Yeni Akit gazetesinin sorumlu yazı işleri müdürü Ali Karahasanoğlu, darbe girişiminde bulunan askerlerle ilgili olarak "İdam cezasının Anayasa’dan çıkarıldığından habersiz değilim. Darbenin sivil uzantıları için, Askeri Ceza Kanunu’nu uygulayamazsınız ama, Askeri Ceza Kanunu'na göre orgeneralden ere tüm darbeciler idam edilebilir" diye yazdı. Karahasanoğlu, Asker Ceza Kanunu'nun idam cezasıyla ilgili madde hakkında "20. madde şöyle: 'Ölüm cezası, buna mahküm olan kimsenin hayatının izale olunmasıdır' Türk Ceza Kanunu’nda ölüm cezası şeklinde bir ceza bulunmuyor ise de. Askeri Ceza Kanunu’nda “ölüm cezası” halen duruyormuş" diye yazdı.
Ali Karahasanoğlu, Yeni Akit gazetesinin bugünkü (31 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Darbeci askerlerin cezaları: Kurşuna dizilerek ölüm!' başlıklı yazısı şöyle:
Yazımın başlığı, bir temenni değil..
İdam cezasının Anayasa’dan çıkarıldığından habersiz de değilim..
Hukukun lastik gibi; çektikçe uzadığını, yaşayarak öğrendiğim için..
Somut verilerden hareketle, “Darbeci askerlerin cezaları ölüm” diyorum..
Çok teorik ayrıntılara girmeden, Askeri Ceza Kanunu’nun metnine, linkinden ulaşabileceğinizi belirtip, ilgili maddeleri sıralayayım.
Askeri Ceza Kanunu’nun 20. maddesi şöyle:
“Ölüm cezası:
Madde 20 - 1- Ölüm cezası, buna mahküm olan kimsenin hayatının izale olunmasıdır.”
Demek ki ne imiş?
Türk Ceza Kanunu’nda ölüm cezası şeklinde bir ceza bulunmuyor ise de..
Askeri Ceza Kanunu’nda “ölüm cezası” halen duruyormuş..
Dahası var..
Bu maddenin devamında, ölüm cezasının nasıl infaz edileceği de düzenlenmiş:
“Bu ceza askeri şahıslar hakkında askeri bir cürümden dolayı hükmedilmiş ise mahkumun kurşuna dizilmesi suretiyle infaz olunur.”
Madde metni çok açık..
Ölüm cezası kanunda var..
Ancak iki şartla uygulanabilir:
1) Sadece asker şahıslara ölüm cezası verilebilir.
2) Sadece askeri suçlar için verilebilir.
Bu iki şart.
15 Temmuz darbesine imza atan subaylarda var mı?
Var..
Darbenin sivil uzantıları için, Askeri Ceza Kanunu’nu uygulayamazsınız ama..
Orgeneralinden tutun, erine kadar, 15 Temmuz isyanına kalkışan tüm askerlere, ölüm cezası uygulanabilir.
Burda bir karşı soru gelebilir:
“Soruşturma halen, darbe suçundan dolayı yürütülüyor. Bu madde, Türk Ceza Kanunu’nda düzenleniyor. İlgili maddede de, ‘Ölüm cezası verilir’denmiyor.”
Bu itiraz doğru.
Ama Türk Ceza Kanunu uygulanarak, ölüm cezası verilmeyecek ki.
Askeri Ceza Kanunu uygulanarak ölüm cezası verilecek.
Askeri Ceza Kanunu’nun birçok maddesinde, “Savaş veya savaş hazırlığı”durumunda işlenen darbe benzeri fiillerin cezasının ölüm olduğubelirtiliyor..
“Türkiye’de 15 Temmuz itibari ile, savaş durumu veya savaş hazırlığı yoktu” denilebilir..
Aslında Suriye’de yaşanılanlar açısından, Türkiye’nin de “savaş hazırlığı”içinde olduğu tespiti pek de haksız sayılmaz ama..
Daha önemlisi şu:
Askeri Ceza Kanunu’nun 97. maddesinde zaten 15 Temmuz’da yaşanılanlar bire bir düzenlenmiş.
