde, “Kitap, Sünnet, akıl, mantık, insaf ve milletimizin faydası noktasında değerlendirilir” denilen “oy verme” işinin, sonuçta “CHP’ye, hatta BDP’ye oy verme”noktasına nasıl getirildiğini hatırlayıp, ibretle okumanız ümidi ile: 

kimden: Osman Simsek <[email protected]>

kime: [email protected], [email protected]

tarih: 26 Kasım 2013 13:05

konu: Ali Karahasanoğlu beyefendinin dikkatine

Aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühu

Muhterem Ali Beyefendi, (müsadenizle Ali ağabeyim diyeceğim)

Öncelikle bu kardeşiniz 41 yaşının 30-35’ini rahle-i tedriste geçirmiş ve hala sadece ilim ile meşgul olma derdinde bir talebedir. Siyasetçi değilim, politikaya aklım ermez; hele büyük dünyevi oyunlarla hiç işim olamaz. Onun için de dediklerimin net olduğunu zannediyorum; lafı eğip bükmekten, Hak’tan başkasına şirin görünme gayretinden Allaha sığınıyorum.

Ali Ağabeyim,

Öncelikle Akit’i “bir gazete” (!) olarak görmediğimi söylemeliyim; bir yazınızda bu ifadeden alınmış olduğunuzu gördüm. Kastımın hakaret ya da hafife alma olmadığını ifade etmeliyim. Sadece daha fazla polemiklere sebebiyet vermemek için isim zikretmemiştim hepsi o kadar. Mü’min insaflı olmalı; beğenmediğim yazılar olabilir, fakat Akit’te “Allah razı olsun, hissiyatımızı seslendirmiş” dediğim yazılar da az olmamıştır.

Ne var ki, Akit’in son dönemdeki tutumuna anlam veremediğimi, hele Zat-ı alinizin ve Hasan ağabeyimin bazı ima ve ifadelerini bir yere koyamadığımı belirtmeliyim. Mesela, onca mesele varken Herkul ismine yazı yazılmasını, bir mümine yakışmayacak imalarda bulunulmasını bir yere koyamıyorum. 

Ağabeyim,  

Ben Hizmet’in sözcüsü değilim; adımın medyada anılmasından da rahatsızım. Fakat hadisenin şahidi olarak malum manşetinizden sonra muhterem Hocamızın rical-i devlete mesajlarını kamuoyuyla paylaşmak zorunda kaldım.

O mesajlar ne bir ne beş ne de üç günlük hadise beş haftalık hadise. Muheterm Hocamız hemen her problemde “bir müminlik gereği ve vazifesi” olarak byüklerimize mektuplar yazdı; fikirlerini söyledi, ehl-i nifak ve garazı güldürmemek, ehl-i imanın kavgasıyla onları sevindirmemek için çok gözyaşı döktü ve ben bunlara şahit oldum. (Daha önce kamuoyuyla paylaşılmamışsa bu “aramızdaki meseleleri faş ediyorsunuz” denmemesi içindir.) O şehadetin binden birini paylaşmak için mecburen açıktan bir yazı yazdım ve onunla da meseleyi bitirip köşeme çekilecektim. Fakat hemen akabinde Zat-ı aliniz ve Hasan ağabeyimin diğer yazıları geldi ki bilhassa Hasan ağabeyimin Herkul yazısından çok rencide oldum, çok üzüldüm; suizanların boyutu karşısında hayretler içinde kaldım. Oysa katılmayabilirsiniz ama zannediyorum bizim meşrebimizde “sırran tenevveret” ve “tedbir” meselesine önem verildiğini bilirsiniz. Herkul’un ortaya çıkış tarihine ve şartlarına bir bakılsaydı onca suizan edilmezdi. Herkul hikayesini ilk fırsatta bir yazıyla da anlatacağım, nasipse.

 Oy meselesine gelince; bir mü’min, seçimlerde kendisine düşen vazifeyi yapmazsa, Allah indinde mesul olur kanaatindeyiz;  şu kadar var ki bizim gibilerin oy ile alâkası seçime bir hafta kala başlar. Herkes kendi aralarında, hangi partiye oy verecekleri mevzuunda konuşur, görüşür ve seçim günü de gider reyini kullanır; daha sonra da artık bu işin münakaşası yapılmaz. Bizim devamlı bir vazifemiz vardır ki biz büyük ölçüde onu düşünürüz; o da Hizmet’tir, i’la-yı kelimetullah meselesidir.

Şu anda medyada “oy” konusunda neler konuşulduğunu sizin de buyurduğunuz gibi çok iyi biliyorum (Tashih sonucu ‘biliyorum’ diye yazıldığını, doğrusunun ‘bilmiyorum’ olduğunu bir sonraki mektupda Osman bey belirtmişti. Ali İhsan’ın notu). Amerika’da yaşadığımdan medyayı şümullü takip edemiyorum, hele televizyonları hiç izlemiyorum. M. Yeşil ağabeyin açıklamalarından haberim var. Onun da verilmiş bir karardan bahsetmediğini, bir gönül kırıklığını nazara verdiğini çok iyi biliyorum..

Ağabey,

Şu anda Hizmet insanlarının yüzde doksan dokuzu son seçimde nerede duruyorsa orada duruyoruz. Fakat kalbimiz çok kırık; hatta iftira edilip siyasi bir komplonun içinde gösterilmekten çok rahatsızız. Medyada herkes bir şey söylüyor, çoğu zaman Hizmeti hiç temsil edemeyecek insanların sözleri de bizim genel kanaatimiz gibi kabul edilip yorumlar yapılıyor. “Cemaat şunlara oy verecek!” diyenler vallahi yalan söylüyorlar; yeminle söylüyorum zira genel üslup ve yolumuzu yukarıda yazdım; bizim için oy meselesi seçime bir hafta kala gündeme gelir ve o da Kitap, Sünnet, akıl, mantık, insaf ve milletimizin faydası noktasında değerlendirilir.

Cenab-ı Hak, “Sadakalarınızı men ve eza ile heder etmeyin!” buyuruyor. Son yazıda dile getirdiklerim bir başa kakma değildi. Hissiyatımızı ifade etmeye çalıştım. Yoksa uçakla on saat oy vermeye gitmişsem bunu takdir almak ve hep hatırlanması için yapmadım; Allah rızasının o vakitte orada olduğuna inandığım için yaptı. Seçim zamanı da yine ben ona bakarım; Allah’ın muradının nerede olduğuna inanırsam ona göre hareket ederim.

Şu anda Hizmet’in siyasi yönü olarak yazılıp çizilenler sadece dedikodulardan ve yorumlardan ibarettir. Hizmet cenahında ise çok ciddi bir inkisar-ı hayal yaşanmakta ve “Bunların oyu ne kadar ki?!” şeklindeki kelle sayısı yaklaşımları kalbleri iyice parçalamaktadır. Şayet daha büyük kırgınlıklara sebebiyet verilmezse Hizmet insanlarının tutumları değişmeyecektir. Aksine böyle iftiralara inanmalar ve kırıp geçirmeler devam ederse o zaman da biz de dahil hiç kimsenin insanlara “Şurada durun” demeye hakkı ve takati kalmayacaktır.

Hürmetlerimi arz, dualarınızı istirham ederim.

Osman Şimşek - Herkul.org