Yeni Akit gazetesinin yazı işleri müdürü Ali Karahasanoğlu, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun 800 bin farkla kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini köşesine taşıdı. Karahasanoğlu, seçim öncesi İmamoğlu lehine yazı yazan isimleri ‘bir kenara yazdıklarını’ söylerken Belediye kontrolünde gayler, lezbiyenler, gayrı ahlaki ilişkileri normalleştiren zihniyete seminerler verdirilirse… Bunun vebali, Ahmet Davutoğlu ekibinin boynuna olacaktır…” İfadesini kullandı.
Karahasanoğlu’nun “CHP’ye kazandıran ‘alnı secdeli’ler, vebali de üstlendiler!” Başlıklı yazısı şöyle:
Biz üzerimize düşeni yaptık.
Uyarı görevimizi yaptık.
“40 yıllık Kani, olmaz ki yani” dedik..
“Belediyeye ait arsayı kendisine ait gibi gösterip insanları kandıran kişiden belediye başkanı olmaz” dedik..
Dün akşam ortaya çıkan seçim sonuçlar gösteriyor ki, tespitlerimizi anlatamamışız..
Uyarılarımızın, ikazlarımızın muhatabı, sol çizgideki insanlar değildi.
Onların tavırları zaten her zaman net..
İzmir’de olduğu gibi..
Hizmet görmeseler de..
Batıl davalarına sahip çıkıp.
“CHP yönetimi aday olarak bir eşek gösterse, yine ona oyumuzu veririz”tavrından taviz vermediler..
Bunun içindir ki, solculara sözümüz yok..
Sözümüz, bizim mahalledekilere..
“Alnı secdeli olma” asgari noktasında buluştuklarımıza..
40 yıl beraber yürüdüğü arkadaşlarına sırtını dönenlere..
40 yıldır mücadele ettiği CHP’ye destek verip..
40 yıldır bizzat kendisinin kuyusunu kazmaya çalışan, eşinin başörtüsü yüzünden cumhurbaşkanı adaylığını engelleyenlere adeta övgüler düzen Abdullah Gül’lere..
“İnşallah her şey memleket için güzel olur, iyi olur. Umarım insanların beklentileri karşılanır. Ümit ederim memleketimizin ihtiyaçlarının karşılandığı bir dönem başlar” diyen Abdullah Gül’lere..
“Her şey memleket için güzel olur” ne demek?
“Her şey çok güzel olacak” siyasi sloganının sahibi CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun peşine takılıp, kuyruk olmak ne demek?
Saadet Partisi yönetimi.
Hatta, Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı..
31 Mart seçimleri için açıkça söylemişti..
“Kaybettiren biziz.”
Binali Yıldırım’a kaybettiren kim ise..
Bunun doğal zorunlu sonucu olarak, Ekrem İmamoğlu’na “kazandıran” da aynı kişi, aynı parti olmaz mı?
Abdullah Gül ekibinin ve Saadet Partisi’nin yanı sıra..
Bir de..
AK Parti’den ayrılmamış durumdaki, Ahmet Davutoğlu grubu var..
Davutoğlu’nun gazetesinde, CHP’li başkan adayını destekleyen ekip var..
Bu üç gruba da..
Ve bu başlık altındaki grupların yanı sıra..
Şu dini grubun, bu dini grubun tepesindeki isimlere sesleniyorum..
Desteklediğiniz, oy verdiğiniz Ekrem İmamoğlu’nun icraatlarının vebalini üstlenmeye hazırsınız, değil mi?
•
Akacak kan, damarda durmazmış..
CHP kazandı..
Üzüldük..
Ama biz, “Olanda hayır vardır” deriz..
“Hayır gibi gördüklerimizde şer, şer gibi gördüklerimizde hayır vardır”inancındayız..
Ama tarihe not düşelim..
Bu seçim öncesinde “Ekrem İmamoğlu lehine yazılar döktüren bizim mahallemizdekiler”in hepsini bir kenara yazdık..
CHP adayına destek verenlerin hepsini kaydettik.
Her olumsuz icraatta..
Hatırlatacağız: “Vebali sizin boynunuza..”
Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım ile birlikte yaptıkları canlı yayın programında, taahhüt etti: “Belediyeye ait sosyal tesislerde alkollü içki olmayacak.”
Gerçekten, bugüne kadarki uygulama sürdürülürse, seviniriz..
Ama aksi olursa..
Belediyenin sosyal tesislerine alkollü içecekler girerse..
Vebali “Her şey memleket için güzel olur” diyen Abdullah Gül’ün ve onunla birlikte hareket edenlerin üzerinedir..
Vebal; “Biz kaybettirdik” diyerek, sosyal tesislerde alkolü kaldıran siyasi partinin belediye başkan adayını kazandırmamakla övünen Saadet Partisi yönetiminin boynunadır.
Yarın belediye yönetiminde, “toplumsal cinsiyet eşitsizliği” adı altında, AK Parti’nin hatasının çok ötesinde, gaylere, lezbiyenlere, homoseksüellere alanlar açılırsa..
Belediye kontrolünde gayler, lezbiyenler, gayrı ahlaki ilişkileri normalleştiren zihniyete seminerler verdirilirse..
Bunun vebali, Ahmet Davutoğlu ekibinin boynuna olacaktır..
Kur’an kurslarına, camilere, imam hatip liselerine, dini vakıfların yurtlarına belediyenin verdiği ayni destekler kesilirse..
Desteği bir kenara bırakın..
Zorluklar çıkarılırsa..
Engellemeler yapılırsa..
Bunun vebali; “Allah rızası için” yola çıktığını söyleyen, ama CHP’li adayı destekleyen dini grupların üzerine olacaktır..
•
Ekrem Bey’in konuşmasını dikkatle izledim.
Kendisinin kürsüye çıkmasından yarım saat önce, Binali Bey sonucu açıkladı..
Buna rağmen, Ekrem Bey’in yüzünde, küçücük bir sevinç işareti yoktu..
Hiç gülmedi..
30 dakika süren konuşmayı dikkatle izledim..
Karşımda, seçimi % 54 oy alarak kazanmış bir “başkan” görüntüsü yoktu..
AK Parti adayına % 9 fark attığı halde. “Ben şimdi ne yapacağım” diyen bir “şaşkın adam” fotoğrafı verdi...
Seçim öncesindeki vaadlerinin hiçbirisi için, küçücük bir imada bile bulunmadı..
“Şimdi vakit, vaadleri yerine getirme vakti” demedi.
Kazandığına dair hiçbir tereddüt olmamasına rağmen, seçimde bir ihtilaf olmamasına rağmen, rakip aday kaybettiğini açıkça kabul ettiği halde, “Sandıkların başından ayrılmayalım” çağrısı ile, şov yaptı..
Öyle sanıyorum ki..
Ekrem İmamoğlu’nun önümüzdeki belediye başkanlığı dönemi..
Sadece kendisinin değil.
Belki de.. CHP’nin de batışının müsebbibi olacak..
Nasıl ki, 1989’da tüm Türkiye’de belediye başkanlıklarını kazanan CHP..
O başkanlıklardaki kötü icraatları sebebi ile, 1995 seçimlerinde yerini tek kişilik parti konumundaki Bülent Ecevit’e bıraktı..
Benzer bir iflası, CHP tekrar yaşayabilir..
Şimdi biz de, Ekrem İmamoğlu’nun takipçisi olacağız..
Bu sefer gerçekten başkan seçildi.. Belediye’nin bütün bilgileri artık elinde..
Bakalım, “7 personele bir araç düşüyor. Bunu sonlandıracağım” sözünün önce doğruluğunu, sonra da “o söz doğru” ise, “sonlandırma sözü”nü tutacak mı?
“Seçimlerin yenilenmesine karar verilmeseydi, Belediyenin tüm araçlarını Yenikapı’da toplayıp, deşifre edecektim. Mazbatam iptal olunca, yapamadım”sözünü, yeni mazbatasını alır almaz tutacak mı?
Vatandaşa “ekmek, süt” sözünü tutacak mı?
“Kimseyi işinden etmeyeceği” sözünü tutacak mı?
Yoksa bunların hepsini unutacak mı?