Ne diyor 97. madde, alıntılayalım:
“Fesat ve cezası :
Madde 97 - 1 - Birden ziyade askeri şahıslar bir amire veya mafevka hep birlikte itaatsizlik veya mukavemet veya fiilen taarruz etmek (M. 86, 90, 91) için ittifak ederlerse fesat sayılır ve ceza, ittifak edenlerin yapmak için ittifak ettikleri cürme tatbik edilecek kanun maddesine göre tayin ve ölüm ile müebbet ağır hapisten başka hallerde üç aydan iki seneye kadar artırılır.
2. İttifak edenler eğer suçu işlerse ceza ölüm ve müebbet ağır hapisten başka hallerde 50’nci madde mucibince arttırılır.”
15 Temmuz’da ne oldu?
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a karşı bir itaatsizlik ve mukavemet, hatta fiili taarruz yaşanmadı mı?
Hulusi Akar, 2. Başkan Yaşar Güler, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal rehin alınmadı mı?
Daha ne olacak?
Bu eylemler..
Askeri Ceza Kanunu’nun 97. maddesindeki mafevka karşı taarruzun bire bir örnekleridir..
Dolayısı ile..
Cezası da Askeri Ceza Kanunu’ndaki şekli ile, ölümdür..
•
“Anayasa’da ölüm cezası kalktığı halde, Askeri Ceza Kanunu’nda bu ceza niye kalkmamış, acaba unutulmuş mu?” sorusu da!
“Anayasa’daki değişikliğe rağmen, kanundaki ölüm cezası ile ilgili düzenlemenin bir geçerliliği olabilir mi?” sorusu da gereksiz..
Ölüm cezası ile ilgili Anayasa değişiklikleri 2002 ve 2004 yıllarında yapıldığı halde, kanunda 12 senedir unutulmuş olabileceği mümkün mü?
Veya, bu kadar önemli bir düzenleme, “Nasıl olsa Anayasa ile kanun çeliştiğinde, kanun değil, Anayasa uygulanır. Askeri Ceza Kanunu’ndaki ölüm cezası düzenlemesinin, hiçbir hukuki kıymeti yok” diyerek, önemsizleştirilebilinir mi?
Mümkün değil..
Hemen belirteyim..
“Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez” şeklindeki Anayasa’nın 37. maddesindeki düzenleme, “Ölüm cezası ile birlikte genel müsadere cezası verilemez” anlamında yorumlanmaya müsait olduğu gibi..
Hemen sonrasındaki fıkrada, “Silahlı Kuvvetler ile ilgili istisna”nın da, neleri kapsadığı konusundaki tartışmanın ucu açıktır..
•
Bu vesile ile..
15 Temmuz darbesinin Pensilvanya’daki sivil uzantısına da bir hatırlatma yapalım..
17-25 Aralık sonrasında..
Tayyip Erdoğan’ın “Bunlar terör örgütü” suçlaması yaptığı ilk günlerde..
“Ben 2008 yılında beraat ettim. Aynı suçlama ile beni bir daha yargılayamazsınız” demesi yönünde kendisine akıl verenlere pek güvenmesin..
Bugün kendisini terör örgütü liderliğinden mahkum edecek, 15 Temmuz darbesi gibi, çok somut bir suç ortada duruyor..
O tarihte zaten hatırlatmıştık.
2008’deki beraat kararı, iddianame öncesindeki eylemler içindir.
Kaldı ki..
“Yeni delil ortaya çıktığında, her zaman için, yine o beraat kararı kaldırılır”demiştik..
Şimdi yeni bir uyarı daha yapayım.
İdam cezası, Anayasa değişikliği yapılarak, siviller için de getirilecek olursa..
O tarihe kadar Fetullah Gülen teslim olmamış ise..
Kendisine idam cezası uygulanır..
Nasıl mı?
Diyelim idam cezası 1 Ekim’de yürürlüğe girdi..
Fetullah Gülen ise, 15 Ekim’de yakalandı veya teslim oldu..
1 Ekim’den, 15 Ekim’e kadarki dönemde, Gülen’in terör örgütü üyeliği devam ettiği için..
15 Temmuz’daki eylemden bağımsız olarak.
15 Ekim’e kadar süren örgüt liderliği sebebi ile, idam cezasına çarptırılır.
Ben hatırlatayım da..
Gülen acele etsin..
İdam çıktıktan sonra..
“15 Temmuz’da siviller için idam cezası yoktu” savunması, bir işe yaramaz!