Akıncı Üssü’ndeki darbe faaliyetleriyle ilgili iddianamede 15 Temmuz’un sivil yöneticileri olduğu iddia edilen kişilere ilişkin detaylı bilgilere yer verildi. İddianameye göre, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde olan Atatürk Dil Tarih Yüksek Kurumu’nda görev yapan Hasan Balcı’nın asker iki oğlu da darbede görev aldı. Örgütün sivil yöneticilerinden Hakan Çiçek’in asker kardeşi de 15 Temmuz gecesi Akıncı’daydı.
İddianamede darbecilerin 15 Temmuz gecesi yapacağı ilk işin ‘Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) görevli timlerce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın alınarak, İstanbul’da bir süre bekletilip, hava yolu ile denize açılacak bir gemiye bindirilerek muhafaza etmek’ olduğu ortaya çıktı.
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, darbe girişiminden yaklaşık 3 ay sonra tutuklanan ve 143. Filo’da olduğuna ilişkin görüntüler kendisine gösterilen Balcı, “Ben darbe gecesi Akıncı Üssü’nde olduğumu kabul etmiyorum” dedi. 'FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı' olduğu iddia edilen firari şüpheli Adil Öksüz’ün gözaltında bulunduğu 17 Temmuz’da saat 15.15, 15.20 ve 15.25’te yani üç kere Hasan Balcı ile telefon görüşmesi yaptığı anlaşıldı.
Hürriyet'in haberi şöyle:
İddianamede Hasan Balcı’nın küçük oğlu Halil Burak Balcı’nın Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda MAK timinde astsubay rütbesiyle görevli olduğu, 15 Temmuz 2016 tarihinde darbeye teşebbüs faaliyeti sırasında Konya’dan önce İstanbul’a geldiği, darbe karşıtı komutanların Akıncı Üssü’ne kaçırılması eylemine iştirak ettiği daha sonra ise darbenin yönetim merkezi olan Akıncı Üssü’ne geldiği belirtildi. Şüphelinin büyük oğlu Gökhan Balcı’nın ise Tekirdağ’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde 8. Piyade Tank Taburu’nda kurmay binbaşı rütbesiyle görev yaptığı, 15 Temmuz tarihinde Gökhan Balcı’nın da Genelkurmay Karargâhı’nda sivil kıyafetlerle darbeye teşebbüs faaliyetine iştirak ettiği belirlendi. Balcı’nın sivil kıyafetleri eli silahlı görüntüsü dosyaya konuldu.
Darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’nde olduğu ve darbe koridoru olarak nitelendirilen 141. Filo’nun koridorlarında dolaştığı tespit edilen Hakan Çiçek’in örgüt içeresinde ‘kurmay subayların ağabeyi’ olarak görev yaptığı belirtildi. 2014 yılından beri ByLock kullanıcısı olduğu belirlenen Çiçek’in, Ankara’da gizli FETÖ koleji olarak bilinen Anafartalar Koleji’ni açtığı, darbe girişimine katılan çok sayıda subayın çocuklarının bu okulda okumalarını sağladığının altı çizildi. Adil Öksüz, Kemal Batmaz ile aynı dönemlerde ABD’ye seyahatler yapan Çiçek’in kardeşi pilot binbaşı Gökhan Çiçek’in darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’nde bulunduğu ve tutuklandığı anlaşıldı. İddianamede ifadesine yer verilen İlkay Ateş isimli asker, Gökhan Çiçek’in akrabalarının bir kısmının halen Fetullah Gülen’in yakınında korumalığını yaptığını söyledi.
