Politika

Akif Beki de şirkette

Erdoğan'ın basın danışmanı Beki, RTÜK Başkanı Akman, Türkiye Deniz Feneri Derneği Başkanı Yılmaz ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Karaman, Yeni Dünya İleti

13 Eylül 2008 03:00

Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın basın danışmanı Mehmet Akif Beki'nin de Deniz Feneri davasında adı geçen pek çok isimle birlikte 1993 yılında yine Deniz Feneri davasında adı geçen bir şirkette yönetim kurulu üyeliği yaptığını yazdı. İşte Çetinkaya'nın yazısı: 



Akif Beki de Şirkette...
 
Şirketin adı: Yeni Dünya İliteşim A.Ş.
Kuruluş tarihi: 3 Şubat 1993.
Sermayesi: 1 milyar TL
Kurucuları: Recaî Kutan (Başkan, yüzde 20 pay), Haşim Bayram (Başkan Yardımcısı - Kom-bassan Holding)
Kanal 7'yi de içinde bulunduran şirket 7 Mayıs 1993 yılında Refah Partisi kurucularından dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamol-laoğlu tarafından kuruldu. Haşim Bayram para toplamak için Almanya'ya gitti. Millî Gençlik Vakfı'nın Hannover deki Ayasofya Camii'nde toplantı yaptı.
O tarihte Recep Tayyip Erdoğan Refah Partisi İstanbul İl Başkanı'ydı...
Tayyip 1994 yerel seçimlerinden bir yıl önce televizyon kurmak için kolları sıvıyor ama Necmettin Erbakan buna karşı çıkıyor. Sonunda Tayyip Bey, Erbakan Hoca'yı İkna ediyor.
Erbakan Hoca, Tayyip Bey'e pek güvenmediği için de şirketin başına Recai Kutan'ı getiriyor.
Bir yıl sonra yerel seçimler yapıldı. Recep Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı seçildi. Nurrettin Sözen'in kurduğu televizyon, Refah Partisi'nin oldu.
Bu konuyu yıllar önce yazdım...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üstünü örtmek için çalıştığı "Almanya Deniz Feneri e.V." davasında İlginç bir gelişme oldu. Mehmet Gürhan'ın kasasında savcı bir belge buldu ve bunu iddianameye koydu.
Belgede, Başbakan Erdoğan'ın basın danışmanı Mehmet Akif Beki, RTÜK Başkanı Zahid Akman, Türkiye Deniz Feneri Derneği Başkanı Engin Yılmaz ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın, Recai Kutan'ın 1993 yılında başkanlığını yaptığı Yeni Dünya İletişim A.Ş'nin yönetim kurulu üyeleri oldukları anlaşılıyor,
*•*
Almanya Deniz Feneri e.V. davası bir hafta içinde sonuçlanacak. Vurgunun Türkiye ayağının saptanması ise bir türlü gerçekleştirilemiyor.
Neden ve niçin?
Çünkü bu dolandırıcılık olayının bir ayağı EŞS AKP'ye kaymış durumda. CHP ve MHP üstüne [^ giderse AKP'nin işi çok zor...
Her neyse?
Dün sabah Yeni Çağ gazetesi Ankara Temsilcisi Sabahattin Önkibar'ı arayıp sordum;
"1993 yılında Büyük Ankara Oteli'nde Tayyip Bey ve Melih Gökçek'le yemek yemişsiniz ve televizyon işini konuşmuşsunuz, doğru mu?"
Onkibar, "Ben bu konuyu daha önce yazmıştım" deyip ekledi:
"O tarihte Tayyip Bey istanbul II Başkanı' ydı, Melih Gökçek telefon etti Televizyon kuracaklarmış. Ben de TGRT'deydim o zaman. İşi biliyorum. Büyük Ankara Oteli 'nde buluştuk. Yemeği ben ısmarladım. Tayyip Bey, Erbakan Hoca'ya gitmiş, geç geldi. Hoca televizyona karşıymış. Olurunu almak için Tayyip Bey Hoca'ya dil dökmüş. Masada iki genç var. Tayyip Bey gelince ikisi ayağa kalktı, anladım ki danışmanları. Tayyip Bey'in karşısında neredeyse hazırola geçiyor ikisi de. Ben onları tanımıyorum. Sonradan öğrendim adlarını. Biri Zekeriya Karaman öteki Zahid Akman..."
Gördünüz mü ilişkiler zincirini!
Aslında büyük vurgun 1993 yılında başladı Almanya'da... Milli Görüş, komisyon vererek Türklerden 5 milyar mark toplattı...
Yardımlar "Allah" adına toplanıp ceplendi... Tabela holdingleri Kombassan, Yimpaş paraları cepledi...
Mehmet Gürhan'ın kurduğu Frankfurt'taki Media7 (1995 yılında), 2001 'de kurulan Euro 7...
Para transferleri...
Şaka değil milyonlarca Avro kayıp, nerede olduğu belli değil...
İddianameyi okudukça şaşırıyorum.
Firdevsi Ermiş her şeyi apaçık anlatıyor...
•••
Almanya'daki Deniz Feneriyle Türkiye'deki Deniz Feneri arasındaki ilişkiler ortada. Toplanan paraların kimler aracılığıyla Türkiye'ye getirildiği ortada.
Ceple babam ceple!
RTÜK Başkanı görevinin başında, Tayyip Bey'in basın danışmanının keyfi yerinde...
Haydi benîm takkeli-takkesiz liboşlarım; İkinci Cumhuriyetçi AKP yalakalarım; "özgürlükçü so!culuk(!)" yapan dönek maskaralarım gördünüz mü, "vurgun" AKP'ye kadar uzanıyor.
Konuşun, konuşun!..
Ahmet Hakan ve Can Dündar kardeşlerim CNN'de, NTV'de bu "soygun "u tartışmaya açmayı düşünüyor musunuz?..