FETÖ’nün yöneticilerinden elektrik elektronik mühendisi Harun Biniş’in ByLock kullanıcısı olduğu, diğer sivil imamlarla birlikte Adil Öksüz’ün darbeye hazırlık için yaptıkları toplantılara katıldığı, Adil Öksüz ve diğer sivil imamların ABD’de bulunduğu dönemlerde bu ülkeye seyahatleri bulunduğu belirtildi. İddianamede, Biniş’in de yakalandıktan sonra tıpkı Adil Öksüz ve Kemal Batmaz gibi “Kazan’a tarla bakmaya geldim mazeretini uydurduğu” ifade edildi. Biniş de Akıncı Hava Üssü 143. Filo’daki kamera görüntüsünü kabul etmedi. Biniş ek ifadelerinde, 15 Temmuz gecesi kulağında vertigo rahatsızlığı olduğu için Ankara’da olan bombalamayı duymadığını ve gece yatıp uyuduğunu ileri sürerek, “Ben darbeye teşebbüs eyleminde en karışık yerlerden biri olduğunu daha sonradan öğrendiğim Kazan’a gittim, çünkü arkadaşımla (Kemal Batmaz) önceden sözleşmiştik. Bu nedenle eşim bana olayları anlatmasına rağmen dikkate almadan arsa bakmaya gittim” iddiasında bulundu.
Darbe girişiminin ardından Ankara Ayaş’ta gözaltına alınan Gökhan Balcı, 21 Temmuz tarihindeki ifadesinde hâkimin “15 Temmuz gecesi neredeydin? Genelkurmay’a gittin mi” sorusuna “O gece babamın Balgat’taki evindeydim” yanıtını vermiş ve adli kontrol şartıyla bırakılmıştı. Genelkurmay Başkanlığı ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra binadaki kameraları detaylı olarak inceletirken sivil bir şahsın Karargâh’a girip elinde silahla çeşitli faaliyetlere katıldığını belirledi. Bu kişinin binbaşı Gökhan Balcı olduğu tespit edildi ve Balcı tutuklandı.
Darbecilerin bu planı, Ankara’da Adil Öksüz ile askerlerin katıldığı darbe toplantısında bulunan ‘gizli tanık Şapka’nın ifadesinde de yer aldı. Gizli tanık Şapka, Başbakan Binali Yıldırım, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, TEM Dairesi Başkanı Turgut Arslan, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç, Özel Harekât Dairesi Başkanı’nın da alınarak Akıncı’ya götürülmesinin planlandığını söyledi.
"Planlarımız boşa gitti"
İddianamede, tanık sıfatıyla ifadesine yer verilen İbrahim Halil Ağaç ise Genelkurmay Başkanı’na darbe bildirisini okutmaya çalışan Yurtta Sulh Konseyi üyelerinden tuğamiral Ömer Faruk Harmancık’ın telefonda görüştüğü bir kişiye, “Cumhurbaşkanı’nı öldüremedik, planlarımız boşa gitti, Cumhurbaşkanı’nın Almanya’ya kaçtığı yönünde haberleri yaymamız lazım” dediğini iddia etti. Harmancık’ın Öksüz’ün darbe toplantılarını yaptığı villada parmak izinin bulunduğu belirtildi.
İddianamede, ‘darbenin sivil yöneticileri’ olduğu ifade edilen Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş hakkında ilginç bilgiler yer aldı. Darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü’nde olduğu kamera görüntüleriyle tespit edilen Kemal Batmaz’ın örgüt içindeki kod adının ‘Abdullah’ olduğu belirtildi. İddianameye göre, Kaynak Holding bünyesinde yer alan Kaynak A.Ş.’de genel müdürlük görevi yapan Batmaz, üniversite öğrencisi olduğu dönemlerde örgüte ait evlerde kaldı, Adil Öksüz’ün darbeye hazırlık için Ankara’da yaptığı toplantılara katıldı ve Öksüz ile birlikte ‘son değerlendirme yapmak üzere’ 11 Temmuz 2016’da ABD’ye giderek 13 Temmuz’da döndü. Batmaz, 15 Temmuz gecesi ise Akıncı Üssü’nde toplantılar yaptı, vurulacak hedefler olarak belirlenen yerlerin vurulması, bombalanması emirlerini diğer şüphelilerle birlikte verdi, ‘Yurtta Sulh’ ismiyle açılan WhatsApp grubu üzerinden Türkiye genelindeki darbe faaliyetine katılan darbecilere ulaştırdı.
Batmaz’ın 4 kez ifadesine başvuruldu. Akıncı Üssü’nde görüntüsü ortaya çıkmasına rağmen bu görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını öne süren Batmaz, Adil Öksüz ile birlikte aynı dönemlerde ABD’ye gittiğini de delilere rağmen kabul etmedi. Batmaz’ın ifadeleri ilginç bir detayı ortaya çıkardı. Batmaz, eşi Gonca Batmaz ve 5 kişilik grup ile birlikte 13 Mart’ta ABD’ye gidip yine aynı 5 kişilik grupla birlikte 22 Mart 2016 tarihinde dönüş yaptı. Batmaz 3 Ekim 2015’te de 11 kişilik grup ile İstanbul’dan ABD’ye gitti. 7 gün sonra 10 Ekim 2015’te yine aynı 11 kişilik grup ile birlikte ABD’den İstanbul’a gitti. Kayıtlara göre Batmaz 24 Ekim 2013 tarihinde 20 kişilik bir grupla İstanbul’dan ABD’ye gitti yine aynı 20 kişilik grup ile 9 gün sonra ABD’den İstanbul’a döndü.
Batmaz’ın bu ziyaretlerindeki grupların içinde yer alan yabancı kişilerin açık isimlerine de iddianamede yer verildi. Bu kişilerin 15 Temmuz darbesiyle bağlantılı olup olmadıklarına ilişkin ise iddianamede herhangi bir değerlendirme yer almadı. Batmaz, söz konusu kişileri tanımadığını savundu. Batmaz’ın ifadelerinde Adil Öksüz’ü hiçbir şekilde tanımadığını söylemesine rağmen Öksüz’ün eşi Aynur Öksüz ile iş ortaklıklarının bulunduğu belirlendi. Batmaz’ın, Aynur Öksüz’ün erkek kardeşi Abdulhadi Yıldırım ile de ortaklıkları bulunduğu vurgulandı.
Akıncı Hava Üssü’nde yakalanan ve ifadesinde ‘tarımla ilgili bir belgesel çektiğini’ öne süren şüpheli Nurettin Oruç’un da FETÖ yöneticisi olduğu belirtildi. Adil Öksüz’ün Ankara’da yaptığı darbe toplantılarına katıldığı ifade edilen Oruç’un 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde görüntüsüne ulaşıldı. Oruç, Adil Öksüz ve Kemal Batmaz’ı tanımadığını ileri sürdü.
Sorgu odalarını temizlettirdi
İddianamede darbenin askeri yöneticileri arasında bir numaralı şüpheli olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı orgeneral Akın Öztürk’ün damadı yarbay Hakan Karakuş’un, kalkışmadan bir gün önce Akıncı 4. Ana Jet Üssü’ndeki sorgu odalarını temizlettirdiği ve bazı odaları da rehinelerin tutulması amacıyla boşalttırdığı anlatıldı.
İddianamede, darbecilerin kullandıkları Yurtta Sulh isimli WhatsApp grubunu da binbaşı Murat Celeboğlu’nun oluşturduğu ifade edildi. İddianamede, Celeboğlu’nun gruba 46 kullanıcı eklediği, 15 Temmuz saat 21.15’de “Ben Binbaşı Murat Celeboğlu. Toplu görüşmeleri buradan yapacağım. Önemli gelişmeleri buraya bildirirseniz Ankara’ya ileteceğim” yazdığı belirtildi.
Kameralar devre dışı bırakıldı
15 Temmuz’da Akıncı Üssü’nde olduğu sabit olan Adil Öksüz’ün hiçbir kameraya yakalanmadan üsse girebilmesi dikkati çekti. Savcılık kaynakları, “19 Haziran’da Öksüz’ün bulunduğu noktalardaki kameralar devre dışı bırakıldı” şeklinde açıkladı.
İddianamedeki ifadelerden 15 Temmuz gecesi 143. Filo gazinosunda olduğu belirtilen Öksüz’ün yanında tümgeneraller Mehmet Dişli ile Kubilay Selçuk’un da olduğu anlaşıldı.